ABD'de başkanlık yarışı devam ederken Wisconsin'daki ön seçimler, özellikle Cumhuriyetçilerde iş adamı Donald Trump ile Teksas Senatörü Ted Cruz arasındaki makası daraltan kritik bir seçim olarak yarışta önemli rol oynayabilir.

ABD’de 8 Kasım’da yapılacak başkanlık seçimleri öncesinde Cumhuriyetçiler ile Demokratların adaylarını belirleme süreci devam ediyor. Ülkenin kuzeyinde yer alan Wisconsin eyaletindeki ön seçimler, bu süreçte kritik rol oynayabilir.

Wisconsin’daki ön seçimlerde Cumhuriyetçi Parti’nin başkan aday adaylarından Cruz, güçlü rakibi iş adamı Trump’ı geride bırakmayı başardı.

Cruz, oyların yüzde 48’ini, Trump ise yüzde 35’ini aldı. Bu sonuçla Cruz, kazandığı delege sayısını 505'e yükseltirken, Trump’ın 742, hala yarışı sürdüren Ohio Valisi John Kasich’in ise 143 delegesi mevcut.

Demokrat Parti cephesinde ise partinin favori adayı olarak görülen eski Dışişleri Bakanı Hillary Clinton yine kaybetti. Vermont Senatörü Bernie Sanders, eyaletteki partililerin yüzde 56’sının desteğini alırken, Clinton yüzde 43’te kalarak son iki hafta içinde yapılan 6. ön seçimde yarışı kaybetmiş oldu.

Clinton’ın, 469'u süper olmak üzere bin 767 delegesi bulunurken, Sanders’ın ise şu ana kadar 31'i süper bin 110 delegesi mevcut.

BUGÜNE KADAR NE OLDU?

1 Şubat'ta Iowa eyaletinde başlayan ön seçim sürecinde ABD'nin 50 eyaletinin yanı sıra aralarında başkent Washington DC'nin de olduğu 6 seçim bölgesinde seçmenler sandık başına gidiyor.

Şu ana kadar Demokratlar 33, Cumhuriyetçiler ise 34 eyalette ön seçim gerçekleştirdiler. Iowa'da ucu ucuna galibiyetle başlayan Clinton, 1 Mart'ta "Süper Salı" olarak adlandırılan günde 12 eyaletin 8'ini kazanarak Sanders'a fark attı.

15 Mart'ta Florida ve Ohio'yu da barındıran 5 eyaletteki ön seçimlerin hepsini kazanan Clinton, bir bakıma o gün Demokratların adayı olma yolundaki en büyük adımı atmış oldu.

Cumhuriyetçilerde ise ilk ön seçimde rakibi Cruz'a karşı kaybeden Trump, Süper Salı'da 7 eyalet kazanarak yarışta ne denli ciddi bir aday adayı olduğu gösterdi.

15 Mart'taki kritik seçimlerde ise Florida dahil 5 eyaletin 4'ünü kazanan Trump, bu performansıyla önemli rakiplerinden olan Florida Senatörü (Cumhuriyetçi Parti'nin desteklediği favori aday adaylarından) Marco Rubio'nun yarıştan çekilmesine de neden oldu.

Ancak 22 Mart ve 5 Nisan'da yapılan 3 ön seçimin 2'sini kazanan Cruz, Trump'ın yarışı koparmasına engel oldu. Son delege tablosunda Trump'a yetişme imkanı olan Cruz, yarıştaki umudunu hala koruyor.

GENEL DELEGE TABLOSU NE ANLATIYOR?

ABD başkanlık seçimlerindeki delege hesabının, en az seçim sisteminin kendisi kadar zor bir konu olduğunu belirtmek lazım. Bundan dolayı ABD medyasında yer alan rakamların da çoğunlukla birbirinden farklı olduğunu hatırlatmak gerekiyor.

Demokrat Parti'de söz konusu olan delege sayısı toplam 4 bin 765, Cumhuriyetçilerde ise toplam 2 bin 472 olarak belirtiliyor. Demokratlarda partinin adayı olabilmek için 2 bin 383, Cumhuriyetçilerde ise bin 237 delegenin desteğini almak gerekiyor.

Bu durumda (süper delegeler dahil) bin 767 delegeye sahip olan Clinton'ın adaylık için 616, şu ana kadar 742 delegesi olan Trump'ın ise adaylık için 495 delegeye ihtiyacı bulunuyor.

Wisconsin'da yarışı ikinci sırada götüren adayların kazanması, toplamdaki delege matematiğini kökten değiştirmese de azımsanmayacak bir değişikliğe uğratmış gözüküyor.

ABD medyasındaki yorumlara bakıldığında, özellikle Trump'ın kazanması halinde Cruz ile arasındaki yarışı koparabilecek bir noktaya gelebileceği öngörüsü yapılıyordu.

Zira Cumhuriyetçilerde 15 Mart ön seçimlerinden itibaren yarış, seçimi kazanan aday adayının delegelerin tamamını (winner-take-all) veya büyük bölümünü (winner-take-most) aldıkları bir düzenle devam ediyor. Bu durumda eğer (aynı oranla) Trump Wisconsin'ı kazanmış olsaydı şu anda 236 olan delege farkı, o durumda 293 olacaktı.

