AA muhabirine açıklamalarda bulunan Lesser, ABD Başkanı Donald Trump'ın İran nükleer anlaşmasından çekilmeye yönelik kararının bir süredir beklendiğini hatırlattı.  Avrupalı lidelerin bu karardan dolayı şaşırmadığını kaydeden Lesser, Trump'ın açıklamalarının ardından verilen "hızlı ve koordine edilmiş" tepkilerin de bunu gösterdiğini kaydetti. 

Lesser, diğer yandan Başkan Trump'ın iç politika açısından çok fazla aciliyet taşımayan bir konu hakkında hızlı bir karar vermesinin şaşırtıcı olduğunu belirtti. Lesser, Trump'ın kararında İran konusunda katı tavrıyla tanınan Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ve Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton'un etkili olduğunu ifade etti. 

"AB-ABD ARASINDAKİ İLİŞKİNİN ZAYIFLADIĞINI GÖSTERİYOR"

Avrupa Birliği'nin (AB) ısrarlı çabalarına rağmen ABD yönetiminin İran nükleer anlaşmasından çekilme kararının tam olarak AB açısından bir yenilgi anlamına gelmediğini söyleyen Lesser, "Bu karar transatlantik ortaklığın ABD nezdinde azalan önemine işaret ediyor." dedi.

ABD-AB ilişkilerinin halihazırda ticaret ve farklı konular nedeniyle zaten gergin olduğuna dikkati çeken Lesser, "ABD'nin İran nükleer anlaşmasından çekilme kararı transatlantik ilişkilerde yeni ve ciddi anlamda yıpratıcı bir cephe açtı." diye konuştu.

Lesser, ABD'nin İran'a yönelik ikinci yaptırım paketini katı bir şekilde uygulamaya kalkması halinde Avrupa'nın çok ciddi bir ekonomik ve siyasi ikilemle karşı karşıya kalacağını ifade etti.

ABD yönetiminin ikinci yaptırım paketini sadece bir tehdit unsuru olarak da kullanıyor olabileceğine işaret eden Lesser, böylelikle İran'a gözdağı vermek istendiğini dile getirdi. 

"AB İRAN'LA BİRLİKTE ŞİMDİLİK ANLAŞMADA KALACAK"

Lesser, "AB, İran'la birlikte şimdilik anlaşmada kalacak" öngörüsünde bulundu. AB'nin Washington yönetiminin tutumunu yumuşatmaya yönelik çalışmalarının devam edeceğini kaydeden Lesser, AB'nin Trump'ı özellikle ikinci yaptırım paketinden vazgeçirme konusunda ısrarcı olacağını söyledi.

ABD'de 6 Kasım 2018'de yapılacak kongre ara seçimlerinde Demokratlar'ın kazanması durumunda dinamiklerin değişebileceğini aktaran Lesser, bunun AB için yeni bir fırsat penceresi olacağını ifade etti. 

"AB İRAN'A İLİŞKİN TÜM SORUNLARI GÜNDEME GETİRMELİ"

Carnegie Europe adlı düşünce kuruluşundan Uzman Cornelius Adebahr da AB'nin İran nükleer anlaşmasının sağlanması için 12 yıllık müzakere sürecinde önemli rol oynadığını ve bu nedenle de anlaşmaya bağlı kalarak itibar kazanacağını söyledi.

AB'nin İran'ın anlaşmadan kaynaklanan sorumluluklarını yerine getirip getirmediğini yakından takip etmeyi sürdürmesi gerektiğini kaydeden Adebahr, öte yandan AB'nin İran'la anlaşma dışındaki konu ve sorunları da gündeme getirmesi gerektiğini ifade etti.

Adebahr, "İran nükleer anlaşmasına bağlı kaldığı süreçte AB, İran'ın balistik füze gelişimi, bölgesel rolü ve vatandaşlarına davranışı gibi konuları da gündeme getirmeli." diye konuştu. 

"BM GÜVENLİK KONSEYİ GÜNDEMİNE TAŞINABİLİR"

ABD'nin tekrar yaptırım uygulama kararına karşı AB'nin İran nükleer anlaşmasının sağladığı tüm mekanizmaları kullanması gerektiğini ifade eden Adebahr, konunun Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin gündemine de taşınabileceğini dile getirdi. 

Adebahr, "İran nükleer anlaşmasına ilişkin transatlantik bir birlik tekrar oluşturulamazsa nükleer silahsızlanma alanında büyük bir diplomatik başarı olan anlaşmanın ömrü uzun olmaz." ifadesini kullandı.
AB ve ABD arasında İran konusunda oluşan anlaşmazlığın "somut ve tehlikeli" olduğunu savunan Adebahr, "Bu durum geleneksel müttefik ve arkadaş olan AB-ABD arasında daha büyük bir kopuşun göstergesi." dedi.