Nijerya’nın ardından Afrika’nın en kalabalık ikinci ülkesi Etiyopya, gelişmekte olan sanayisi ve büyüyen ekonomisiyle Afrika Boynuzu’nun dikkati çeken ülkelerinden biri. 

Yaklaşık 100 milyon insanın yaşadığı ülke, zengin tarihi ve kültürel mirasıyla aynı zamanda insanlığın da beşiği olarak kabul ediliyor.

Afrika kıtasının gerçek anlamda sömürgeleştirilemeyen tek ülkesi olan Etiyopya’nın komşuları, doğuda Cibuti ve Somali, kuzeydoğuda Eritre, batıda Sudan ve Güney Sudan, güneyde ise Kenya.

Denize erişimi olmaması sebebiyle Cibuti Limanı’na bağımlı olan Etiyopya, komşulara bağlanan yeni otoyol ve demiryollarıyla bölgesinde ekonomik bir merkez olmak için çaba sarf ediyor. 

Dünyanın en hızlı büyüyen ekonomilerinden biri olan ülke, bu yıl IMF tarafından da Afrika'nın en hızlı büyüyen ekonomisi olarak gösterildi. 

Afrika Boynuzu ülkesi, Afrika Birliği ve Birleşmiş Milletler Afrika Ekonomik Komisyonu gibi önemli kuruluşların merkezlerine de ev sahipliği yapıyor.

80’DEN FAZLA DİL KONUŞULUYOR

Nüfusun yaklaşık yüzde 34,4’ünü Oromolar, yüzde 27’sini Amharaların oluşturduğu ülkenin yüzde 6,2'si Somali, yüzde 6,1'i Tigray, yüzde 4'ü Sidama, yüzde 2'si Gurage, yüzde 21,3'ü ise diğer etnik gruplardan oluşuyor.

Yaklaşık 1,1 milyon kilometrekare yüz ölçümüne sahip Etiyopya'da 80’den fazla dil konuşuluyor. Merkezi hükümete bağlı resmi kurumlarda Amharca kullanılırken, federal eyaletlerde ise Oromo, Afarca, Somalice ve Tigrinya gibi yerel diller kullanılıyor.

Resmi rakamlara göre nüfusun yüzde 62’sini Hristiyanlar (yüzde 43,5 Ortodoks, yüzde 18,6 Protestan), yüzde 34’ünü Müslümanlar, yüzde 2,6’sını ise yerel dinler oluşturuyor. Ülkedeki Müslüman gruplar ise Müslüman nüfusunun ülke nüfusunun yarısından fazlasını oluşturduğunu savunuyor.

5 YIL İTALYAN İŞGALİNDE KALDI

Afrika kıtasının Liberya gibi sömürge olmayan iki ülkesinden biri olan Etiyopya, yalnızca 5 yıl (1936-1941) İtalyan işgali altında kaldı.

Afrika Birliği’nin merkezine ev sahipliği yapması nedeniyle Afrika’nın başkenti olarak gösterilen Addis Ababa, dört bir yanda yükselen binalarla dev bir şantiyeyi andırıyor.

Her köşesi kendine özgü farklı bir iklime sahip olan Etiyopya, kendine özgü Ortodoks kilisesinin halk üzerinde etkinliğinin hissedildiği bir yer. Dünyanın en dindar toplumlarından biri olarak kabul edilen Etiyopya’da Hristiyanlar hem de Müslümanlar barış içinde birlikte yaşıyor.

Birleşmiş Milletler’in (BM) kurucu üyelerinden biri olan ülke topraklarında  Nil Nehri’nin ana kollardan biri olan Mavi Nil doğuyor.

Komşu ülkelerdeki siyasi ve ekonomik krizler sebebiyle yüz binlerce mülteciye ev sahipliği yapan ülke, dünyanın en fazla mülteci kabul eden 5. ülkesi ve  sığınmacılara açık kapı politikası uyguluyor.

ZENGİN DOĞALGAZ REZERVLERİNE SAHİP

Etiyopya’nın gayri safi yurt içi hasılası, IMF’nin 2017 verilerine göre 79,7 milyar dolar. Ülkede kişi başına gelir ise 850 dolar civarında.

Sabit kur sisteminin uygulandığı ve bir doların 27,2 Etiyopya birr’ına denk geldiği Etiyopya’da gayrisafi yurt içi hasılayı oluşturan ekonomik alanların başını tarım, sanayi ve hizmet sektörü çekiyor.

