Brexit kararının oluşturduğu belirsizliği ikili ticaret anlaşmalarıyla önlemeyi politikasının merkezine koyan İngiltere Başbakanı Theresa May, "bekle-gör" siyasetini tercih eden birçok Avrupalı mevkidaşının aksine ABD'nin yeni Başkanı Donald Trump ile yüz yüze görüşecek ilk lider olacak.

İki ülke arasındaki "çok özel ilişkilerin" daha da geliştirilmesi hedefinin amaçlanacağı May-Trump görüşmesinde, yeni ABD yönetiminin Avrupa Birliğinden (AB) çıkmaya hazırlanan müttefikine ticari ayrıcalık tanıma ihtimali İngiliz hükümetini umutlandırıyor.

Eski ABD Başkanı Barack Obama yönetiminin "İngiltere'nin AB'den çıkışla sıranın gerisine düşeceği" açıklamasının aksine, Trump'ın İngiltere'nin AB'den çıkışını "büyük zafer" olarak değerlendirmesi, iki ülke ilişkilerinde özellikle ticaret alanında yeni fırsatlar oluşturabileceği gerekçesiyle İngiliz hükümetinde olumlu karşılandı.

Açıkladığı "Brexit" stratejisiyle ülkesinin AB ile birlikte ortak pazardan da çıkacağını söyleyen İngiltere Başbakanı May, Brexit sürecinin tamamlanmasının ardından ABD ve Avrupalı ortakları başta olmak üzere birçok ülkeyle ikili serbest ticaret anlaşmaları yapmak istediğini dile getirdi.

Ancak İngiliz hükümeti, "İngiltere'nin AB'den ayrılma kararı vermesinin, birliğe ihtiyaç olmadığını düşündüğü" yanılgısına sebep olmamasını istiyor. May'in bu çerçevede yarın Trump ile yapacağı görüşmede, "ülkesinin ekonomik ve güvenlik konularında güçlü bir Avrupa Birliği görmek istediğini" söylemesi bekleniyor.

May İngiliz basınına geçen hafta verdiği demeçte, "Ülkemin AB üyeliğiyle ilgili aldığı karar, AB'nin dağılmasıyla ilgili bir karar değildir. AB'nin güçlü bir şekilde yoluna devam etmesini ve birlik ile yakın ve stratejik ortaklığı sürdürmek istiyorum." dedi.

"AB ÖTESİNDE BİR GELECEK"

İngiltere Başbakanı May, bugün ABD'nin Philadelphia şehrinde Cumhuriyetçilerin yıllık kongresinde konuşacak, yarın ise Washington'da ABD'nin yeni Başkanı Donald Trump ile bir araya gelecek.

İngiliz hükümeti görüşmeyi, iki ülke arasındaki ticari ilişkileri güçlendirmek ve ticaretteki engelleri kaldırmak için fırsat olarak görüyor. Başbakanlık kaynakları, "Şahsi münasebet kurmak için fırsat olacak bu yüz yüze görüşme, verimli ve etkili bir çalışma ilişkisinin oluşmasını da sağlayacaktır." açıklamasında bulunuyor.

Görüşmede, İngiltere ile ABD arasında Brexit sonrası varılacak yeni ticaret anlaşmasının detaylarının ele alınması öngörülüyor. Bu çerçevede, iki ülke arasında yeni ticaret anlaşmasının taslağını hazırlayacak bir çalışma grubunun oluşturulmasına karar verilmesi ve bu grubun iki ülke arasındaki ticareti yavaşlatan mevcut kuralların esnekleştirilmesi üzerinde çalışması bekleniyor.

May'in ABD ziyareti, "AB'nin ötesinde de kendimize bir gelecek oluşturabiliriz" mesajı taşırken, ülkesinin çıkarlarına öncelik vereceğini açıklayan Trump'tan medet ummanın ve ticari beklentiler içine girmenin doğru olmadığı görüşünü savunanlar da bulunuyor.

