ABD tarihinin en sıra dışı başkanlık seçimlerinden biri olarak görülen 2016 seçimlerinde rakiplerini geride bırakan eski Dışişleri Bakanı Demokrat Hillary Clinton ABD tarihinin ilk kadın başkan adayı, iş adamı Cumhuriyetçi Donald Trump ise 60 yıl aradan sonra, siyasi kariyeri bulunmamasına rağmen başkan adayı olan ilk kişi olmaya çok yaklaştı.

ABD'de 8 Kasım'da yapılacak 58. başkanlık seçimlerinin 1 Şubat'ta Iowa eyaletinde başlayan ön seçim süreci, 14 Haziran'da Demokratların başkent Washington DC'deki ön seçimleri ile sona erecek.

Demokratlarda Clinton'ın, Cumhuriyetçilerde ise Trump'ın, parti kurultaylarından başkan adayı çıkmak için gereken delege sayısına ulaştıkları ön seçimler, her iki adayın sahip olduğu özellikler bakımından "tarihi" olarak nitelendiriliyor.

ABD'nin 240 yıllık politik tarihinde bir partinin "ilk kadın başkan adayı" olarak kayıtlara geçmesi beklenen Clinton, başkan seçilmesi halinde ülkenin ilk kadın başkanı olarak da adını tarihe yazdıracak.

Benzer şekilde, herhangi bir siyasi bir kariyeri olmaksızın başkan seçilen son kişinin Dwight Eisenhower olduğu ABD'de Trump, başkanlık koltuğuna oturması durumunda 60 yıl sonra bunu gerçekleştiren ilk kişi olacak.

ABD tarihinin 45. başkanının seçileceği 2016 başkanlık yarışı, Clinton ve Trump gibi sıra dışı özelliklere sahip iki muhtemel adayın rekabetinden dolayı şimdiden Amerikan siyasi tarihinin özel sayfalarına girmiş durumda.

CLİNTON BUGÜNE NASIL GELDİ?

Eski başkanlardan Bill Clinton'ın eşi olması sebebiyle bir dönem "first lady" unvanını da taşıyan eski ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, 12 Nisan 2015'te başkanlık için yarışacağını açıkladı.

1 Şubat 2016'da Iowa'da rakibi Vermont Senatörü Bernie Sanders'a karşı zorlanarak kazanan ve sonraki New Hampshire ön seçimlerini kaybeden Clinton, ilk "Süper Salı" olan 1 Mart'ta 11 eyaletin 7'sinde kazanarak bir adım öne çıktı.

Sanders'ın da gösterdiği performans ile yarıştan kopmadığı bir ortamda Clinton, 15 Mart'ta, aralarında kritik Florida ve Ohio'nun da bulunduğu 5 eyaletin tamamında kazanınca Amerikan medyasının önemli bir bölümünde "Demokrat Parti'nin muhtemel adayı" olarak görülmeye başladı.

Ancak 15 Mart'tan 19 Nisan'a kadarki yaklaşık 1 aylık süre içinde yapılan 8 ön seçimin sadece 1'inde sandıktan birinci çıkabilen Clinton, sahip olduğu süper delegelerin desteğiyle yarışı hep önde götürmeyi başardı.

Her iki aday için de büyük önem taşıyan New York ön seçimlerini 19 Nisan'da rahat kazanan Clinton, bir başka kritik eşik olan 26 Nisan ön seçimlerinde Pennsylvania ve Maryland dahil toplam 5 eyaletteki seçimin 4'ünden galip ayrıldı.

3 Mayıs'ta ise Indiana'da Sanders'a kaybeden Clinton, 5 Haziran'daki Puerto Rico ön seçimlerini kazanınca Demokrat Parti kurultayından başkan adayı çıkabilmek için gereken 2 bin 383 delege sayısını aşmış oldu.

Bu moralle girdiği ve herkesin sonucunu merakla beklediği 7 Haziran ön seçimlerinde California'yı alan Clinton, aynı gece yaptığı "zafer" konuşmasında kendisini destekleyen tüm seçmenlere teşekkür etti ve muhtemel rakibi Trump'ı sandıkta geçme sözü verdi.

Sadece başkent Washington DC'de ön seçimleri kalan Demokratlarda Clinton, 574'ü süper delege olmak üzere toplam 2 bin 773 delege ulaşırken, rakibi Sanders ise 48'i süper delege toplam bin 875 delegenin desteğini aldı.

