Savaş yıllarında Bosna Hersek Cumhuriyeti Meclis Başkanlığı yapan ve barış görüşmelerine de katılan Miro Lazovic, AA muhabirinin sorularını yanıtlarken, o dönemki barış görüşmelerinde en fazla Sırp Cumhuriyeti'nin kurulmasına karşı çıktığını söyledi.

Lazoviç, "Sırp Cumhuriyeti kavramının Dayton'a nasıl girdiğine anlam veremedim. Benim yürüttüğüm meclis toplantılarında, biz hiç böyle bir karar almadık" diye konuştu.

Karşı duruşlarına rağmen yollarını ABD'li diplomat Richard Halbrooke'un kapadığını savunan Lazovic, Halbrooke'un ülkenin "Sırp Cumhuriyeti" ve "Bosna Hersek Federasyonu" olarak en iyi şekilde yapılandırıldığını ve bunun Bosna Hersek'in ayakta kalabilmesi için en iyi çözüm olduğunu söylediğini aktardı.

"EN BÜYÜK BAŞARISI SAVAŞI DURDURMAKTI"

Lazoviç, antlaşmanın önemiyle ilgili olarak da "Dayton Barış Antlaşması'nın en büyük başarısı, 1992 yılında başlayan kanlı Bosna savaşını durdurmak oldu" dedi.

Ancak Dayton'un imzalanmasının ardından geçen 20 yılda, "Bosna Hersek'i yeniden canlandırmak isteyenlerle savaştaki amaçlarına ulaşmaya çalışanlar arasında süregelen siyasi bir mücadeleye şahit olduklarını" dile getiren Lazovic, Dayton'la birlikte Bosna Hersek'in "politik çatışmalar sahnesine" dönüştüğünü kaydetti.

"ANAYASA'NIN HER MADDESİNDE AYRIMCILIK VAR"

Lazovic, Bosna Hersek Anayasası'nın halen Dayton Barış Antlaşması'nın 4. bölümüne mutabık olduğuna işaret ederek, antlaşmanın imzalandığı o dönemde de "en büyük kusurun" bu bölüm olacağını öngördüğünü ifade etti.

Dayton'da belirlenen Anayasa'nın daha ilk dakikadan itibaren işlevsel olmadığının açık ve net bir şekilde görüldüğünü söyleyen Lazovic, "Halbrooke bana gelip, en az 15 sene bu Anayasa ile yaşamamız gerektiğini, o zaman bunun değişme zamanının geleceğini söylemişti. Zaman geçiyor. 20 yıl oldu ama Anayasa hala yürürlükte ve her maddesinde ayrımcılık var" şeklinde konuştu.

Lazovic, mevcut Anayasa ile Bosna Hersek'in ne NATO ne de AB üyesi olabileceğine dikkati çekerek, ülkedeki liderlerin de bu durumu çok iyi bildiklerini ve bazı şeylerin değiştirilmesi için harekete geçmek gerektiğini belirtti.

Bosna Hersek'in, entitelerin elinde "rehin tutulduğunu" iddia eden Lazovic, "Özellikle Bosna Sırp Cumhuriyeti'nin yürüttüğü politikalar tamamen oyundan ibaret ve Bosna Hersek kaybedene kadar bu oyun devam edecek. Bu oyun hem Sırplar, hem Bosna Sırp Cumhuriyeti, hem de tüm ülke için ağır sonuçlar doğurabilir" diye konuştu.

Lazovic, Bosna Hersek'in yüzünü AB'ye dönmesi gerektiğini dile getirdi.

Son dönemde sıkça gündeme gelen "yeni Dayton" ve "ikinci Dayton" söylemlerini de yorumlayan Lazovic, "Bu ister ikinci Dayton olsun, isterse başka bir şey, Bosna Hersek Anayasası'nın değişmesi gerek. AB üyeliği yolunda böyle bir Anayasa'yla daha fazla ilerleyemeyecek olan ülkenin bunu en kısa zamanda değiştireceğine inanıyorum" dedi.

 DAYTON İLE GELEN KARMAŞIK SİYASİ YAPI

Dayton, her ne kadar ülkedeki silahları sustursa da ülkede "siyasi kördüğüm" yarattığı yorumlarını da getiriyor.

Dayton Barış Antlaşması'na göre, Bosna Hersek Hırvat ve Boşnak nüfusun yoğun olarak yaşadığı Bosna Hersek Federasyonu (FBIH), nüfusun büyük çoğunluğu Sırp olan Bosna Sırp Cumhuriyeti (RS) ve Brçko Özerk Bölgesi olmak üzere üçe bölündü. Bosna Hersek Federasyonu da kendi içerisinde her birinin kendi başbakanı, meclisi, bakanları bulunan 10 kantona ayrıldı.

Dayton'a göre hazırlanan bu siyasi sistemde, devlet, entite ve kantonlarda toplam 5 başkan, 13 başbakan ve 136 bakan bulunuyor.

Devletin zirvesinde ise Boşnak, Sırp ve Hırvat olmak üzere üç üyeden oluşan Devlet Başkanlığı Konseyi bulunuyor. Genel seçimlerde konsey üyeliğine seçilen isimler, dönüşümlü olarak sekiz aylığına "konsey başkanlığı" görevini yürütüyor.

Ülkede ayrıca, "Yüksek Temsilci" görev yapıyor. Geniş yetkilerle donatılmış Yüksek Temsilci, Devlet Başkanlığı Konseyi'nin üyeleri dahil olmak üzere ülkedeki tüm diğer devlet yetkililerinin görevden alma hakkını elinde bulunduruyor.