Küçüklükten beri en büyük hayali ise oyunculuk yapmaktı. Uzmanlar sol elini düzgün şekilde kullanabilmesi için çılgın bir öneride bulundular... El ve ayak parmaklarının yerini değiştirmek... 11 yaşında bu operasyonu geçiren Richard Stott’ın hayata karşı duruşu da bu ameliyatla değişti. Garip Öyküler bu hafta rotasını İngiltere’ye çevirdi ve Richard Stott’a ulaştı. Stott’ın ilginç hikayesini kendi ağzından dinledik...

Richard Stott, bir anomali olan Poland sendromuyla İngiltere’de dünyaya geldi. Bu anomali nedeniyle sol eli sağ eline göre, gözle görülür şekilde küçüktü, parmakları kısa ve perdeliydi. Bugün 28 yaşında olan Stott, 11 yaşında bir dizi ameliyat geçirmeye başladı.

EL VE AYAK PARMAKLARININ AMELİYATLA YERİ DEĞİŞTİRİLDİ

Uzmanlar, Richard sol elini daha etkin kullanabilsin diye ona el ve ayak parmaklarının yerini değiştirmeyi önerdiler. Bunun üzerine Richard, sol elindeki işaret ve orta parmağının yerine iki ayağındaki işaret ve orta parmaklarıyla yer değiştirtti. 

“Ameliyat olduğumda 11 yaşındaydım. Operasyonun hayatımı böyle etkileyeceğini bilmiyordum. Ancak operasyon yürüyüşümü etkilemedi”

15 OPERASYON GEÇİRMİŞ

Stott 11 yaşından itibaren ellerini ve omuzlarını eşitlemek için toplamda 15 operasyon geçirmiş. Buna rağmen yılmamış ve kesinlikle moralini bozmamış.

Stott ameliyatların ardından oluşan ruh halini şu sözlerle özetliyor:

“Ameliyatların ardından okuldaki ilgiden memnundum. Beni savaş kahramanı gibi karşılıyorlardı.”

‘DENEME ÇEKİMLERİ’ HAYATINI KARARTTI

Stott tüm bu ilginin çeşitli roller için deneme çekimlerine girmeye başladıktan sonra kaybolduğunu söylüyor.

Kameraya diğer oyuncular gibi iki elini de gösterdiğinde bu durumun bir avantajdan ziyade dezavantaj olduğunu anlamış.

“Bugüne kadar hiç farklı ya da diğerleri kadar iyi olmadığını hissetmemiştim. Ancak ilk deneme çekimimi yaptığımda hayatımda ilk defa engelli gibi hissettim. Tüm özgüvenimi kaybettim. Oyunculuk konusunda hiçbir şansım olmadığını hissetmeye başladım.”

AMELİYAT KARİYERİNİ ETKİLEDİ

Richard bu ameliyatın kendisi için birçok açıdan faydalı olduğunu söylüyor. Londra Oyunculuk Okulu’ndan mezun olan Stott ilk başrolünü de parmakları sayesinde aldığını düşünüyor.

Richard, bu operasyon kariyerini nasıl etkiledi? Şu an oynadığın roller fiziksel durumuna uygun roller mi? Yoksa sıradan roller mi?

Aslında son oynadığım rol Aralık ayında başrolünü oynadığım ‘Güzel ve Çirkin’ oyunundaki Çirkin karakteriydi. ‘Çirkin’ bugüne kadar durumumun avantaj sağladığı ilk roldü. Ancak bundan önce Machbeth ve diğer Shakespeare oyunlarında çok sayıda rolüm oldu. Son olarak bir televizyon projesi için görüşmeye gittim. Bu rolde de fiziksel durumum ön plana çıkacak. Görüşme sırasında dışarıda bekleyen durumu bana benzeyen çok kişi vardı. Bunun yükselen bir trend olduğunu düşünüyorum.

Güzel ve Çirkin’de ilk başrolü ‘kaptığında’ ne hissettin?

Aniden şunu keşfettim oyunculuk camiasının ne düşüneceğiyle ilgili endişeleneceğime ve durumumu saklayacağıma , standart rollerin dışında benim için özel olan rollerin varlığını keşfettim.

parma2.jpg

İNSANLAR FARK ETMİYOR BİLE

Stott bugün durumuyla barıştığını hatta bir çok insanın elindeki sorunu fark dahi etmediğini belirtiyor.

Oyuncu olarak konuya yaklaşımını ise şu sözlerle açıklıyor:

“Aktör olarak bakış açım, eğer istersem kullanabilirim. Zaten ameliyattan bu yana elim de fark edilebilir durumda değil.”

Richard, son olarak şunu sormak istiyorum. Hikayen beni oldukça heyecanlandırdı. Çünkü sen işine olan tutkun sayesinde dezavantajı avantaja çevirmeyi başarmışsın. Bu gerçekten şahane bir şey. Peki, senin gibi işi konusunda tutkulu ancak engeli yüzünden kendini geri planda tutan gençlere hayallerini gerçekleştirebilmeleri için ne tavsiye edersin?

Bu konudaki en önemli tavsiyem şu; Dünya değişiyor ve insanlar sizin tahmin ettiğinizden çok daha kabullenici artık. Dolayısıyla daima oldukları şeyle gurur duysunlar ve bedenlerinden asla utanmasınlar. Çok çalışsınlar ve tutkularının peşinden gitsinler. O zaman insanların sadece onları oldukları halde kabullendiklerini değil onlara hayran olduklarını da görecekler.

POLAND SENDROMU NEDİR?

Poland Sendromu’nu Kadıköy Acıbadem Hastanesi’nden Göğüs Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Ilgaz Doğusoy’a sorduk.

Poland Sendromu, meme adelelerinin doğumsal yokluğuna eşlik eden, tek taraflı göğüste ve el parmaklarında deformite olmasının hepsine denir. Bunun tek sabit bulgusu meme adelesinin yerinde olmamasıdır. Rahatsızlık nedeniyle 2 ila 5 arasında kaburga eksikliği veya hiç gelişmemesi olabilir. Diğer adelelerin gelişmemiş olması da buna eşlik edebilir. Bu hastaların bir kısmında göğüs boşluğunda tek taraflı çöküklük oluşur. Bazı hastalarda, el parmaklarında yapışıklık(sindaktili) ve diğer gelişim bozuklukları olabilir. Hastalığın kesin bir sebebi bulunamamıştır. Hamileliğin 3-4 haftasında ortaya çıktığı düşünülen gelişim yetersizliği veya 6-7. haftalarında damar sisteminin kesintiye uğramasına da bağlı olabilir. Çok nadir ailevi olarak görülür.