Ülkede son yıllarda sanayi alanında büyük yatırımlar görülüyor olsa da ülke resmi olarak yüzde 17 oranında seyreden işsizlik sebebiyle başka ülkelere özellikle de Avrupa ve ABD’ye göç veriyor.

Etiyopya’da en çok üretilen tarım ürünleri; tahıl, kahve, yağlı tohum, pamuk, şeker kamışı, sebze, gat ve çiçek iken, sanayi ürünleri ise gıda, meşrubat, tekstil, deri, kimya, metal ve çimento.

Ülkede en çok ithal edilen ürünlerin başında ise gıda ürünleri, petrol ve petrol ürünleri, kimya, makine, motorlu araçlar ve tekstil ürünleri geliyor.

İhracatı artırmak için kurulan ve yabancı yatırımcıları çekmeyi başaran organize sanayi bölgelerinin sayısı ise her geçen gün artıyor. 

Sahip olduğu enerjinin çoğunu hidroelektrik santrallerinden sağlayan Etiyopya, Nil üzerine inşa ettiği Hedasi Barajı sebebiyle de Mısır’la uzun süredir gerginlik yaşıyor.

Ülkenin Somali eyaletinde doğalgaz ve petrol keşfi yapan Çinli POLY-GCL şirketinin bulduğu doğalgaz ve petrol rezervlerlerini çıkarma ve ihraç etme çalışmaları ise sürüyor. Son bulunan rezervlerle bölgedeki doğalgazın 6 ila 8 trilyon kübik feet'e ulaştığı biliniyor.

27 YILDIR EPRDF KOALİSYONU YÖNETİYOR

Yüzyıllarca krallıkların hüküm sürdüğü Etiyopya’da son hükümdar 1930 yılında taç giyerek 1974 yılına kadar iktidarda kalan İmparator Haile Selassie oldu.

1974’de Selassie’yi devirerek ülkede hakimiyet kuran komünist Derg rejimi ise 1991 yılında devrildi. Derg rejimi sonrası ülkede geçiş hükümeti kuruldu ve 1994 yılında hazırlanan yeni anayasasıyla Etiyopya, federal demokratik bir cumhuriyet halini aldı.

Etiyopya Halkları Devrimci Demokratik Cephesini (EPRDF) oluşturan iktidar koalisyonu o tarihten bu yana her 5 senede bir yapılan seçimleri kazanarak iktidarda kalmayı başardı.

Farklı eyaletlerden dört partinin oluşturduğu EPRDF, Tigray Halkı Kurtuluş Cephesi (TPLF), Amhara Ulusal Demokratik Hareketi (ANDM), Oromo Halklarının Demokratik Örgütü (OPDO) ve Güney Etiyopya Halkları Demokratik Hareketi'nden (SEPDM) meydana geliyor.

Ülke şu anda; Tigray, Amhara, Afar, Oromo, Somali, Benishangul Gumuz, Güney Milletleri-Milliyetleri ve Halkları, Gambela ve Harar gibi 9 eyaletten ve Addis Ababa ve Dire Dawa gibi kendi yönetimine sahip 2 şehir idaresinden oluşuyor.

Merkezi hükümetin yanı sıra ülkedeki eyaletler de yasama, yürütme ve yargı yetkilerine sahip. 

ERİTRE’YLE BARIŞ UMUTLARI

Ülkenin Sudan, Somali ve Eritre sınırında isyancı hareketler görülmeye devam ederken, son 3 yılda Oromo ve Amhara eyaletleri de sık sık hükümet karşıtı  eylemlere sahne oldu.

Gösteriler sonrası eski Başbakan Hailemariam Desalegn’in istifa etmesi sonrası Oromolu Abiy Ahmed’in başbakan olması ülkedeki gergin siyasi atmosferi büyük ölçüde yumuşattı ve son üç yıldır süren eylemler  son buldu.

Ülkenin efsanevi lideri Meles Zenawi’nin ilk başbakan olduğu ülkede Desalegn’den sonra üçüncü başbakanı olan Ahmed, Nisan 2018’de devraldığı görev sonrasında yıllardır savaş halinde olan olduğu Eritre’ye de zeytin dalı uzattı.

Eritre’nin yıllarca süren mücadelesi sonrasında Etiyopya’dan referandumla ayrıldığı 1993’den bu yana iki ülke arasındaki huzursuzluk son bulmuyor. Son olarak 1998-2000 yılları arasında savaşan iki ülke 
sık sık birbirini isyancılara ve terör gruplarına destek vermekle suçluyor.