Londra merkezli insan hakları kuruluşu, geçen yıl boyunca Rusya ile ilgili birçok rapor ve açıklama yayımladı. Bu belgelerde Rusya'daki insan hakları ve ifade özgürlüğü ihlalleri, Kırım'ın ilhak edilmesinin ardından yaşanan gelişmeler ve Suriye'deki krize hava saldırılarıyla müdahil olması gibi konulara değinildi. Özellikle ülkedeki insan hakları ve ifade özgürlüğü ihlallerinden dolayı Moskova yönetimini kınayan örgüt, Rus yetkililere de sıklıkla çağrılarda bulundu.

Af Örgütü'nün Rusya'daki gelişmelerden duyduğu endişeleri Anadolu Ajansı muhabirine değerlendiren örgütün Avrupa ve Orta Asya'dan Sorumlu Müdür Yardımcısı Denis Krivosheev, "Rusya'da, son bir yılda insan haklarında, ifade ve toplanma özgürlüklerinde göze çarpan, önemli derecede kötüleşme yaşandı. Bu durumdan dolayı, önceki yıllara kıyasla daha endişeliyiz" dedi.

"RUSYA ÇAĞRILARIMIZA CEVAP VERMİYOR"

Rus yetkililere yaptıkları birçok çağrıya Moskova'dan herhangi bir yanıt alamadıklarını vurgulayan Krivosheev, "Yetkililere doğrudan bildirdiğimiz endişelerimizin hepsini genellikle kamuyla paylaşmıyoruz. Kamuyla paylaştığımız açıklamalar olsun, yetkililere özel bildirilerimiz olsun, Rusya çağrılarımıza cevap vermiyor. Son bir yılda hiç karşılık verilmedi. Önceki yıllarda da cevap vermeye çok hevesli değillerdi ama ben bu durumun önceki yıllara kıyasla giderek daha da aşağı yönlü eğilim gösterdiğini hissediyorum" diye konuştu.

Krivosheev, özellikle Rusya'da son haftalarda internet ortamındaki paylaşımlarından ötürü yargılanan kişiler, sivil toplum kuruluşlarının taciz edilmesi ve toplanma ve gösteri yapma hakkını çiğneyen yasayla ilgili her bir çağrılarına Moskova'dan cevap beklediklerini dile getirerek, şu ifadeleri kullandı:

"Uluslararası toplum ve Rusya'nın uluslararası ortakları, ülkede yaşananları gözlemlemeli. Yaşanan ihlalleri kayıt altına almalı, belgelemeli ve bu konuda açıkça konuşmalı. Rus yetkililerle bir araya geldikleri toplantılarda, her fırsatta, insan haklarına saygı duyulması konusunda seslerini çıkarmalı ve bu konuda ısrarcı olmalı. Bu kapsamda, Rusya'daki insan hakları ihlallerine yönelik güçlü bir duruş, sert bir açıklama görmekten memnuniyet duyarız."

KISITLAYICI YASAL DÜZENLEMELER ELEŞTİRİLİYOR

Geçen yıl kaleme alınan birçok Af Örgütü açıklamasında, Rusya'daki insan hakları ihlallerine vurgu yapıldı.

Yaklaşık bir ay önce hazırlanan ve Rusya'daki insan hakları ihlallerine değinilen bir Af Örgütü raporunda, yeni bir yasa kapsamında mahkum edilen barışçıl aktivistlerin durumu incelendi.

Örgüt, Rusya'daki muhalif barışçıl birkaç aktivistin, kamusal alanlarda toplanmaları düzenleyen yeni bir "baskıcı yasa" kapsamında hapis cezasına çarptırıldığına dikkati çekerek, bunun ülkede ifade özgürlüğüne yönelik, "küçümseyici bir saldırı" olduğunu bildirdi. Örgüt, aktivistlerin serbest bırakılması için Moskova'ya çağrıda bulunurken, "baskıcı ve adaletsiz" yasanın iptalini talep etti.

Rusya'da 2012'de Bolotnaya Meydanı'nda yapılan muhalefet gösterisinde gözaltına alınan muhalif göstericilere hapis cezası verilmesi de yine Af Örgütü'nün Moskova'ya yönelik eleştirileri arasında yer aldı. Örgüt, Rus yetkililere yönelik yaptığı bir başka açıklamada, kamusal alanlardaki toplanmaları düzenleyen mevcut yasanın değiştirilmesi çağrısında bulundu.

"İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNE YÖNELİK SALDIRI"

Af Örgütü, özellikle Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Ukrayna'nın doğusundaki ayrılıkçılara askeri destek gönderdiği iddialarının ardından, Rus askerlerinin ölümlerini gizlemenin "ifade özgürlüğüne yönelik saldırı" olduğunu vurgulamıştı.

"Özel operasyonlar sırasında hayatını kaybeden Rus askerlerine ilişkin tüm bilgilerin paylaşılmasının yasaklanmasını" onaylayan Putin'i eleştiren örgüt, ayrılıkçılara destek kapsamında Kremlin'in sınır ötesine asker ve silah gönderdiğini sürekli olarak reddettiğini hatırlatarak, kararın, ülkede ifade özgürlüğüne yönelik bir başka saldırı olduğunu bildirdi.

Örgüt, kararın, hali hazırda bağımsız olarak Ukrayna'daki gelişmeleri takip etmekten ötürü tacize uğrayan bazı Rus medya çalışanları ile sivil toplum aktivistlerinin güvenliğine yönelik korkuları derinleştirdiğini aktardı.

