Irak, 150 milyar varil petrol rezerviyle bu alanda dünya ülkeleri arasında 4'üncü sırada bulunuyor. Ülkede zaman zaman şiddetlenen güvenlik olaylarına rağmen, petrol üretimi 2003 yılına kıyasla üçe katlandı.

Irak'ın üyesi olduğu Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütünün (OPEC) verilerine göre, yaklaşık 39 milyon nüfuslu ülkede, petrolün yanı sıra 3 milyar 744 milyar metreküp doğalgaz rezervi de mevcut.

Uluslararası Para Fonuna (IMF) göre Irak, petrole dayalı olmayan ekonomi çeşitliliği, yetersiz güvenlik ve zorlu iş atmosferi nedeniyle yeterli gelişme kaydedemedi. Petrol ihracatından elde edilen gelirlerin yaklaşık yüzde 80'i, ağırlıklı olarak maaşlar için harcanıyor.

Petrol ihraç eden ülkelere kıyasla, Irak'ta sağlık, eğitim ve sık sık kesintilerin yaşandığı elektrik gibi temel hizmetlerin kalitesi vasatın altında kalıyor. Şiddet ve zorlu iş atmosferi, özel ve finans sektörünün gelişimini ciddi şekilde etkilemiş durumda.

Dünya Bankasının daha önce yayımladığı yatırım atmosferi tahmin raporuna göre, Irak'taki elektrik sıkıntısı, siyasi istikrarsızlık, yolsuzluk, ve mali kaynaklara ulaşmada yaşanan sıkıntılar, ülkenin gelişimi önündeki en bariz engeller olarak görülüyor.

Irak'ın 1980 yılından başlayan borç geçmişi

Irak'ın devrik lideri Saddam Hüseyin, 1980 yılında, İran ile yaklaşık 8 yıl süren ve her iki tarafa da hem beşeri hem de ekonomik ağır tahribatlar veren savaşın içine girdi. Her iki ülke tarafından yayımlanan verilere göre, 8 yıllık savaşta 500 binden fazla insan hayatını kaybetti.

Irak, savaştan önce elindeki 35 milyar dolarlık nakdi para ile kredi veren ülkeler arasındaydı. Ancak Irak ekonomisi, uzun savaş nedeniyle kötü bir çöküş içine girdi. Savaşın ağır maliyeti, o dönemde petrol fiyatlarındaki ciddi düşüş, Bağdat'ın elini ciddi şekilde zayıflattı.

Saddam rejimi, ABD ve Rusya gibi yaklaşık 20 ülkenin üye olduğu Paris Kulübü'nden normalde 21 milyar dolar olup, 2003 yılına kadar faiziyle birlikte 40 milyar dolara ulaşan bir borçlanma içine girdi. Saddam Hüseyin, Paris Kulübü'nün yanı sıra farklı banka ve kredi verenlere, katlanan faizle birlikte 41 milyar dolar daha borçlandı.

Savaş nedeniyle 35 milyar dolarını kaybeden Irak'ın Körfez ülkeleri başta olmak üzere uluslararası kreditörler ve Paris Kulubü'ne olan toplam borcu da 1990 yılına kadar 80 milyar dolara ulaştı.

Irak-İran savaşında, Saddam'ın dış borçlanmasına ilişkin net olmayan ve birbirinden farklı rakamlar telaffuz edildi. Baas rejimi, 1990'da Birleşmiş Milletler Genel Sekterliğine gönderdiği mektupta ödemesi gereken toplam dış borcunun 42 milyar dolar civarında olduğunu beyan ediyordu.

IMF verileri ise, Irak'ın, İran ile girdiği 8 yıllık savaş, Kuveyt işgali ve ardından ödenmesi gereken savaş tazminatlarıyla birlikte 2003 yılına kadar toplam borcunun yaklaşık 120 milyar dolara ulaştığını gösteriyor.