Alman Dış İlişkiler Konseyi (DGAP) uzmanı Kristian Brakel, Kıbrıs görüşmeleri konusunda çok olumlu sinyalle geldiğini, yaz aylarında bazı önemli sonuçlar elde edilebileceğini belirtti.

Brakel, AB ile Türkiye arasındaki ilişkiler konusunda değerlendirmede bulundu.

Türkiye'de de AB üyelik sürecine ve reformlara olan ilginin 2007 yılı öncesine göre azaldığını belirterek Kıbrıs sorununun sürecin geleceği konusunda en büyük zorluklardan biri olmaya devam ettiğini kaydetti.

Brakel, "Kıbrıs görüşmeleri konusunda çok olumlu sinyalle geliyor. Belki yaz aylarında bazı önemli sonuçlar elde edilebilir. Tabii ki bu Türkiye'nin AB süreci için de çok yararlı olacaktır. Ancak yaz aylarına kadar Kıbrıs görüşmelerinde ilerleme göremezsek bu kez yeniden bir kısırdöngüye düşme riski bulunuyor" diye konuştu.

“AB GEÇ KALDI”

Kristian Brakel, AB'nin Türkiye ile ilişkileri geliştirmek için geç kaldığı eleştirisinde bulunarak "Merkel, sığınmacı krizinin çıkmasıyla Türkiye'nin çok önemli bir ülke olduğunu anladı" dedi.

Almanya'nın ancak karşı karşıya kaldığı sığınmacı krizinin ardından Türkiye ile AB çerçevesinde işbirliğini geliştirmek için harekete geçtiğini belirten Brakel, "Bu zirveyi genel olarak olumlu buluyorum. Ancak bunun şimdi değil, birkaç yıl önce yapılması gerekiyordu. Bugünkü koşullarda, tarafların karşılıklı olarak beklentilerini karşılayabilmeleri çok daha zor" değerlendirmesini yaptı.

AB ile Türkiye arasındaki yeni işbirliği sürecinin her iki taraf için de önem taşıdığını, getirileri olacağını ancak süreçte çeşitli zorlukların da çıkabileceğini vurgulayan Brakel, şöyle devam etti:

"AB şu anda çok daha fazla kendi iç problemleriyle boğuşuyor. Bir yandan sığınmacı krizi, diğer yandan AB ülkelerinde yükselen sağcı-popülist hareketler... AB, avro krizini aşmaya çalışıyor, diğer yandan İngiltere, talepleri karşılanmazsa AB'den ayrılmakla tehdit ediyor. Tüm bu koşullarda AB, verdiği tüm sözleri yerine getirebilecek kapasiteye sahip mi, emin değilim."

“ALMANYA, 2008 YILINDAN İTİBAREN TÜRKİYE'YE OLAN İLGİSİNİ KAYBETTİ”

AB-Türkiye ilişkilerinde son aylarda sağlanan ivmede, Almanya Başbakanı Angela Merkel'in karşı karşıya kaldığı sığınmacı krizinin ve Türkiye ile işbirliği arayışının etkili olduğuna işaret eden Brakel, sözlerini şöyle sürdürdü:

"AB ve özellikle Almanya, 2008 yılından itibaren Türkiye'ye olan ilgisini kaybetti, bunda Türkiye'de yaşanan gelişmelerin de etkisi oldu. AB ve Almanya için bu bir hataydı. Hükümetin bazı politikalarıyla aynı görüşte olmayabilirsiniz ancak Türkiye yine de önemli bir müttefiktir. Sığınmacı krizi herkesin bu gerçeği fark etmesini sağlayan bir alarm zili gibi oldu. Merkel'in de yavaş yavaş bu gerçeği anladığını düşünüyorum."

Sığınmacı krizinin iç politikada Merkel'i zora soktuğunu, sığınmacılara sınırların kapatılmasına karşı çıkan Merkel'in AB ülkelerinden yeterli desteği görmediğini, içeride de eleştirildiğini ifade eden Brakel, şunları kaydetti:

"Merkel'in somut bir şeyler yapması gerekiyordu, bir şeyler yapmakta olduğunu göstermesi gerekiyordu, kendi partisi içinde de eleştireler nedeniyle baskı altındaydı. Sanırım Merkel de sığınmacı krizinde, mükemmel bir çözüm planının olmadığının farkında. Ancak sığınmacı akınının azalmasını sağlayabilirse en azından bu olumlu bir gelişme olarak görülecek."

AB ile Türkiye'nin üzerinde uzlaştığı eylem planının uygulamaya geçirilebilmesi durumunda, Türkiye'deki Suriyeli sığınmacıların daha iyi yaşam koşullarına kavuşacağını, birçoklarının Avrupa'ya gitmesine gerek kalmayacağını belirten Brakel, ancak bunun tümüyle çözüm olabileceğini de düşünmediğini söyledi.

Brakel, sözlerini şöyle tamamladı:

"Türkiye'deki sığınmacıların bir kısmının gözünde Avrupa'nın yine de daha cazip bir alternatif olarak görülmeye devam edeceğini düşünüyorum. Türkiye, Suriyeli sığınmacılara çalışma imkanı sağlasa bile, bunun sığınmacıların Avrupa'da iş bulmaları durumunda sağlayabilecekleri imkanlarla kıyaslanamayacağını tahmin ediyorum. Dolayısıyla belki hepsinin değil ama birçoklarının gözünde Avrupa'ya gitmek daha çekici olmaya devam edecektir."