Cenevre'deki Dünya Meteoroloji Örgütü'nde (WMO) gerçekleştirilen ve 2 saat süren toplantı sonrasında AA muhabirine açıklamalarda bulunan, Türkiye'nin Birleşmiş Milletler (BM) Cenevre Ofisi nezdindeki Daimi Temsilcisi Büyükelçi Mehmet Ferden Çarıkçı; "Filistin, ilk defa yüksek akit taraflardan biri olarak diğer ülkelerle eşit statüde toplantıya katıldı" dedi.

Konferansa 126 ülke temsilcisinin katıldığını belirten Çarıkçı, Cenevre sözleşmelerinin uygulanabilirliğinin teyit edildiğini dile getirdi.

Çarıkçı, "Çok yoğun ve uzun müzakereler sonrasında ulaşılan taraf devletleri birleştiren bir bildiri oldu" diye konuştu.

Konferans sonrasında düzenlenen basın toplantısında konuşan İsviçre'nin büyükelçisi Paul Fivat; konferansın, tarafları suçlama ya da kınama amacıyla yapılmadığına dikkati çekerek, "Toplantının amacı uluslararası insan hakları hukukunun uygulanabilirliğini teyit etmektir. Bu konferans, suçlama yapma ve siyasi görüş paylaşma yeri değil ve burası uluslararası hukukun ne olduğunu tekrar dile getirme yeri" ifadesini kullandı.

"NİYE KATILMADIKLARINI ONLARA SORMALISINIZ"

Fivat, toplantıya taraf olan İsrail, ABD ve bazı ülkelerin katılmaması hakkında yöneltilen soruya, "Niye katılmadıklarını onlara sormalısınız" yanıtını verdi.

Fivat, 126 ülkenin üzerinde uzlaştığı ve bu ülkeler üzerinde bağlayıcılığı olan bildiri hakkında, "Kelimelerin dikkate alınacağına yönelik umut taşımayı sağlayabilen bir sinyal" olarak değerlendirdi.

Öte yandan, diplomatik kaynaklar bildirinin hazırlık sürecinde, "İsrail'in saldırılarıyla Filistin'in direnişi arasında bir denge kurulmaya çalışıldığı" ifade edilirken, Türkiye'nin de bulunduğu "bazı ülkelerin, 'saldırgan' ile 'kurban' arasında denge kurulmasına karşı çıktığını" belirtti.

Dördüncü Cenevre Sözleşmesi'ne taraf olan ülkeler, 10 maddelik bir bildiri üzerinde anlaştı.

Toplantıda kabul edilen bu bildiride, uluslararası insani hukuka tamamen saygı duyulmasına yönelik varolan ihtiyaç ifade edildi.

Konferansa katılan 126 ülke, İsrail ve Filistin'e uluslararası hukukun yasakladığı suçları hatırlattı.

Bildiride, tüm ciddi boyuttaki şiddet olaylarının araştırılması gerektiği ve adalet önüne çıkarılması gerektiği belirtildi.

Bildirinin, Filistin dahil olmak üzere konferansa katılan ülkeler üzerinde bağlayıcılığı var. Toplantıda yer almayan taraf ülke olan İsrail üzerinde ise bildirinin bir bağlayıcılığı bulunmuyor.

İşgal altındaki Filistin topraklarının işgalinin devamından duydukları endişeleri ifade eden ülkeler, İsrail'in işgal altındaki bölgelerdeki yerleşimlerinin hukuka aykırı olduğunu tekrar teyit etti.

Bildiride, Filistinlilerin evlerinin yıkılması, sivillere karşı aşırı güç kullanımı, okula ve hastanelere saldırı düzenlenmesi ve sivillerin kalkan olarak kullanılmasının yasak olduğu hatırlatıldı.

İsrail, ABD, Avustralya ve Kanada temsilcileri, konferansa katılmadı.

Konferans, 1999 ve 2001 yıllarında düzenlenen taraf devletler konferanslarının ardından, Filistin'in İsrail'e karşı direnişinde bugüne kadar ulaştığı en ileri nokta olarak görülüyor.

Konferans, İsveç'in Filistin'i tanıması ve Avrupa'da son aylarda Fransa, İrlanda, İspanya, Hollanda gibi ülkelerin parlamentolarında Filistin'in bağımsız bir devlet olarak tanınması için yapılan girişimler sonrasında düzenlendi. Filistin'i bugüne kadar resmen 135 ülke tanıdı.

1949 yılında imzalanan ve 1950 yılında yürürlüğe giren Dördüncü Cenevre Sözleşmesi, savaş bölgelerinde ve işgal altında yaşayan sivilleri korumayı taahhüt ediyor. İsrail ise Dördüncü Cenevre Sözleşmesi'ni imzalamasına rağmen henüz yasal olarak sözleşmeyi onaylamadı.

Batı Şeria ve Doğu Kudüs'te ele geçirdiği bölgeleri "işgal altında" şeklinde değil, "tartışmalı" olarak nitelendiren İsrail, inşa ettiği Yahudi yerleşim yerlerinin yasa dışı olmadığını ve sözleşmeyi ihlal etmediğini öne sürüyor. Filistin ise sözleşmeye 2 Nisan 2014 itibarıyla taraf olduğunu açıklamıştı.