Azerbaycan'ın İstanbul Başkonsolosu Mesim Hacıyev, 31 Mart 1918 tarihinde Ermeniler'in başta Bakü olmak üzere çevre şehirlerde on binlerce Azerbaycan Türkünü öldürdüğünü belirterek, "Ulu Önderimiz Haydar Aliyev'in gayretleri sayesinde yeniden açılan dosyalar objektif şekilde incelenerek 31 Mart 1918'de Bakü'de Azerbaycan Türklerine karşı yapılan bilinçli etnik arındırma olaylarının soykırım olduğuna hiçbir kuşku kalmadı." dedi.

Hacıyev, soykırımın yıl dönümü dolayısıyla yaptığı açıklamada 31 Mart - 4 Nisan 1918 tarihleri arasında Bakü'nün yönetimini elinde bulundurup Azerbaycan'ın öteki bölgelerini de ele geçirmek isteyen 'Bakü Konseyi' isimli Rusya yanlısı iktidarın Azerbaycan Türklerine karşı soykırım yaptığını ifade etti.

Sovyetler Birliği döneminde gündeme getirilmesine izin verilmeyen bu olayın Azerbaycan'ın bağımsızlığımızı kazanmasından sonra ülke toplumuna ve dünyaya  tanıtıldığını ifade eden Hacıyev, "Olaya ilişkin bağımsız tarihçilerin yaptıkları uzun soluklu araştırmalar sonrasında Ulu Önderimiz Haydar Aliyev 26 Mart 1998 tarihinde 31 Mart-4 Nisan 1918 olaylarının 'Ermenilerin, Bakü'de ve diğer bölgelerimizde Azerbaycan Türklerine yaptıkları soykırım' olmasına ilişkin kararı imzaladı. Kararın üzerinden 20, Ermenilerin bize yaptıkları soykırımın üzerinden ise 100 sene geçti." dedi.

Ekim 1917'de Rusya'da gerçekleşen devrim Güney Kafkasya'daki milletler arasında Azerbaycan Türklerinin yıllardan beri bilinçli şekilde askere alınmamalarının olumsuz sonucunu bir anda ortaya çıkardığını ifade eden Hacıyev, şunları kaydetti:

"Devrimin önderi Lenin tarafından görevlendirilerek Bakü'yü yönetmek üzere atanan Ermeni kökenli StepanŞaumyan da bunu iyi bildiği için Bakü Konseyi yönetimini oluşturur oluşturmaz Türk nüfusunun önce başkentten, ardından ise bölgeden kovulmasını  kendi  öncelikli planları arasına koymuştu. Aynı plan çerçevesinde Azerbaycan topraklarının Güney- Batı bölgelerinde bize karşı soykırım yapma görevini Osmanlı ordusuna ihanetten dolayı bir kulağı kesilmiş AndranikOzanyan üstlenmişti. Çarlık Rusyasının desteğiyle 1905 yılında Karabağ'da Türklere karşı Ermenilerin yaptığı soykırımın izleri hafızalarda tazeliğini koruduğu bir dönemde bu kez başkent Bakü'de ve diğer bölgelerimizde etnik arındırma politikasının uygulanmaya konma ihtimalinin çok yüksek olmasından dolayı gelişmeler İstanbul'dan yakından izlenmekte ve Osmanlı yönetiminde rahatsızlık doğurmaktaydı. Bu amaçla Osmanlı yönetimi sarayda Kafkas şubesi oluşturmuş ve Sosyalist Rusya'nın atadığı Ermeni yönetiminin Bakü'de attığı adımları ve gelişen olayları yerinde izleyerek İstanbul'a ivedilikle rapor edilmesi amacıyla Hasan Ruşeni başkanlığındaki istihbarat  ekibini  Bakü'ye göndermişti. İstihbarat timinin gönderdiği raporlar Bakü'deki Ermeni yönetiminin en kısa sürede Türklere karşı soykırım ve etnik arındırma operasyonları yapacağı yönündeydi."

Mart 1918'e gelindiğinde Azerbaycan Türklerinin, Gürcülerin ve Ermenilerin oluşturdukları Tras-Kafkasya Federasyonu'na yapılan seçimlerden Musavat Parti'sinin ilk sırada çıkmasının Kafkasya'daki Ermeni rahatsız ettiğini ifade eden Hacıyev, "Ermeniler nüfusun ezici çoğunluğunu Türk kökenli insanların oluşturduğu Kafkasya'da demokrasi kanalıyla başarıya ulaşamayacaklarını çok iyi bildikleri için kendi açılarından belirledikleri  insanlık dışı yöntemlere güveniyor ve başvuruyorlardı. Musavat Parti'sinin Trans-Kafkasya Parlamentosu seçimlerinden birinci çıkması önce başta Bakü olmakla Azerbaycan bölgesi yönetiminin Türklerin eline geçeceği anlamını taşıdığı gibi üç ülke milletvekillerinin oluşturduğu Mecliste de Türklerin çoğunluğa sahip olacağını gözler önüne sermekteydi. Süreç, Ermenilerin Bakü'de planladıkları soykırım operasyonunun şifrelerini açık biçimde ortaya koyuyordu." diye konuştu.

Bakü Konseyi Başkanı Şaumyan'ın kendi itiraflarında da 12 bin Türk'ün katledildiğinin yer aldığına değinen Hacıyev, Bakü'de yapılan soykırımın Azerbaycanlılara bağımsızlık dışında bir alternatifin kalmadığını gösterdiğini kaydetti.

28 Mayısta Azerbaycan ve Ermenistan'ın Tiflis'te kendi bağımsızlıklarını ilan ettiğini ifade eden Hacıyev, Enver Paşa'nın kardeşi Nuri Paşa, amcası ve Kut'ülAmare kahramanı Halil Paşa ile Mürsel Paşa'nın komuta ettiği Kafkas İslam Ordusu'nun 15 Eylül 1918 tarihinde Bakü'yü soykırımcılardan kurtararak kenti gerçek sahipleri olan Azerbaycan Türklerine teslim ettiğini dile getirdi.

Azerbaycan'ın Rus işgali döneminde 31 Mart dosyasının üzerini kapattığına işaret eden Hacıyev, şunları aktardı:

"Merhum Ulu Önderimiz Haydar Aliyev'in gayretleri sayesinde yeniden açılan dosyalar objektif şekilde incelenerek 31 Mart 1918'de Bakü'de Azerbaycan Türklerine karşı yapılan bilinçli etnik arındırma olaylarının soykırım olduğuna hiçbir kuşku kalmadı. Önderimizin aldığı kararla biz her yılın 31 Mart gününü Ermenilerin Azerbaycan Türklerine yaptığı soykırım olarak anıyoruz. Gerek 1918'de ve gerekse 1991'de ilan etmiş olduğumuz bağımsızlığımızı tüm koşullarda kayıtsız destekleyen kardeş Türkiye Cumhuriyeti'ne şükranlarımız sonsuzdur."