İngiltere Başbakanı David Cameron, gelecek hafta yapılacak referandumla ülkesinin Avrupa Birliği'nden (AB) çıkma olasılığının "zehirleyici sonuçları olacağını" söyledi.

İngiltere'nin başkenti Londra'da metro girişlerinde ücretsiz dağıtılan "London Evening Standard" gazetesine konuşan Cameron, ülkesinin AB'den olası çıkışının üç etkisi olacağını kaydetti.

Cameron, "İlki ayrılmanın şoku olacaktır. ikinci belirsizlik etkisi olacaktır ki bu yıllarca sürebilir. Üçüncüsü de ticaretteki etkisi olacaktır. Ortak pazara girişiniz zor olursa, ekonominiz zayıflar ve iş olanaklarınız azalır. Bu üç etkinin sonucu Londralılar, ekonomi ve kamu finansmanı için zehirleyici olacaktır." diye konuştu.

Olası ayrılığın başkent Londra üzerindeki olumsuz etkilerine de değinen Cameron, Londra'nın "finans merkezi" unvanını kaybedeceğini ve Londra'da bulunan birçok uluslararası şirketin çalışanlarını işten çıkarmak zorunda kalacağını kaydetti.

İngiltere Başbakanı, AB'den çıkışın zengin insanlardan ziyade orta halli işçi sınıfını olumsuz etkileyeceğini dile getirerek, "Referandum sonucunun belli olacağı 24 Haziran sabahı hala AB'de olan bir ülke olarak uyanırsak, bu heyecan yaratacaktır. Londra va Londralılar rahat bir nefes alacaktır." dedi.

"AB, ANTİDEMOKRATİK BİR PROJE"

Birleşik Krallık'ın AB'den ayrılması gerektiğini savunan kampanyanın başını çeken eski Londra'nın Belediye Başkanı, Muhafazakar Partili Boris Johnson da Evening Standard gazetesi için kaleme aldığı makalede, AB'nin İngiltere'nin dünyanın geri kalanıyla rahat irtibatta olmasını engellediğini savundu.

Johnson makalesinde seçmenlere seslenerek, "AB'de hapis kalırsak dünyanın en hızlı büyüyen ekonomileriyle serbest ticaret anlaşmaları yapamayız. Güneydoğu Asya, Çin, Hindistan ya da ABD gibi. Londra'nın dünyaya tamamen açık olmasını istiyorsanız ayrılıktan yana oyunuzu verin." ifadesini kullandı.

Londra nüfusunun yüzde 38'inin İngiltere dışında doğduğuna dikkati çeken Johnson, bu dinamizmin ve kozmopolitliğin ancak AB'den çıkarak korunabileceğini ve geliştirilebileceğini kaydetti. Referandumun İngiltere'nin dünyayla ilişkileriyle ilgili olmadığını, AB üyeliğiyle ilgili olduğunu belirten Johnson, AB'yi "Avrupa'da ekonomik perişanlığa neden olan antidemokratik bir proje" olarak tanımladı.

AB referandumu 23 Haziran'da yapılacak ve halka "Birleşik Krallık AB üyesi olarak kalmalı mı, yoksa AB'den ayrılmalı mı?" sorusu yöneltilecek.

Referandum öncesi Birleşik Krallık'ta, "Ayrılığa Oy Ver" ve "Britanya Avrupa'da Daha Güçlü" isimleriyle iki farklı kampanya yürütülüyor. Ekonomi ve göç ise kampanyaların argümanlarındaki iki ana konuyu oluşturuyor.