Uluslararası finans kuruluşlarının uzmanları, Avrupa Birliği ile Yunanistan arasındaki anlaşmaya rağmen Yunanistan konusundaki risklerin devam ettiğini belirtiyor.

Avro Bölgesi liderlerinin 17 saate yakın süren zirvesinde Yunanistan, iflastan kurtulmak ve avroda kalabilmek için ağır şartları kabul etmek zorunda kaldı.

Üç yıl süreli 82-86 milyar avroluk üçüncü kurtarma paketi karşılığında Atina, kemer sıkma önlemlerinin artırılması, vergi düzenlemeleri, çalışma piyasası ve emeklilik reformunun yapılması gibi koşullara "evet" dedi.

Ancak, söz konusu anlaşma ülkenin borcunun yeniden yapılandırılmasını ve orta vadede finansmanını sağlasa da Yunanistan tüm şartları karşılaması halinde bile borçlarını kısmen sildiremeyecek.

Söz konusu anlaşmanın piyasalara yansıması ve ülkenin kabul ettiği koşulların Yunan parlamentosunda onaylanıp onaylanmayacağı merak konusu oldu.

Analistler, tüm bu gelişmelerin ardından yapılan anlaşmanın ülkenin henüz mali sorunlarından kurtulmasını sağlamayacağını belirtirken, Çipras'ın referandumda oylanan koşullardan daha ağır şartları kabul etmesinin seçmenlerinde hayal kırıklığı oluşturacağını düşünüyor.

Uzmanlar, ayrıca kısa vadede Yunanistan'ın avrodan ayrılma (Grexit) riskinin azalmasına karşın, Yunanistan kaynaklı risklerin hala devam ettiğini belirtiyor.

ABN AMRO ekonomistlerinden Joost Beaumont, Avro Grubu'nun Yunanistan konusunda bir anlaşmaya varmasına rağmen hala birçok zorluğun devam ettiğini dile getirdi.

Anlaşmanın Yunanistan ve üye ülkelerin parlamentoları tarafından onaylanması gerektiğini anımsatan Beaumont, "Her şeyden önce, anlaşmanın çarşamba günü Yunan parlamentosundan bazı ağır kemer sıkma ve reform önlemlerinin alınmasını talep etmesi muhtemel. Ancak bütün bunlar onaylansa bile, yüksek bir uygulama riski devam ediyor" değerlendirmesinde bulundu.

"ZİRVE, AVRO BÖLGESİ ÜLKELERİNİN PARA BİRLİĞİNİN DOĞASI HAKKINDA NE KADAR DERİNDEN BÖLÜNDÜĞÜNÜ GÖSTERDİ"

Commerzbank Başekonomisti Dr. Joerg Kraemer ise Yunanistan ile AB arasında yapılan görüşmelerin ardından söz sırasının Atina'da olduğunu belirtti.

"İşkence gibi uzun bir zirve sonrasında, devlet ve hükumet başkanları topu Atina'ya geri attı" diyen Kraemer, "Yunanistan, kurtarma programının başlamasından önce çok sayıda beklenmedik sert reform yasalarını meclisten geçirmek zorunda. Ancak, zirve aynı zamanda Avro Bölgesi ülkelerinin para birliğinin doğası hakkında ne kadar derinden bölündüğünü gösterdi" ifadelerini kullandı.

"YUNANİSTAN'DA POLİTİK RİSK HALA YÜKSEK"

Berenberg Baş Ekonomisti Holger Schmieding de Yunanistan ile AB arasındaki anlaşmanın (Agreekment) yarım bir anlaşma olduğunu öne sürdü.

SYRIZA'nın kreditörleriyle yaptığı görüşmelerde sergilediği tutumu eleştiren Schmieding, şunları kaydetti:

"6 aylık tuhaflıkları ve 16 gün önce referandum için talihsiz çağrısının ardından, tüm kreditörler için 80 milyar avroluk destek paketinin onaylanması kolay olmayacak. Ve, Çipras ocak ve haziran aylarında seçmenlerine söz verdiği bir çok şeyin tersini uygulamak zorunda kalacağından dolayı Yunanistan'da politik risk hala yüksek."