"İSTENMEYEN KURULUŞ" YASASI DA AF ÖRGÜTÜ'NÜN MERCEĞİ ALTINA ALINDI

Rusya'da, Başsavcılığa mahkeme kararı olmaksızın yabancı kuruluşları kapatma hakkı veren kanun da geçen yıl Af Örgütü'nün eleştirisine hedef oldu.

"İstenmeyen kuruluş" yasası, Rusya'da, Başsavcı ve yardımcılarına, Dışişleri Bakanlığının onaylaması şartıyla Rusya'da faaliyet gösteren yabancı ve uluslararası sivil toplum kuruluşlarını "istenmeyen" ilan etme hakkı veriyor. Böylelikle yabancı STK'lar kapatılarak mal varlıkları dondurulabiliyor.

Örgüt, Rus yetkililerin yasayla, "ülkenin sivil toplumunu sistematik olarak yaralamayı ve yakmayı gözettiğini" bildirirken, "Bu yeni sert kısıtlamalar Rusya'da giderek artan baskıcı eğilimin bir parçası. Bunlar, Rusya'da serbest konuşma ve ifade özgürlüğünü boğuyor" değerlendirmesinde bulundu.

RUS YETKİLİLER KINANDI VE SORUMLULUKLARI HATIRLATILDI

Af Örgütü, Rus çevreci aktivist Evgeniy Vitishko'nun "etrafa küfretmek gibi gülünç suçlamalardan" hapis cezası alarak hüküm giymesini de eleştirdi. Vitishko'nun serbest bırakılmasının ardından da, gecikmeden ötürü Rus yetkililer kınandı.

Örgüt ayrıca, Moskova'da silahlı saldırı sonucu öldürülen muhalif lider Boris Nemtsov'la ilgili bağımsız şekilde acil soruşturulma çağrısında bulundu. Nemtsov'un ülkenin önde gelen siyasi aktivistlerinden olduğunun altı çizilirken, faillerin tespiti, yargılanması ve Nemtsov gibi fikir sahiplerinin ifade özgürlüklerinin korunmasının Rus yetkililerin sorumluluğunda olduğu hatırlatıldı.

Örgüt, bir diğer açıklamasında da, Nemtsov cinayetine ilişkin çeşitli iddialarda bulunan iki Rus insan hakları aktivistinin cezai suçlamalarla da tehdit edildiğini anımsatarak, Rus yetkililerin dikkatini bu duruma çekti.

Uluslararası Af Örgütü'nün 2015 yılında yayımladığı bir başka açıklamada, Rus askeri mahkemesinin iki Ukraynalı aktivisti terör suçlarından hapis cezasına çarptırılmasına değinerek, şüphelilerin işkenceye uğradığına dair iddiaların mahkemece göz ardı edildiğini bildirdi.

Ukraynalı aktivistlerin yargılanmasını "ölümcül derecede yanlış" olarak değerlendiren örgüt, aktivistlerin ya sivil bir mahkemede adil olarak yargılanması ya da serbest bırakılması için Moskova'ya çağrıda bulundu.

KIRIM'IN İLHAKININ ARDINDAN YAŞANAN GELİŞMELER

Af Örgütü, Rusya'nın Kırım'ın ilhakının birinci yılında yayımladığı raporunda ise, Kırım'daki gelişmeleri eleştirenlerin "taciz edildiğini, saldırıya uğradığını ve seslerinin kısıldığını" belirtti.

Örgüt, ilhakı takiben Kırım'daki fiili yetkililerin "Rejimi eleştiren Ukrayna yanlısı medya, örgütler, Kırım Tatarları ve bağımsız kişilerin insan haklarını ihlal ettiğini" bildirdi.

Uluslararası Af Örgütü geçen yılki bir başka açıklamasında da, Rusya'nın Kırım'ı ilhak etmesinin ardından Kırım Tatarlarının basın yayın organlarının "keyfi olarak" kapatılmasını eleştirdi.

İlhak sonrasında, Tatar yayın organlarına yeniden lisans alma zorunluluğu getirildiğine dikkati çeken Af Örgütü, bazı kuruluşların izin başvurularının çeşitli bahanelerle reddedildiğini ve böylelikle kapanmalarının sağlandığını, bunun ifade özgürlüğüne yönelik "açık bir saldırı" olduğunu aktardı.

RUSYA'NIN SURİYE'DEKİ ASKERİ EYLEMLERİ

Uluslararası Af Örgütü, geçen yıl Rusya'ya ilişkin yayımladığı son raporunda, Moskova'nın Suriye'deki askeri hareketliliğine odaklandı.

Siyasi destek verdiği Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'in "daveti" üzerine bu ülkede eylül sonunda hava operasyonlarına başlayan Rusya'nın bölgedeki eylemlerini mercek altına alan Af Örgütü raporunda, Rus hava saldırılarında yüzlerce sivilin hayatını kaybettiğine dikkat çekildi.

Raporda Rusya'nın Suriye'deki hava saldırılarında meskun mahalleleri hedef aldığı, evleri, camileri, pazar yerlerini ve hastaneleri vurduğu ifade edildi. Raporda Rus saldırlarının uluslararası hukuka aykırılık teşkil ettiği yönünde güçlü kanıtlar bulunduğu belirtildi.