Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, El Kaide Amerikalılar tarafından oluşturuldu. Vahhabi ideolojisi Suudi Arabistan fonlarıyla kuruldu. IŞİD ve El Nusra El Kaide'nin uzantılarıdır" dedi.

Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, İtalyan devlet televizyonu Rai'ye verdiği röportajda çarpıcı açıklamalarda bulundu. Paris saldırılarını "felaket bir suç" olarak nitelendiren Esad, "Masum insanlar sebepsizce öldürüldü. Biz Suriye'de sevilen bir kişiyi kaybetmenin ne demek olduğunu biliyoruz. 5 yıldır buna benzer acılar yaşıyoruz" dedi.

Viyana'daki Suriye toplantısı ve Antalya'da gerçekleşen G-20 toplantılarından çıkan geçici hükümet ve "Esad'ın çekilmesi" kararları hakkında gelen soruyu "Hayır, deklarasyonda Başkan ile ilgili herhangi bir şey yok. Viyana toplantısının en başlıca kararı alınacak politik çözümlerin Suriye halkı tarafından alınacak olmasıdır. Önemli olan yan yana oturacak olmamız, muhalefetle de. Suriyeliler Başkanlık seçimi isterse bu benim için kırmızı çizgilerimden olmayacak. Kararı ben almayacağım, karar Suriyelilerin konsensüsü ile alınacak" şeklinde yanıtlayan Esad, Rusya'ya yaptığı ziyareti ile askeri konuların konuşulmasının amaçlandığını belirtti.

Esad, "Önemli bir görüşme oldu. Çünkü Ruslar bölge gerçeklerini anlıyorlar. Burası ile tarihi ilişkileri var ve bu ülkede anahtar rol almayı biliyorlar" ifadesini kullandı.

"BAŞKAN OLARAK KALMAYA DEVAM ETMEK İSTERSEM BU YANLIŞ OLUR"

Esad, krizden çıkış takviminin teröristler yenilgiye uğramadan başlatılamayacağını belirterek şunları söyledi:

"Teröristler Suriye'nin büyük bölümünü elinde tutarken herhangi bir zamanlamadan konuşmak mümkün olmaz. Teröristler yenilgiye uğratıldıktan sonra bir buçuk, iki yıl geçiş için yeterli olacaktır."

Esad, "Sizin için Suriye'nin geleceği mi daha önemli yoksa sizin gücü elinizde tutmanız mı" sorusuna şöyle karşılık verdi:

"Suriye'nin geleceği bizim için her şey demek. Tabii ki Suriye içinde Başkanın tarafında olanlar da var Başkana karşı olanlar da. Suriyeliler beni Başkan olarak istediği sürece benim varlığım Suriye için iyi bir gelecek anlamına gelir. Ancak Suriyeliler beni istemez ve ben Başkan olarak kalmaya devam etmek istersem bu yanlış olur."

Sınırların kontrol edilebilmesi için sınırın her iki taraftan da kontrol ediliyor olması gerektiğini belirten Esad, "Bazı hükümetler, teröristlere destek vermişlerdir. Sınırın güvenliği için sınırın her iki tarafının da kontrol edilmesi gerekir, sadece bir tarafın kontrolü ile sınır güvenliği sağlanamaz" dedi.

"EL KAİDE AMERİKALILAR TARAFINDAN OLUŞTURULDU"

Esad, Irak-Suriye sınırı ve kontrolü altındaki alanlar hakkındaki soruya şöyle yanıt verdi: "Coğrafik olarak baktığınızda kontrol ettiğimiz alan her gün değişiyor, daha önemlisi hükümetin kontrol alanındaki nüfustur. Aslına bakarsanız teröristlerin kontrolündeki alanlar ya bu teröristler tarafından boşaltılmıştır ya da buradaki halk teröristlerden kaçtığı için boşalmıştır. Bir önemli nokta da Suriye nüfusunun ne kadarının hükümeti desteklediğidir. Askeri olarak bazı bölgeleri ele geçirebilirsiniz ya da bir bölgenin hakimiyetini kaybedebilirsiniz. Suriye ordusu ülkenin her yerinde olamaz. Batı kaynaklarına baktığınız zaman haritaya bakıp Suriye hükümeti ülkenin yüzde 50'sinden fazlasını kontrol etmiyor deniyor. Aslına bakarsanız Suriye'nin yüzde 50'si, 60'ı kimsenin yaşamadığı topraklardan oluşur, bunlar tamamen boş arazilerdir ve basın bu alanları muhaliflerin denetiminde gösteriyor. Şam'dan sonra Irak'a kadar hep boş topraklardır."

Esad, Rai muhabirinin "İŞİD'i başlarda muhalefetin bölünmesi için desteklediğiniz yorumlarına ne diyeceksiniz" sorusuna şöyle karşılık verdi:

"El Kaide Amerikalılar tarafından oluşturuldu. Vahhabi ideolojisi Suudi Arabistan fonlarıyla kuruldu. IŞİD ve El Nusra El Kaide'nin uzantılarıdır. IŞİD ise 2006'da Irak'ta oluştu. Amerika'nın gözetiminde kuruldu. Başı o zamanki Amerikan güçlerince öldürülen El Zerkavi'ydi. El Bağdadi de Amerikan hapishanesinde tutukluydu, yine Amerikalılar tarafından serbest bırakıldı. Tony Blair'e de IŞİD'in kurulmasında Irak savaşının katkısı olduğunu söyledi. Sorunuz karşısında onların itirafları en önemli kanıttır"