Türkiye üzerinden gelen göçmenleri geri itmek için işkenceye varan yöntemlere başvurmakla suçlanan Yunanistan'ın bu kez göçmeleri geri püskürtmek için ses topu kullanmaya kalkması Brüksel'de rahatsızlık yarattı.

Rahatsızlığın sebebi, Atina'daki sağcı hükümetin Türkiye ile kara sınırına Meriç Nehri'nden göçmen gelişini engellemek üzere 2 Uzun Menzilli Aktif Akustik Uyarıcı (LRAD) sistemi konuşlandırması.

Hem sivil hem askeri kullanımlı, taşınabilir LRAD sistemleri, jet motorundan bile yüksek olan 162 desibele varan ses yayarak insanlarda yön şaşırmaya, sağırlığa, dayanılmaz acılara ve sonucu belirsiz sağlık sorunlarına yol açabiliyor.

Yunanistan Göç ve Sığınma Bakanı Notis Mitarakis ile Avrupa Komisyonu'nun İçişlerinden Sorumlu Üyesi Ylva Johansson, bugün Brüksel'deki görüşmelerinin ardından gazetecilerin karşısına geçtiğinde, Türkiye sınırında denenen ses toplarıyla ilgili anlaşmazlık görüntüsü çizdi.

"GARİP BİR YÖNTEM"

Ses topunun görüşmede ele alınıp alınmadığı sorusu üzerine "Bugün bunu konuşmadık" diyen Johansson, "Benim görüşüme göre bu, sınırlarınızı korumak için garip bir yöntem" diye ekledi.

Yasallığının sorgulanmaya açık olduğuna işaret eden Avrupa Komisyonu üyesi, "Bu, Avrupa Komisyonu'nun finanse ettiği bir şey değil. Ve umarım temel haklara uygundur, fakat elbette bunun netleştirilmesi gerekir" diye konuştu.

Yunanistan'ın ses topu kullanarak AB hukukunu ihlal edip etmediği sorusunu "Yunan polisini etkileyen operasyonel meseleler hakkında konuşmayacağım. Polis yaptıklarını kendi bildiği yöntemlerle yapmak zorundadır" diye yanıtlayan Mitarakis, göçmenlere karşı ses topu kullanmalarının 'tuhaf olmadığını' savundu.