Tatar, 1 Ağustos Toplumsal Direniş Bayramı dolayısıyla mesaj yayımladı.

Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre Tatar mesajına, “Kıbrıs’ın atalarımız tarafından fethinin 453’üncü yıl dönümünü, Türk Mukavemet Teşkilatı’nın (TMT) kuruluşunun 66’ncı yıl dönümünü ve Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı’nın kuruluşunun 48’inci yıl dönümünü bir kez daha büyük bir çoşku ve heyecanla kutlarken, vatan bildiğimiz bu topraklarda özgür ve egemen olarak Toplumsal Direniş Bayramı’nı da büyük bir inanç ve azimle yeniden idrak ediyoruz” sözleriyle başladı.

Kıbrıs’ın fethinin 453’üncü yıl dönümüne ilişkin Cumhurbaşkanı Tatar, “Kıbrıs 80 bin şehit pahasına fethedilirken, Anadolu’nun çeşitli bölgelerinden gelerek bu topraklara yerleşen atalarımız, bu toprakları vatan yapmıştır. Bu nedenle köklerimizin Anadolu’da olduğunu,  Anadolu ile kan, can ve gönül bağımız olduğunu söylüyoruz. Bu bağları da hiçbir güç koparamaz.” ifadelerini kullandı.

Türk yönetimindeki Kıbrıs’ta güven ve huzur sağlanırken,  soy, ırk ve din ayrımı yapılmadığımı, adil ve adaletli bir düzen sağlandığını vurgulayan Tatar, mesajına şöyle devam etti:

“Ama ne var ki 1878 yılında Kıbrıs’ın İngiltere’ye kiralanması ve İngiltere’nin 1914 yılında Kıbrıs’ı haksız ve tek yanlı bir kararla ilhak etmesiyle, güven ve huzur ortamı yok olurken, Rumların Kıbrıs’ı Yunanistan’a ilhak etme girişimleri de yoğunluk kazanmıştır. Halen devam etmekte olan Rum zihniyetine göre; Kıbrıs Türkleri bu adada misafirdir ve hiçbir hakları yoktur.  Yine aynı zihniyete göre; Türk ırkının Kıbrıs’ta bir uzantısı olan Kıbrıs Türklerinin devlet yönetiminde söz hakları olamaz.

İngiliz Sömürge Yönetimi ile Rumların tüm baskı ve saldırılarına rağmen, Kıbrıs Türk halkı büyük bir fedakarlıkla kahramanca direnmiş, Türklüğün onur ve şerefini ayaklar altında çiğnetmemiş, vatan bildiği topraklardan vazgeçmemiştir.”

- “Halkımız, TMT öncülüğünde yürüttüğü direniş ve Anavatan Türkiye’nin yardım ve desteğiyle yine Rum’a boyun eğmedi, esir olmadı”

Türk Mukavemet Teşkilatı’nın kuruluşunun 66’ncı yıldönümü olduğunu da anımsatan Tatar, EOKA’nın saldırılarına karşı tüm direniş örgütlerinin tek bir çatı altında toplanmasıyla kurulan TMT’nin bir savunma örgütü olduğunu, görevinin ise halkın yok edilmesini ve Kıbrıs’ın bir elen adası olmasını önlemek olduğunu belirterek, “Tarih ve Kıbrıs’ta yaşananlar bunun tanığıdır.” dedi.

Dr. Fazıl Küçük’ü, Rauf R. Denktaş’ı, TMT’nin  kahraman neferlerini, dönemin TC Başbakanı Adnan Menderes ile Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu’yu ve tüm şehitleri rahmet ve minnetle anan, gazileri saygıyla selamlayan Tatar, şöyle devam etti:

