İran'da infaz edilen ölüm cezalarının, 20 yılın en üst seviyesine ulaştığı bildirildi.

Birleşmiş Milletler (BM) İran İnsan Hakları Özel Raportörü Ahmed Şahid, BM İnsan Hakları Konseyine sunduğu raporda İran'da her yıl aralarında 18 yaşından küçük çocukların da olduğu yaklaşık bin kişinin idam edildiğini belirtti.

2014'te 753 kişinin, 2015'te de 966 kişinin idam edildiğini kaydeden Şahid, mahkumların üçte ikisinin uyuşturucuyla ilgili suçlardan, beşte birinin de cinayet suçundan infaz edildiğini bildirdi.

Şahid, 2014-2015 yılları arasında 18 yaşından küçük 16 çocuğun infaz edildiğini ve bu rakamın son beş yılın en yüksek seviyesinde olduğunu ifade etti.

Çocuk suçlulara uygulanan idam cezasının kaldırılması için İran hükümetine çağrıda bulunan Şahid, 2013 yılından bu yana ceza yasasında bir dizi reform yapıldığını ancak insan haklarını ihlallerinin hala son derece yaygın olduğunu kaydetti.

BM raporunda, cinayet, zina ve fiili livata gibi hudud suçlarıyla kısas çerçevesinde hicri takvime göre 15 yaş ve üstü erkeklere ve 9 yaş ve üstü kız çocuklarına idam cezası verilmesine olanak tanıyan ceza kanununa da değinildi.

Raporda 2005 ve 2015 yılları arasında küçük yaştaki 73 zanlının idam edildiğine ancak infazların hükümet tarafından resmen duyurulmadığına dikkat çekildi.

Raportör Şahid, bazı insan hakları örgütlerinin geçen yıl 4 çocuğun idam edildiğini, 160'ının da hala idam edilmeyi beklediğini ileri sürdüğünü kaydetti.

Şahid, "Uyuşturucuyla ilgili bir suçlamadan idam edilmeyi bekleyen bir Afganistan vatandaşının, tutuklandığı sırada 18 yaşından küçük olduğuna dair henüz doğrulatamadığımız raporlar var" ifadelerini kullandı.

İran parlamentosunun 22 Haziran 2015'te yürürlüğe giren yeni Ceza Kanunu'nda bazı değişiklikler yaptığına işaret eden Şahid, yapılan değişikliklerle bazı ilerlemeler sağlandığını, örneğin şüphelilere sorgu sırasında avukat isteme hakkı tanındığını hatırlattı.

Şahid, Ceza Kanunu'nda yapılan değişikliklere rağmen hala şüphelilerin tutuklama emri olmadan güvenlik güçleri tarafından alınmasının endişe verici olduğunu belirtti.

Raporda gazeteci İsa Saharkiz ve üç meslektaşının 1 Kasım 2015'te Devrim Muhafızları'nın istihbarat birimi tarafından gözaltına alınması örnek gösterildi.

Yetkililerin Saharkiz ve diğer gazetecilerin hangi gerekçeyle gözaltına alındığına dair bilgi vermediğine dikkat çekilen raporda şu ifadelere yer verildi:

“Ceza Kanunu'nun yürürlüğü girmesinden sonra da İstihbarat Bakanlığı ve Devrim Muhafızları İstihbarat Birimi tarafından gözaltına alınan kişilerin, sorgu sırasında kötü muamele ve işkenceye maruz bırakıldığına ve itirafta bulunmaya zorlandıklarına dair raporlar bulunmaktadır."