Dünya Müslüman Alimler Birliği, Suudi Arabistan öncülüğünde Yemen'deki Husilere yönelik başlatılan "Kararlılık Fırtınası" operasyonunu desteklediğini duyurdu.

Birlikten yapılan yazılı açıklamada, Yemen'de yaşananların sorumluluğunun "meşruiyete darbe yapan ve diyaloğu reddeden" Husilere ait olduğu belirtilerek, "Suudi Arabistan, Kuveyt, Katar, Bahreyn, BAE ve İslam ülkelerinin, Yemen'de Husilerin darbesini püskürtmek amacıyla meşru Cumhurbaşkanı Abdurabbu Mansur Hadi'nin çağrısı üzerine oluşturduğu askeri koalisyonu büyük ilgiyle takip ediyoruz" denildi.

Hadi'nin talebinin, "işler korkunç sonuçlar doğuracak boyuta ulaşıp, Husiler stratejik öneme sahip yerlere doğru ilerleyince geldiği" aktarılan açıklamada, "Bir gün dahi Arap ve İslam ümmetinin lehine çalışmayan bölgesel güçler tarafından desteklenen Husiler, illegal bir şekilde Aden'e girdi ve zor kullanarak birçok kenti kontrol altına aldı" ifadeleri kullanıldı.

Açıklamada, Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyonun gerçekleştirdiği operasyonun, "Eğer müminlerden iki grup birbirleriyle vuruşurlarsa aralarını düzeltin. Şayet biri ötekine saldırırsa, Allah'ın buyruğuna dönünceye kadar saldıran tarafla savaşın. Eğer dönerse artık aralarını adaletle düzeltin ve (her işte) adaletli davranın. Şüphesiz ki Allah, adil davrananları sever" mealindeki Hucurat Suresi 9'uncu ayetle uyuştuğu savunuldu.

"HUSİLER DİYALOG ÇAĞRILARINI REDDETTİ"

"Husiler ülkenin önde gelen şahsiyetleri tarafından yöneltilen diyalog çağrısını reddetti. Yüzde 5'i bile geçmeyecek şekilde azınlık olmalarına rağmen silah zoruyla egemenlik kurmak istediler" denilen açıklamada şunlar kaydedildi:

"Darbecilerden haklar alınarak esas sahiplerine verilmeli, askeri noktalara yönelik saldırılarda sivillerin hayatı korunmalı, darbe sonlandırılarak meşruiyet geri alınmalı ve Yemen devriminin barışçıl esaslarına dönülmelidir."

ALMANYA DIŞİŞLERİ BAKANI STEİNMEİER: "SUUDİ ARABİSTAN'IN HAREKETİNİ ANLAYIŞLA KARŞILIYORUM"

Diğer yandan Almanya Dışişleri Bakanı Steinmeier de, Yemen'de Suudi Arabistan'ın önderliğindeki koalisyonun başlattığı operasyonu anlayışla karşıladığını söyledi.

Steinmeier, Bild gazetesine yaptığı açıklamada, demokratik şekilde seçilen Yemen hükümetinin Husiler tarafından başkent Sana'dan kovulduğunu ve şimdi Aden şehrine saldırdığına işaret etti.

Bu tehdit karşısında Cumhurbaşkanı Abdurabbu Mansur Hadi'nin Suudi Arabistan'ı yardıma çağırdığını hatırlatan Steinmeier, "Olayın bu arka planından dolayı Suudi Arabistan'ın hareketini anlayışla karşılıyorum" ifadesini kullandı.

Bölgede yeni bir savaşın çıkıp çıkmayacağıyla ilgili de değerlendirme de bulunan Steinmeier, "Bunu umut etmiyorum. Ancak durum çok tehlikeli" ifadesini kullandı.

Steinmeier, Yemen'deki sorunların şiddetle değil diyalog ve müzakerelerle çözüleceğini ifade etti.

Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Martin Schaefer de Federal Basınevi'nde düzenlenen toplantıda, Alman hükümetinin veya AB'nin bir inisiyatifinin olup olmadığının sorulması üzerine, Ortadoğu'daki ihtilaflarda, Alman hükümetinin ilgilenmesinin dışında kendilerinin veya AB'nin somut bir inisiyatifinin bulunduğunu söyleyemeyeceğini dile getirdi.

Meşru ve demokratik bir şekilde seçilmiş Yemen hükümetinin ve kişisel olarak cumhurbaşkanının son derece tehlikeli bir durumda uluslararası toplumu yardıma çağırdığına dikkati çeken Schaefer, bunun uluslararası hukuk kuralları açısından meşru olduğunu ifade etti. Schaefer, "Bundan dolayı Suudi Arabistan'ın davranışının uluslararası hukuk açısından meşruiyeti konusunda kuşkumuz yok" ifadesini kullandı.

Askeri müdahalenin kısa süreli olmasını ümit ettiğini belirten Schaefer, bu müdahaleyi, Yemen'deki farklı toplumsal grupları siyasi bir çözüm için biraraya getirmesini ve barışa hizmet etmek için siyasi inisiyatifin takip etmesini istediklerini belirtti.

Schaefer, bu bağlamda ülke kaynaklarının adil ve anlaşmalı bir şekilde paylaşılması gerektiğini de belirterek, Alman hükümetinin, Yemen'deki yönetimin ve toplumun derin sorunlarının içeriden ve dışarıdan gelen şiddetle çözülemeyeceği düşüncesinde olduğunu kaydetti.