Cumhuriyetçilerde geriye 769 delegenin kaldığı düşünülürse bundan sonraki her ön seçimin değerinin daha da arttığı görülecek. Trump'ın bin 237 delegeyi yakalaması matematiksel olarak mümkün ancak bu sayıya ulaşması için 732 delegeye daha ihtiyacı olan Cruz'un arayı kapatması pek mümkün gözükmüyor.

Ancak Trump'tan pek de "hoşlanmayan" Cumhuriyetçi Parti elitlerinin ümidi, Trump'ın da kurultaya kadar bin 237 delegeye ulaşamaması. Bu durumda parti kurultayının daha da kritik bir hale geleceğinden şüphe yok.

Demokratlarda Clinton (469 süper delegenin de avantajıyla) yarışı toplamda bin 767 delege ile hala önde götürüyor. Sanders'ın süper delege dezavantajı toplam delege sayısına da doğudan yansımış durumda. Sadece 31 süper delegesi olan Sanders toplamda bin 110 delegeye sahip gözüküyor.

Son 6 ön seçimi de kaybeden Clinton'ın, yarışta hala oldukça avantajlı olduğu değerlendirmesi yapılıyor. Zira son 6 ön seçimi de kazanan Sanders, bu eyaletlerin ilk beşi görece küçük eyaletler olduğu için delege sayısında Clinton'a çok da fazla yaklaşabilmiş değil. Son ön seçimde Wisconsin'da ise Sanders'ın 47 delegesine karşı 36 delege kazanan Clinton, seçimi kaybetmiş olsa da avantajını hala sürdürüyor.

YARIŞIN KALANI NE İFADE EDİYOR?

Bundan sonra ön seçim yapılacak eyalet sayısı Demokratlarda 17, Cumhuriyetçilerde ise 16 olarak gözüküyor. Demokratlarda bundan sonraki ön seçimlerde bin 977, Cumhuriyetçilerde ise 769 delege hangi adayı destekleyeceğini belirleyecek.

Şimdi her iki partide de gözler 19 Nisan'da New York eyaletinde yapılacak ön seçimlere çevrilmiş durumda. Zira New York'ta Demokratlarda 291, Cumhuriyetçilerde ise 95 delege aday adayları arasında paylaşılacak. New York eyaletinde Clinton ve Trump anketlerde açık ara önde gözüküyorlar.

26 Nisan'da ise aralarında Pennsylvania'nın da yer aldığı 5 eyalette yapılacak ön seçimler her iki partideki aday adaylarının kaderini önemli ölçüde etkileyecek. Zira Demokratlarda 210, Cumhuriyetçilerde ise 71 delege tercihini yapacak. Kazanan adayın delegelerin çoğunu alacağı Pennsylvania ön seçimlerinin New York'un ardından önem arz ettiği not edilmeli.

Yarışın yakın devam etmesi halinde 7 Haziran'daki ön seçimlerin ve özellikle Kaliforniya'nın önemli olabileceğini kaydetmek gerekiyor. Zira bu eyalette Demokratların 546, Cumhuriyetçilerin ise 172 delegesi aday adaylarına dağılacak.

7 Haziran'da ülkenin batı kıyısında yer alan 5 eyalette yapılacak ön seçimlerin ardından 14 Haziran günü Demokratların başkent Washington DC'deki seçimleriyle ABD'de başkanlık yarışındaki ön seçim süreci sona erecek.

BAĞIŞLARDA CLİNTON ÖNDE

ABD başkanlık yarışında bağışların ne denli önemli olduğu bilinen bir gerçek. Gerek vatandaşların bireysel bağışları gerek büyük organizasyon ve kampanyalar dahilinde şirketlerin yaptıkları bağışlar göz önüne alındığında aday adaylarının topladıkları bağışlar, onların başkanlık şansına ilişkin ipucu veriyor.

Bugüne kadar toplam 222 milyon dolar bağış toplayan Clinton, bu alanda rakiplerinin önünde gözüküyor. Clinton'ın şimdiye kadar 150 milyon dolara yakın seçim harcaması yaptığı da unutulmamalı.

Demokrat rakibi Sanders'ın 140 milyon dolarla ikinci sırada yer aldığı listenin üçüncü sırasında ise 122 milyon dolarla Cumhuriyetçi Cruz geliyor. Seçim kampanyasını kendi parasıyla yürüten Trump'a ise destekçilerinden şimdiye kadar 36 milyon dolar bağış yapılmış olması da ilginç bir not olarak kaydedilebilir.

Her iki partideki nihai adaylar temmuz ayındaki parti kurultaylarında netleşecek. Cumhuriyetçi Parti 18-21 Temmuz 2016 arasında Cleveland'da, Demokrat Parti ise 25-28 Temmuz 2016 arasında Philadelphia'da parti kurultayını gerçekleştirecek ve bu kurultaylarda her iki partinin 45. başkan adayı belli olacak.