50 eyaletin şu ana kadar 49'unda gerçekleştirilen ön seçimlerde Clinton 27 eyalette ipi göğüslerken, Sanders ise 22 eyalette sandıktan galip çıkmayı başardı.

TRUMP'I KİMSE "DURDURAMADI"

Geçtiğimiz yıl haziran ayında aday adaylığını açıkladığı zaman ünlü emlak milyarderi Donald Trump'a başkanlık için şans veren kişi sayısı oldukça azdı.

Daha önce devlet tecrübesine sahip olmamasının yanı sıra emlak sektöründen kazandığı para ve televizyon şovmenliğinden elde ettiği şöhreti ile bilinen Trump, partinin başkan aday adayları arasında ilk üçte bile değildi.

Ancak ön seçimlerin başlamasıyla bir anda rakiplerinin önüne fırlayan Trump, 1 Mart'taki ilk "Süper Salı"da Cumhuriyetçilerin 11 eyalette birden gerçekleştirdiği ön seçimlerin 7'sini kazanarak rakiplerine gözdağı verdi.

Cumhuriyetçilerdeki ilk kritik dönemeç, Florida ve Ohio gibi iki aday adayının kendi eyaletlerini de içeren 15 Mart ön seçimleri oldu. Florida Senatörü Marco Rubio kendi memleketinde kaybederken aynı gün yarıştan çekildiğini açıkladı.

Cumhuriyetçilerde özellikle 15 Mart'tan itibaren bir eyalette kazanan aday adayının delegelerin tamamını veya çoğunu aldığı usül ile yola devam edilmesi en çok Trump'a yaradı.

Florida'yı kazanan Trump, bu yöntem sayesinde eyaletteki 99 delegenin tamamını kazandı ve Rubio ağır mağlubiyet sonrası kampanyasını sona erdirdi. O gün toplam 219 delege kazanan Trump, bir diğer güçlü rakibi Teksas Senatörü Ted Cruz'a da fark atmıştı. 22 Mart'ta da Arizona'yı kazanan Trump o gün sonunda toplamda 744 delegeye ulaşırken en yakın rakibi Cruz 435 delegede kalmıştı.

19 Nisan'daki kritik New York ön seçimlerini ezici üstünlükle kazanan Trump, bir hafta sonra 26 Nisan'da 5 eyalette gerçekleştirilen ön seçimlerin tamamını kazanarak en iddialı aday adayı olduğunu herkese göstermiş oldu.

Tartışmalı söylemleri ve sert çıkışlarıyla en çok da Cumhuriyetçi Parti elitleri arasında rahatsızlığa neden olan Trump'ın nasıl "durdurulabileceğine" ilişkin aylar süren tartışmaların gölgesinde emin adımlarla ilerleyen ünlü iş adamı, 4 Mayıs'ta Cruz ve Ohio Valisi John Kasich'in yarıştan çekilmesiyle rakipsiz kalmıştı.

26 Mayıs'ta, Cumhuriyetçi Parti kurultayından başkan adayı çıkmak için gereken bin 237 delege sayısına ulaşan Trump, tek başına "formalite" olarak katıldığı ön seçimleri de kazanarak temmuz ayında yapılacak parti kurultayını beklemeye başladı. Tüm ön seçimleri tamamlanan Cumhuriyetçilerde Trump, toplamda bin 536 delegenin desteğini kazandı.

Ön seçim sürecini tamamlayan Cumhuriyetçilerin muhtemel başkan adayı Trump 36 eyalette rakiplerini geride bıraktı.

ABD'de Kongre'de senatörlük veya eyalet valiliği gibi siyasi bir kariyeri olmaksızın başkan seçilen son kişi, 1953 yılında koltuğa oturan Dwight Eisenhower idi. Trump ise 60 yılın ardından siyasi kariyeri olmadan başkan adaylığını elde eden ilk kişi olmaya çok yakın.

Cumhuriyetçiler 18-21 Temmuz'da Cleveland şehrinde, Demokratlar ise 25-28 Temmuz'da Philadelphia'da parti kurultayını gerçekleştirecek. Her iki partinin başkan adayları, kurultaylarda delegelerin kullanacağı oylar sonucunda kesinleşecek.