Pakistan'ın Lahor kentinde yüzlerine kezzap atılan kadınlara özel kuaförler var.

Kuaförde pek çok hizmet veriliyor; manikür, pedikür, masaj, cilt bakımı... 

Duvarlara asılı fotoğraflar saç modellerini tanıtan makyajlı güzel kadınlara ait değil. Duvarlarda, yüzlerinin şekli tamamen bozulmuş kadınların da fotoğrafları asılı. 

Bazıları bir gözünü yitirmiş, bazılarının burunları ve dudakları adeta eriyip bir yumruya dönüşmüş.

Fotoğrafların yanında, bu tür saldırıların kurbanlarına bağış çağrısı yer alıyor.

Musarat Misbah'ın kuaför salonu, on yılı aşkın zamandan beri, yüzleri yanmış kadınlar için bir sığınak adeta. Herşey genç bir kadının yüzü tamamen örtülü halde kuaför salonuna gelmesiyle başlamış.

kezzap-magduru.jpg

Yüzü olmayan kadın

Musarat, "Peçesini kaldırdığında şok geçirdim. O anda bir yere oturmam gerekiyordu. Karşımda, yüzü olmayan bir kadın vardı. Gözleri ve burnu kaybolmuştu. Boynu ve yüzü birbirine yapışmıştı, o yüzden hareket ettiremiyordu." diye anlatıyor.

Musarat Misbah, 35 yıldır güzellik sektöründe çalışıyor. Ve bu kadın da, Musarat'ın kendisine biraz daha iyi görünüm kazandırması umuduyla gelmiş.

Musarat bazı doktorları çağırmış, yardımcı olmalarını istemiş ve işte, kurduğu hayır kuruluşu da, böylece başlamış. Yüzlerce kezzaplı saldırı kurbanına yardım etmiş Musarat. Yapılan bağışlarla bu kız ve kadınların tıbbi tedavisi yapılmış. Sonra da iş bulabilmeleri için eğitim vermiş onlara. Bazıları şimdi kuaför salonunda çalışıyor.

Büşra Şefi, buradaki güzellik uzmanlarının en deneyimlilerinden biri. Onun da yüzüne kezzap atılmış. Yüzündeki yanık izleri açıkça görülüyor. Ama bir o kadar da güler yüzlü bir kadın Büşra. Kırmızı rujunun altından ağzının da fena halde yanmış olduğu görülüyor. Yeterince başlık parası ödenmediği için kayınvalidesi ve kayınpederinin zulmüne uğradığını anlatıyor.

kezzap.jpg

"On gün boyunca hastaneye götürmediler"

"Kocam, kayınbiraderim ve kayınpederim üstüme kezzap attı. Kayınvalidem hareket edemeyeyim diye beni bağladı. İki çocuğum da oradaydı, her şeyi gördüler. Beni on gün boyunca hastaneye götürmediler. Yüzüm o kadar şişti ki, adeta koca bir et parçasına dönüşmüş gibiydi." diyor Büşra.

O günden beri çocuklarını görmemiş. Yaşadığı dehşet dolu günleri inanılmaz bir sükûnet içinde anlatıyor. Ama söz, çocuklarına geldiğinde ağlamaya başlıyor.

Musarat'ın kuaför salonuna yardım istemek amacıyla gelmiş, yıllar boyu çeşitli ameliyatlar geçirmiş. 150 ameliyattan sonra, ancak şimdi, yeni bir hayata başlayabilecek durumda.

Başka kadınları güzelleştirirken kıskançlık duyup duymadığını soruyorum. Gülümseyerek başını sallıyor, "Yeniden görebiliyorum, yeniden işitebiliyorum, soluk alabileceğim bir burnum oldu, dilim oldu ve konuşabiliyorum. Allah'a çok şükür..." diyor.

Büşra şanslı sayılacak kadınlardan. Uğradığı saldırıdan sonra yardım bulabilmiş ve yeniden hayatını kurabilmiş.

Pakistan'da sessizlik içinde acı çeken yüzlerce kadın var. Polise başvuranlar olsa bile, pek azı için adalet yerini buluyor. Mahkemeler yıllar sürüyor. Bazen de saldırı kurbanları ve aileleri, anlaşmazlığı mahkeme dışında çözmeye zorlanıyor.

"Yüzüme bakabilecek güce sahip değilim"

Huma Şahid de, Musarat'a yardım isteğiyle gelmiş bir başka kadın. Yoksul ailelerden olan diğer kadınların tersine Huma üniversitede öğretim üyesi. Lahor'un varlıklı mahallelerinden birinde, evinin önünde saldırıya uğramış.

"Düğünümden on gün önceydi. Bana hayran olan bir adamla evlenmek üzereydim. Ama bir anda hayatım değişti" diyor.

Aylarca hastanede tedavi gören Huma, daha hala birçok ameliyat geçirecek. Müstakbel kocasının büyük destek verdiğini söylüyor, ama evlilik planları rafa kaldırılmış. Yüzü bir koruyucu maskeyle kaplı. Maskeyle birlikte başını, bir örtüyle tamamen kapatıyor. Yüzüne kezzap atan adam hala kayıpmış.

Bahçesinde oturuyoruz. Huma saldırıdan önceki halini gösteriyor eski fotoğraflarından. Esmer ciltli, uzun koyu renk saçlı, kocaman gülümseyebilen, güzel bir genç kadın var fotoğraflarda. Bunların hiçbiri kalmamış bugün...

Şimdi aynaya bakınca neler hissettiğini soruyorum. "Henüz yüzüme bakmadım. İşlenen suçun korkunçluğunu hala atamadım üzerimden. Yüzüme bakabilecek güce sahip değilim henüz. Ailem tüm aynaların üzerini örttü" diyor...