Sığınma merkezlerinde çoğunluğu yalnız, genç erkeklerden oluşan sığınmacılara, kadınlara nasıl davranmaları gerektiği öğretilecek.Aşırı sağ, taciz olayı nedeniyle mülteci sorunu ve İslam konusundaki tartışmayı yeniden gündeme getiriyor.

Ülkede, olayın belli bir etnik ve dinsel kesime mal edilmesinin yanlış olduğunu vurgulayan kesimler de var.Tacizcilerin, "Kuzey Afrika görünümlü kişiler" olduğu yönündeki açıklamalar, mültecilere ilişkin tartışmayı yeniden alevlendirdi.

"Farklı kültürden geliyorlar"

Belçika Göç ve İltica Bakan Yardımcısı Theo Francken, ülkesindeki göçmen kabul merkezlerinde "kadına saygı ve nasıl davranılması gerektiğine ilişkin" ders verileceğini söyledi. Francken'in açıklamasına göre, mülteciler arasında çok sayıda genç ve yalnız erkek bulunması ve kadına farklı davranılan bir kültürden gelmeleri nedeniyle böyle bir karar alındı.

Benzer bir model bir süreden beri Norveç'te de uygulanıyor. Belçikalı bakan, bu modeli kopyalayarak, önümüzdeki günlerde Belçika'daki bütün sığınma merkezlerinde uygulayacaklarını anlattı.

Flaman bölgesindeki Kapellen sığınma merkezi, "kadına saygı eğitimi"ne ilk başlayan kurum.

Merkezin yöneticisi Britte de Herdt, mültecilerin geldikleri bölgelerde kadın ve erkeklerin ciddi biçimde ayrı kesimlerde sosyalleştiklerini, Batı'da böyle bir ayrım olmadığı için bazı göçmen erkeklerin "burada herşeyi yapabiliriz" gibi bir algıya kapıldıklarını söylüyor.

Britte de Herdt'e göre, bu nedenle mülteci erkeklere, "neleri yapmamaları gerektiği" anlatılıyor.

"Göçmen kadınlar da cinsel şiddet mağduru"

Taciz olayı, siyasetin de öncelikli gündemi haline geldi.

Flaman Liberal Demokratik Parti (Open VLD) lideri Gwendolyn Rutten ve Flaman Yeşiller Partisi lideri Meryem Almacı De Morgen gazetesi için ortak bir yazı kaleme aldılar.

Kadın liderler, Batı toplumunu kadınlara yönelik cinsel şiddet konusunda ciddi ve güçlü tepki vermeye çağırdılar.

Rutten ve Almacı, cinsel şiddet mağduru kadınların hiçbir zaman bu suçtan sorumlu tutulamayacağını vurguladı.

"Herkes kendi bedeninin sahibidir" diyen kadın liderler, Köln Belediye Başkanı'nın mağdurlara yönelik, "erkeklerle aranıza mesafe koyun" açıklamasına tepki gösterdiler.

Almacı ve Rutten'e göre sadece Batılı kadınlar değil, Avrupa'daki göçmen kadınlar da cinsel şiddet mağduru. Bu nedenle, sadece "kadınlarımız" yerine "Bütün kadınlardan uzak durun diyelim" çağrısında bulundular.

Aşırı sağ göçmenleri hedef aldı

Aşırı sağ kesim, Köln'deki taciz olayı nedeniyle göçmenleri ve Müslümanları hedef alan açıklamalar yapıyor.

Hollandalı aşırı sağcı lider Geert Wilders, mülteci akınının "Orta Doğu'dan testesteron ithalatı" diye tanımlayarak, Avrupa'daki kadınların tehdit altında olduğunu öne sürdü ve sınırların derhal mültecilere kapatılması çağrısını yineledi.

Hollanda Başbakanı Mark Rutte ise, "iğrenç ve korkunç bir olay" diye tanımladığı tacizle ilgili olarak toplumun kutuplaştırılmaması uyarısında bulundu.

Faillerin bir an önce yakalanmasını isteyen Rutte, "Bu konuda yardımcı olmayacak tek şey, toplumun kutuplaştırılması ve yangına körükle gitmek. Ben bunu yapmayacağım" dedi.

"Sadece İslam'a fatura etmeyin"

Belçika'nın De Morgen gazetesi yazarlarından Bart Eeckhout da, Köln'deki olayın ardından özellikle aşırı sağın yaptığı politik tartışmanın kurbanları ikinci kez taciz ettiğini savundu.

Belçikalı yazara göre, Hollandalı lider Wilders'ten, Macaristan Başbakanı Viktor Orban'a kadar bütün aşırı sağ taviz olayıyla ilgili yeni bir besin kaynağı buldu.

Aşırı sağın, "Mülteciler bizim kadınlarımıza tecavüz için geldiler" anlayışının toplumu böleceğini belirten Eeckhout, "Kadınlarımızın toplumdaki yeri tartışma konusu bile olamaz. Ama Wilders ve Orban gibiler bu korkulara oynuyor" dedi.

Eeckhout, soruşturma daha başlamadan taciz olayının Müslümanlara fatura edilmesini yanlış olduğunu vurguladığı yazısında, şunları dile getirdi:

"Bu yalnızca yanlış suçluları işaret etmek dışında toplumun gerçek sorununun da çözümsüz kalması tehlikesine yol açar. Çünkü Köln'de sokak çeteleri var ve bu çok ciddi bir sorun. Büyük bölümü yabancı kökene sahip. Bu konuyu kapsamlı biçimde ele alın, her yönüyle tartışın. Sadece İslam kültürüne fatura etmeyin..."