Cameron, Avrupa Birliği'nin (AB) karşı karşıya olduğu kaçak göçmen krizine çözüm kapsamında ülkesinin daha aktif rol alması için kendisine yapılan ulusal ve uluslararası çağrıların ardından açıklamalarda bulundu.

İngiltere'nin kuzeydoğu bölgesini ziyareti sırasında gazetecilere konuşan Cameron, göçmen krizine yönelik ülkesinin daha fazla sığınmacıya kapılarını açacağını söyledi ancak buna ilişkin herhangi bir rakam vermedi.

Cameron, "Birleşik Krallık, daha fazla sığınmacıyı içeri alıyor. Binlerce sığınmacıyı zaten aldık. Ülke olarak, mülteci sistemimizi hakkıyla yürüterek insanları burada düzgünce karşılayarak bunu hep yaptık. Gelişmeleri incelemeye aldık. Ortaklarımızla çalışıyoruz. Binlerce insanı alıyoruz ve binlercesini daha alacağız. Asıl önemli olan buraya geldiklerinde bu insanların düzgünce hoş şekilde karşılanması ve onlara bakabilmek. Kelimenin tam anlamıyla bunu yapacağız" dedi.

Bodrum'da 3 yaşındaki Suriyeli çocuğun sahile vuran cansız bedenine ilişkin fotoğrafı görmekten duyduğu derin üzüntüyü de dile getiren Cameron, şunları söyledi:

"Dün gece o çocuğun fotoğraflarını görüp de etkilenmeyen kimse olamaz. Ben bir baba olarak Türkiye sahilindeki o görüntüden çok etkilendim. Bu gördüğümüz korkunç görüntülerin sorumlusu Beşşar Esad, DAEŞ kasapları ve bu korkunç ticareti yapan suç çeteleridir. Ahlaki sorumluluklarımızı yerine getireceğiz. İngiltere, her zaman ahlaki yükümlülüklerini yerine getirmiştir. Daha fazlasını yapacağız, yapıyoruz da. Bu nedenle Akdeniz'e Kraliyet Donanması'nı gönderdim. Bu nedenle İngiltere, dünyada Suriyeli sığınmacılara en fazla yardımı sağlayan ikinci büyük bağışçı. Bu nedenle, binlerce Suriyeliyi içeri alıyoruz ve almaya devam edeceğiz."

Cameron, çözümün sadece sığınmacıları kendi ülkelerine kabul etmek olmadığını vurguladı ve "Bu insanların geldiği ülkelerde istikrar sağlamayı denemeliyiz. Her bir sorunu halleden, kapsayıcı bir çözüm olması gerekli. Kapsayıcı bir çözüme ihtiyacımız var. Libya'da yeni bir hükümete ihtiyaç var. Suriye'deki sorunları çözmemiz gerekli" ifadesini kullandı.

İSKOÇYA'DAN ÇAĞRI

Cameron, dün ve özellikle bugün Bodrum'da çekilen fotoğrafın İngiltere gündeminde geniş yankı bulmasının ardından gelen İngiltere'nin kaçak göçmen krizine çözüm kapsamında daha aktif rol alması çağrılarının baskısı altındaydı. Bu çerçevede bugün Cameron'a yapılan bir diğer çağrı da İskoçya bölgesel hükümetinin Başbakanı Nicola Sturgeon'dan geldi.

Sturgeon, Londra yönetiminin krize sessiz duruşunu bugün İskoç parlamentosunda yaptığı konuşmada eleştirdi. Sturgeon, İskoçların yardımına ihtiyaç duyan sığınmacılara ev sahipliği için İskoçya'nın hazır olduğunu vurguladı.

"CAMERON'A YALVARIYORUM"

Bodrum sahiline vuran çocuğun fotoğrafını gördüğünde gözyaşlarına hakim olamadığını dile getiren Sturgeon, "O çocuk ve onun gibi binlercesinin yaşamı tehlike altında ve bu kimsenin sorumluluğunda değil. Onlar hepimizin sorumluluğu. Birleşik Krallık hükümetinin gelişmelere yönelik, 'gör ve geç' tavrından dolayı çok sinirliyim. Duruşunu değiştirmesi için David Cameron'a yalvarıyorum" diye konuştu.

Cameron'a yönelik bir diğer eleştiri de AB ve göçmen karşıtı görüşleriyle bilinen Birleşik Krallık Bağımsızlık Partisi'nin (UKIP) İngiliz parlamentosuna giren ilk milletvekili Douglas Carswell'dan geldi. Carswell, sığınmacılara yardım edilmesi kapsamında İngiltere'nin üzerine düşeni yapması gerektiğini söyledi.

"Korkunun durdurulması için Akdeniz'deki botları durdurmalıyız" diyen Carswell, aksi takdirde daha birçok göçmen trajedisinin yaşanabileceği hakkında uyarıda bulundu.

İngiltere, 2014 yılının başında Suriyeli mültecilere kapılarını açacağını duyurmuştu. İngiltere, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) ile yürüttüğü "Korunmasız Kişileri Yeniden Yerleştirme" programı çerçevesinde, özellikle şiddet ve işkence mağdurları ile tıbbi yardıma muhtaç kadın, çocuk ve yaşlı Suriyelilerin ülkeye girişine öncelik veriyor. İngiltere, bu program çerçevesinde çerçevesinde Ocak 2014-Ağustos 2014 döneminde zor durumda ve savunmasız olan sadece 216 Suriye vatandaşını topraklarına kabul etti.

İngiltere İçişleri Bakanlığı ise yerleştirme programından bağımsız olarak Suriye krizinin başlangıcından bu yana yaklaşık 5 bin Suriyelinin İngiltere'ye iltica başvurusunun kabul edildiğini bildirmişti.

İçişleri Bakanı Theresa May, 2014 yılının başında Suriyeli mültecilere kapılarını açacağını duyurmasına karşın bu yaz başında yaptığı bir açıklamada, Akdeniz'de kurtarılan kaçak göçmenlerin AB ülkeleri arasındaki eşit şekilde dağıtılması önerisine katılmadığını, bunun daha fazla kişiyi tehlike yolculuklara çıkmaya teşvik edeceğini savunmuştu.

AB içişleri bakanlarının geçen ay üzerinde uzlaştığı, uluslararası korumaya ihtiyaç duyan çoğunluğu Suriyeli göçmenlerin AB ülkelerine dağıtılması planına göre, İngiltere'nin 2 bin 200 göçmene kapılarını açması kararlaştırılmıştı.