Düşünce kuruluşu Avrupa Reform Merkezi'nin (CER) Kıdemli Analisti Rem Korteweg, sığınmacı krizinden terörle mücadeleye, Suriye'deki savaştan enerji güvenliğine ve Rusya ile ilişkilere kadar pek çok alanda Avrupa'nın Türkiye'ye ihtiyacı olduğunu söyledi.

Pazar günü gerçekleşen AB-Türkiye Zirvesi'ni AA muhabirine değerlendiren Korteweg, AB'nin Türkiye'ye, Türkiye'nin de AB'ye ihtiyacı olduğunu vurguladı.

"Avrupa için bugünlerde bütün yollar Ankara'ya çıkıyor" ifadesini kullanan Korteweg, "Sığınmacı krizinden terörle mücadeleye, Suriye'deki savaştan enerji güvenliğine ve Rusya ile ilişkilere kadar Türkiye kilit ülke" diye konuştu.

Ancak Türkiye'nin de büyüyen nüfusuna paralel büyüyen bir ekonomiye ihtiyaç duyduğunu belirten Korteweg, "Türkiye de ticaret, finans ve uluslararası sermayeyi cezbedecek reformları hayata geçirebilmek için AB'ye ihtiyacı var" görüşünü dile getirdi.

AB'nin Türkiye'ye karşı "işlem bazlı bir yaklaşım" benimsediğini ifade eden Korteweg, "Türkiye sığınmacı akınını keserse, üyelik müzakereleri başlayacak deniliyor ancak bu yaklaşım iki taraf için de riskli" uyarısını yaptı.

Türkiye'nin Avrupa'ya doğru sığınmacı akınını bütünüyle durdurmasının ne kadar mümkün olabileceğinin sorgulanması gerektiğini belirten Korteweg, "Sığınmacılar konusundaki anlaşma hayata geçirilemezse, Türkiye'nin bunun karşılığında almayı beklediği kazançlar da tehlikeye düşebilir. Bu da öncelikle vizesiz seyahatin ertelenmesini beraberinde getirebilir" diye konuştu.

Sığınmacı anlaşmasının Türkiye'yi bir çeşit "tampon bölge" gibi gören bir yaklaşım içermesini de eleştiren Korteweg, "Türkiye bu rolü oynamaktan memnun olacak mı? Bu, Türkiye'nin iç işlerini nasıl etkileyecek?" sorularının sorulması gerektiğini söyledi.

AB ile Türkiye'nin yeniden yakınlaşmasında Rusya'nın izlediği yayılmacı siyasetin de rolü olduğunu belirten Korteweg, özellikle Kırım'ın ilhakının bir dönüm noktası olduğunu vurguladı.

RUSYA FAKTÖRÜ

Korteweg, "Rusya'nın 2014'te Kırım'ı ilhakından sonra AB Rus gazına bağımlılığını azaltma kararı aldı. Rusya'ya alternatif olan Hazar bölgesinden, Irak'ın Kürt bölgesinden ve İran'da alınacak gazın doğal rotası da Türkiye. Dolayısıyla Türkiye Kremlin sayesinde AB için kritik bir enerji ortağı da oldu" değerlendirmesini yaptı.

Düşünce kuruluşu Avrupa Dış İlişkiler Konseyi (ECFR) Analisti Gustav Gressel de Türkiye'nin hava sahasını koruma refleksine verilen desteğin AB ülkelerinin Moskova'ya mesaj niteliğinde olduğunu ifade etti.

Gressel, "Bazı AB ülkeleri ile Türkiye Suriye'de Kürtler konusunda görüş ayrılığı içinde olsalar da bu yeri geldiğinde NATO'nun 5. maddesini uygulamada tereddüte düşecekleri anlamına gelmez. Putin'in de bunu anlaması lazım" değerlendirmesini yaptı.

"TÜRKİYE KRİTİK BİR AKTÖR"

Bir diğer ECFR Analisti Dr. Angeliki Dimitriadi, AB ile ilişkilerde Türkiye'nin elinde önemli kozlar olduğunu söyledi.

"Türkiye AB'nin mevcut sığınmacı akınını yönetmede olduğu gibi genel olarak göçün kontrolünde de hiç şüphesiz kritik bir aktör" diyen Dimitriadi, ancak AB ile Türkiye arasında varılan son anlaşmanın koşulsuz olmadığı uyarısını yaptı.

Dimitriadi, "Türkiye Suriyeli sığınmacılar için belli bir yaşam kalitesini ve bunların iş gücü piyasasına girmesini güvenceye almak zorunda. Türkiye kendi üzerine düşeni yerine getirmezse, AB'nin de sözünü verdiği kaynakları aktarması zor" diye konuştu.

AB liderlerinin sığınmacı sorununun Türkiye'nin birliğe üyeliğini tek başına tayin edecek bir unsur olmadığını açıkladıklarına dikkati çeken Dimitriadi, "Müzakereler başlayacak, bazı fasıllar açılacak ancak bu uzun bir süreç olacak" görüşünü dile getirdi.

Dimitriadi, AB-Türkiye Zirvesi'nin dengeli bir alışverişle sonuçlandığını sözlerine ekledi.

AB-TÜRKİYE ZİRVESİ KARARLARI

Brüksel'de 29 Kasım'da yapılan AB-Türkiye Zirvesi'nde, geri kabul anlaşmasının uygulanması ve öngörülen şartların karşılanması durumunda Türk vatandaşlarına vizesiz Avrupa için Ekim 2016 hedef tarih olarak gösterilmişti.

Zirve kararlarında, Türkiye'nin AB katılım müzakerelerinde 17'nci fasıl olan ekonomik ve parasal politikanın 14 Aralık'ta açılacağı da kayıt altına alınmıştı.

Zirvede ayrıca AB'nin Türkiye'ye Suriyeli sığınmacılar için "başlangıç olarak" 3 milyar avro mali destek sağlaması karara bağlanmıştı.