“Kıbrıs Türk halkı TMT öncülüğünde yürütülen mücadele sonrasında, 1960 yılında kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti’nin eşit kurucu ortağı olurken, Rum-Yunan liderliği Kıbrıs Cumhuriyeti’ni 'Enosise bir sıçrama tahtası' olarak değerlendiriyordu. Rum-Yunan liderliği Kıbrıs Türk halkını yok edip, Kıbrıs’ı bir Elen adası yapabilmek için Akritas Planı’nı hazırlarken, 21 Aralık 1963 tarihinde de Kanlı Noel saldırıları başlıyordu. Büyük bir katliam, vahşet ve soykırım yaşanırken, halkımız adanın yüzde 3’üne tekabül eden bölgelerde kuşatma altına alınmıştı. Halkımız, TMT öncülüğünde yürüttüğü direniş ve Anavatan Türkiye’nin yardım ve desteğiyle yine Rum’a boyun eğmedi, esir olmadı. Bu büyük direniş halkımızı 20 Temmuz 1974 sabahı Girne sahillerinde doğan özgürlük güneşine ulaştırdı. Bugün, kendi vatanımızda, kendi devletimizin çatısı altında özgür ve bağımsız olarak yaşıyorsak, bunu halkımızın direnişine, Mücahitlerimiz ile Mehmetçiklerimize ve Anavatan Türkiye’ye borçluyuz. Bunu asla unutmayalım.”

- “Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı, güçlü, çağdaş, düzenli, modern ve caydırıcı bir güç ve ordu haline geldi”

20 Temmuz Barış Harekatı sonrasında, 1 Ağustos 1976 tarihinde Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı’nın kurulduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı, Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı’nın 48’inci kurulu yıl dönümünü de kutladı.

Tatar, “Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı, her geçen günle daha da gelişerek, güçlü, çağdaş, düzenli, modern ve caydırıcı bir güç ve ordu haline geldi. Bunu sağlayan tüm komutanları ve mücahitleri saygıyla selamlıyorum.  Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı ile Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri halkımızın, devletimizin, egemenliğimizin ve Mavi Vatanımızın en büyük teminatı ve koruyucusu olduğu kadar, bölgemizde de önemli bir güçtür.” ifadelerine yer verdi.

-“Mavi vatanı korumakta kararlıyız”

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Rum tarafının silahlanmayı yoğunlaştırdığını, pek çok ülke ile askeri anlaşmalar imzaladığını, saldırı amaçlı olarak yeni deniz ve hava üsleri oluşturmaya çalıştığını da belirterek, bu girişimlerin Kıbrıs ve bölge için çok tehlikeli olduğunu söyledi. Rum-Yunan ikilisinin ayrıca bazı ülkelerin desteğiyle KKTC ve TC’ye ait deniz yetki alanlarını gasp etme girişimlerini de sürdürdüğünü belirten Tatar, şunları kaydetti:

Özdemir Berova: Yeni dönemde çok önemli yasalar gündeme gelecek Özdemir Berova: Yeni dönemde çok önemli yasalar gündeme gelecek

“Devletimiz, sahip olduğu toprakların yanı sıra, havada Gök Vatan ve denizlerdeki yetki alanlarında Mavi Vatan’dan ibarettir.  KKTC de sadece bir toprak parçası değildir. KKTC, deniz yetki alanları, kara suları, kıta sahanlığı, münhasır ekonomik bölge haklarıyla Türk dünyasının Doğu Akdeniz’deki Mavi Vatan’da temsilcisidir.

Kıbrıs konusunda Anavatan Türkiye ile birlikte belirlediğimiz yeni ve milli yolda kararlılıkla yürürken, Mavi Vatan da Anavatan Türkiye ile birlikte yürütülen milli bir davadır. 

KKTC, Anavatan Türkiye ile birlikte hava sahası ve Mavi Vatan'ına sahip çıkmakta ve bunları kararlılıkla savunmaktadır. Rum-Yunan ikilisinin Doğu Akdeniz’i bir 'Yunan gölüne' çevirme girişimlerine karşı seyirci kalmadık, kalmayacağız; gerektiğinde gereğini yapma konusunda da kararlıyız.”

Tatar mesajına, “Üç kutlu yıl dönümünü birlikte kutladığımız bu kutlu günde dünyaya bir kez daha sesleniyorum; Devletimizden, egemenliğimizden, topraklarımızdan, Mavi Vatan’dan, Anavatan Türkiye’nin garantörlüğü ile Türk askerinden asla vazgeçmeyeceğiz. Kıbrıs konusunda Anavatan Türkiye ile birlikte belirlediğimiz yeni ve milli yolda kararlılıkla yürümeye devam edeceğiz. Bu kutlu günde aziz şehitlerimizi rahmet ve minnetle anarken, gazilerimizi de saygı ve hürmetle selamlıyorum.” sözleri ile son verdi.