AİHM, Cem Vakfı'nın (Cumhuriyetçi Eğitim ve Kültür Merkezi Vakfı) camilere, kiliselere, sinagoglara uygulanan elektrik faturasından muaf tutma talebinin Türk mahkemeleri tarafından olumsuz karşılanması üzerine yaptığı başvuruyu karara bağladı.

AİHM, Türkiye'nin cemevlerini dini merkez olarak kabul etmeyip, diğer ibadethanelere tanınan elektrik faturası ödememe hakkından mahrum bırakmasını, 14'üncü madde kapsamında değerlendirerek, Türkiye'nin AİHS'yi ihlal ettiğine karar verdi. Bu, Türkiye'nin cemevlerine yönelik olarak AİHS'nin 'ayrımcılık yasağını' ihlal etmesi anlamına geliyor.

Mahkeme tarafından verilen kararın 'Görüşler' bölümünde ise AİHM'in Türkiye'deki Aleviler ve cemevlerinin statüsüyle ilgili çarpıcı tespitlere yer verildi. O tespitlerden bazıları şöyle:

"Elektrik faturalarının ödenmesi meselesi, aslında devletin tarafsızlığı ilkesinin ihlal edilmesiyle yakından ilgilidir. Kararda belirtilen ihlal, ayrımcılık karşıtı bakış açısıyla ele alındığında cemevinin elektrik faturalarının ödenmesiyle onarılamaz. Bu çözüm, Alevi toplumunun ve dininin, dahası ibadethanelerinin statüsüyle ilgili özel ve eşitlikçi bir yaklaşımın olmadığı sorununu cevapsız bırakmaktadır”

Cumhuriyetçi Eğitim ve Kültür Merkezi Vakfı, kendi bünyesinde Alevi vatandaşlar için faaliyet gösteren ve içinde konferans, kütüphane, cenaze kaldırma ve cemevi bulunan Yeni Bosna Kültür Merkezi'nin, Türkiye'de diğer dini ibadet yerlerine tanınan elektrik faturası ödeme muafiyetinden faydalanamamasını gerekçe göstererek, 2010’da AİHM'e şikayet başvurusunda bulunmuştu.

AİHM'e yapılan başvuruda, Türk yasalarının dini ibadet yerleri için bu tür muafiyet öngördüğü belirtilerek vakıf olarak bu imkanlardan yararlandırılmamalarının ''ayırımcılık''olduğu savunulmuştu.

Yasalara göre, dini ibadet yerlerinin elektrik faturalarının Diyanet İşleri Başkanlığı'nın bütçesinden ödendiği belirtilen başvuruda, Türkiye'de mahkemeye yapılan başvuru sonucunda cemevinin dini ibadet yeri olarak görülmemesi gerekçe gösterilerek taleplerinin reddedildiği bildirilmişti.

Türkiye'deki mahkeme kararında, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın cemevlerinin dini ibaret yeri olmadığı görüşü gerekçe gösterilmişti.