Uzmanlar, Suriye'de YPG/PKK'ya desteğini sürdüren ABD'nin, DEAŞ'ın temizlenmesinin ardından YPG/PKK'nın bölgeden çıkacağı konusunda daha önce verdiği garantileri yerine getirmeyişini ve Türkiye ile ilişkiler çerçevesinde ABD'nin Suriye politikasını nasıl şekillendireceğine ilişkin öngörülerini AA muhabiriyle paylaştı.

"ABD, TÜRKİYE İLE İŞ BİRLİĞİNİ ÖNEMSİYORSA YPG'YE YÖNELİK TUTUMUNU DEĞİŞTİRMELİ"

Uluslararası Kriz Grubu Ortadoğu ve Kuzey Afrika Programı Direktörü JoostHiltermann, ABD'nin Suriye politikası konusunda Obama yönetiminden bu yana kafasının karışık olduğunu belirterek, "Amaçları net değil, hatta bazen çelişkili. Amaç DEAŞ ile mücadele etmek mi yoksa Esed rejiminden kurtulmak mı? Yoksa İran etkisini azaltmak mı?" değerlendirmesinde bulundu.

Bunların birbiriyle bağlantılı amaçlar olduğu kadar çelişki de barındırdığını belirten Hiltermann, "Eğer DEAŞ ile mücadele edecekseniz ve bunu YPG'nin desteğiyle yapmayı tercih ederseniz şu çok açık ki, Türkiye ile sorun yaşarsınız. Bunu geçen birkaç yılda gördük. Eğer ABD, 'Türkiye ile NATO ve diğer alanlardaki iş birliğimiz çok daha önemli çünkü biz Türkiye'nin Rusya ile yakınlaşabileceğinden korkuyoruz' diyorsa YPG'ye yönelik tutumunu değiştirmek zorunda." dedi.

"ABD, TÜRKİYE'NİN NATO İÇİNDE KALMASINI İSTİYOR"

Middle East Eye Yazı İşleri Müdürü David Hearst da Türkiye ve ABD arasında çıkarların sınıflandırılması konusunda farklılıklar olduğunu söyleyerek, "Türkiye'ye göre YPG'ninMenbiç'ten Irak sınırı boyunca bölgede yer alması doğrudan sınır güvenliği konusu." dedi.

Sınırı boyunca YPG/PKK'nın bulunmasının Türkiye tarafından kabul edilemez bir durum olduğuna dikkati çeken Hearst, ABD'nin ise YPG'yi Batı tarzı eğitilmiş ve donatılmış, Suriye'de kendi ayak izi olarak gördüğünü iddia etti. 

YPG'nin Türkiye ve ABD tarafından farklı açılardan algılanıp sınıflandırıldığını belirten Hearst, "Bu farklı algılar ancak çok uzun ve zorlu bir dizi müzakerenin ve 'silahların sınırı geçmeyeceğine dair garantilerin ardından ortada buluşabilir. Türkiye sınırının güvenliğini garanti eden anlaşmalara varılabilir." diye konuştu.

İki ülke arasında kurulan çalışma grubuna dikkati çeken Hearst, "ABD bu farklı görüşleri bir çekişmeye dönüştürmek istiyor mu? Hayır istemiyor. ABD, Türkiye'nin NATO içinde kalmasını istiyor. Türkiye'nin NATO içindeki varlığı Suriye'nin kuzeyi için büyük anlam içeriyor." ifadesini kullandı.

"ABD GÜVENİLİR BİR ORTAK OLMADIĞINI GÖSTERDİ"

Al Sharq Forum Başkanı WadahKhanfar da ABD'nin Suriye'de YPG/PKK'nın varlığına ilişkin tutumu ile Türkiye ile ilişkilerinde güvenilir bir ortak olmadığını ve bölgeyi anlamadığını bir kez daha gösterdiğini söyledi.

Khanfar, "ABD, Türkiye'nin ulusal güvenliğini doğrudan tehdit eden grupları destekleyerek, Türkiye'nin uzun vadede ortağı olamayacağını kanıtladı. Dünyanın hangi ülkesinde böyle hassas konularla oynarsanız, kızgın şekilde karşılık verecektir. Bence Türkiye, ABD'nin bölgede izlediği dış politikaya haklı bir tepki veriyor. ABD, Türkiye ile ilişkilerinde yönünü kaybetti ve Türk hükümetinin milli çıkarları savunmakta ne kadar güçlü ve hızlı olabileceğini anlayamıyor." dedi.

Suudi gazeteci ve yazar JamalKhashoggi de, Türkiye'nin sabırlı davrandığını ve gelişmeleri adım adım ele aldığını belirterek, "Türkiye'nin Afrin'deki tekniğini gördük. Çok yavaş ve çok başarılıydı. Belki aynı şeyi Münbiç için de yapıyordur. Çok saldırgan bir tutum içine girmiyor, Amerikalılarla müzakere ediyor. Biliyor ki, bazen çekilmekten bahseden, bazen de Suriye'ye Arap güçlerin girmesinden yana olan Amerikalıların net bir öngörüsü yok. Bence Türk yönetimi konuyu doğru şekilde ele alıyor." dedi.