Fas yönetimi, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Ban Ki-moon'un Batı Sahra ziyaretinde kullandığı "işgal altındaki topraklar" sözüyle ilgili "şahsi olmanın ötesinde anlamlar taşıyor" yorumunda bulundu.

Fas Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, Ban'ın sarf ettiği sözlerin kasıtlı ve tarafgir olduğu ifade edildi.

Açıklamada Ban'a hitaben, "Bu sözlerin kişisel olarak sarf edildiğinin söylenmesi bir özür değil bahanedir. Bu düzeydeki bir görevde bulunan kişinin kullandığı kelimelerin anlamları, hukuki ve siyasi etkileri vardır. Bu sadece şahsi söz olmanın ötesine geçmiştir. Ban, bu sözleriyle 'kurtarılmış topraklar' sözünü doğrulamıştır" ifadesi kullanıldı.

Ban'ın, BM Batı Sahrada Referandum Misyonu'nun (MINURSO) referanduma hazır olduğu yönündeki sözlerine de yer verilen açıklamada, "BM Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) 2004'ten bu yana referandumu gündeme getirmediği, BM Genel Kurulu'nda bu konunun 2007'den bu yana ele alınmadığı" ifade edildi.

Açıklamada, Fas yönetiminin, Ban'ın açıklamalarının sebep olduğu krizle ilgili yapıcı ve kapsamlı bir diyaloğa hazır olduğu belirtildi.

Ban'ın sözcüsü Stephane Dujarriç daha önce yaptığı açıklamada, Ban'ın mültecilerin yaşadığı kamplara yaptığı ziyarette sarf ettiği sözlerin kasıtlı değil spontane geliştiğini ve kişisel duygularını ifade ettiğini söylemişti.

BM Batı Sahrada Referandum Misyonu (MINURSO), BM Güvenlik Konseyi'nin 690 sayılı kararı uyarınca, Fas ile Cezayir'in desteklediği bağımsızlık yanlısı Polisario Cephesi arasında yaşanan sorunların çözümü için Nisan 1991'de görevlendirilmişti.

BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon, ay başında Cezayir'in güneybatısında yer alan Tinduf bölgesindeki Batı Sahralı mültecileri ziyaret etmiş ve "İşgal altında bulunan topraklardaki Batı Sahra halkının kendi kaderini tayin hakkı için referandum düzenlenmesine çalıştığını" ifade etmişti. Söz konusu açıklamanın ardından başkent Rabat'ta geniş katılımlı protestolar düzenlenmiş, Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada Ban'ın sözlerinin, Fas Kralı 6. Muhammed ile varılan anlaşmanın ihlali olarak değerlendirilmişti.