İngiltere'nin eski Başbakan Yardımcısı, Liberal Demokrat Partili Nick Clegg, "İngiliz halkı, 'ABD ile yeni bir ticaret anlaşması yapacağız, ne güzel' diye düşünüyor olabilir. Ancak şu bilinmeli ki, ABD ile yapılacak hiçbir anlaşma, yanı başımızdaki Avrupa ile yapılacak bir anlaşmanın yerini dolduramaz. ABD, Kanada, Yeni Zelanda, Avustralya ya da Hindistan ile ticareti iki katına çıkarsanız dahi, hiçbir zaman en yakınınızda bulunan AB ile yapacağınız ticaretin yerini alamaz. Çünkü coğrafi yakınlık hala ticaret için önemli bir faktör. Ülkeler hala kendilerine en yakın ülkelerle en fazla ticareti yapabiliyorlar." diye konuştu.

2015 yılı sonu itibariyle ABD, İngiltere'nin en fazla ihracat yaptığı ticaret ortağı konumunda bulunurken, İngiltere'nin en fazla ithalat yaptığı ülkeler arasında ise ABD ilk beşte yer alıyor.

“REAGAN-THATCHER İLİŞKİSİ GİBİ”

May'in yarın Trump'la yapacağı görüşmede, NATO'nun önemine vurgu yapması ve Rusya ile ilişkiler, Suriye'deki durum gibi birçok uluslararası konunun ele alınması bekleniyor.

Trump, İngiltere Başbakanı May ile kuracakları ilişkiyi, 1980'lerde ABD'nin eski Başkanı Ronald Reagan ile İngiltere'nin eski ve ilk kadın Başbakanı Margaret Thatcher arasındaki yakın ilişkiye benzetiyor.

May bu benzetmeden çok hoşlanmadığını, "Geçmişteki bir modele benzetilmek istemediği" ifadeleriyle dile getirse de "Trump bu sözleriyle iki ülke arasındaki çok özel ilişkinin devamını istediğini anlatmış. Bunu sağlayacağımızdan eminim. Ülkelerimiz arasındaki ilişkinin, başkan ile başbakan arasındaki ilişkiyi aşacağından eminim." dedi.

Theresa May, Trump'la yakın ilişkiler kurmak istediğini Noel'de kendisine gönderdiği hediyeyle de gösterdi. May, Trump'a İngiltere'nin savaş dönemi başbakanı Winston Churchill'in 1941 yılında Beyaz Saray'dan radyo aracılığıyla Amerikan halkına yaptığı tarihi seslenişin ses kaydının bir kopyasını hediye etti.

İngiltere Başbakanı May Trump'la ilgili en olumsuz yorumunu ise, ABD'nin yeni başkanının kadınlarla ilgili söylemlerinin anımsatılması üzerine yaptı. May, kabul edilemez bulduğu şeyleri Trump'a söylemekten çekinmeyeceğini söyledi. Trump'ın özellikle kadınlarla ilgili söylemlerini birçok kez kabul edilemez bulduğunu ifade eden May, Birleşik Krallık'ın ikinci kadın başbakanı olmaktan gurur duyduğunu ve ülkenin kadın başbakanı olarak Trump'la görüşeceğini belirtti.

“YARI İSKOÇ'UM”

Trump'ın Birleşik Krallık ile kan bağı da bulunuyor. Annesi İskoçya doğumlu olan Trump kimi zaman "yarı İskoç" olmaktan gurur duyduğunu ifade ediyor. ABD Başkanı'nın İskoçya'da 200 milyon sterlin değerinde iki golf sahası da bulunuyor.

İki ülke arasında başlayan yeni dönemle vurgulanan "çok özel ilişkilerin" bu yıl ABD'nin yeni başkanı Donald Trump'ın İngiltere Kraliçesi 2. Elizabeth'in davetlisi olarak ülkeye yapması planlanan resmi ziyaretle daha da geliştirilmesi amaçlanıyor.

Brexit'le ticari ilişkilerinde AB üyeliğinden kaynaklanan engelleri aşmak isteyen İngiliz hükümetinin, Trump yönetimiyle özellikle ticari alanda yeni anlaşmalar için nabız yoklaması bekleniyor.