Ceren ERCİH 

Ulusal bir kanal olan SufiTV kapatılma tehlikesi ile karşı karşıya kaldı. Eski Maliye Bakanı Ersin Tatar, konu ile ilgili görüş ve düşüncelerini Kemal Oktar ve Oğuz Köse’nin sunduğu Ada Gündemi programında paylaştı. Globelleşen dünyada Kıbrıs kanallarının haksız bir rekabette olduğunu ifade eden Tatar, Türkiye’nin buraya çeşitli vesilelerle yayın yaptığını ve yüksek oranda izleyici kitlesine sahip olduklarını ancak, günün sonunda vergilerden Kuzey Kıbrıs’a bir kuruş giriş yapılamadığını aktardı. Tatar’ın açıklamalarından öne çıkan detaylar şöyle… 

“BİZİM YAYINLARIMIZ HAKSIZ REKABET ALTINDA” 

“Türkiye’de o kadar geniş bir yayın yelpazesi var ki, kimse bu kanalla uğraşmaz diye düşünüyordum. Ancak, belli ki, bazı rakipler rahatsız olup RTÜK’e şikâyette bulunmuşlar. Bizim kendi Yayın Yüksek Kurulumuzun verdiği izin oraya göre biraz daha esnek. Globelleşen ve yayınların her yere ulaştığı bir noktada bugün, bizim yayınlarımız gerçekten haksız rekabet altındadır. Neden? Bugün Türkiye’den buraya çeşitli vesilelerle yayınlar yapılabilmekte ve halkımızda bunları izlemektedir. Ama günün sonunda bu yayınlardan dolayı alınan vergilerden bizim devletimize bir kuruş gelir gelmiyor. Devletimiz gelir almadığı içinde kendi medyasına olanak tanıyamıyor.” 

“KIBRIS FUTBOLUNA DA YATIRIM OLMALI” 

“Türkiye Cumhuriyeti’nden yaptığımız ithalatın rakamı yıllık bir milyar doların üzerindedir. Bir milyar dolarının üzerindeki ithalatın en azından yüzdelik bir payı reklam fon geliri olarak ayrılması lazım. Çünkü bu rakam Türkiye’de ayrılıyor. Bizim burada böyle bir şey yok. Bu ülkede de belki de şuanda 40 bin Digitürk üyesi vardır ve bu 40 bin abone yıllık ortalama 80 milyon Türk Lirası para veriyorlar. Buradan 80 milyon Türk Lirası futbol için gidiyor. Bu 80 milyonun yüzde 10’u esasında bizim buradaki futbolumuz için ayrılmalı. Böyle bir gündem yaratılmalıdır çünkü gerçekten de bu büyük bir haksızlıktır. Çünkü bu para futbol için harcanıyor.” 

“REKLAM FONUNDAN BİZE DE PAY AYRILMALI” 

“Bizim televizyonlarımızı izlediğinizde Türkiye’nin buraya gönderdiği çeşitli giyim markaları, gıda markaları, banka reklamları bizim yayına düşmüyor. Çünkü ne diyorlar? Biz reklamı ulusal yayınlardan yapıyoruz. Dolayısıyla Kıbrıs halkı da kanalları izliyor. Biz buradaki küçük kanallara reklam verme suretiyle reklamımızı yapmaya hiç gerek duymuyoruz. Çünkü bu büyük kanalların buradaki yayınların kanaları zaten izleniyor. Bu bize çok büyük bir haksız rekabettir. Bunun tedavi edilmesi lazım. Nasıl tedavi edilir? Fon dediğiniz olay, amacına yönelik bir şeye gerçekten cevap verirse konması lazım. Sırf birilerine para aktarmak için değil. Madem ki, buraya reklam vermiyorlar, o fonun buradaki medyaya dağıtılması ve o haksızlığın düzeltilmesi bana göre yerinde bir uygulama olur diye düşünüyorum ben.”