Uzmanlara göre yüzüğün üzerindeki mor ametist taşının, akşamdan kalmalığı önlediğine inanılıyor.

Söz konusu fabrika, tüm Akdeniz'e ihraç edilen ve Gazze ya da Aşkelon şarabı diye bilinen ünlü içkinin üretiminde kullanılıyordu. Arkeologlar yüzüğü tesisteki şarap depolarından birinin yakınında ortaya çıkardı.

İsrail Eski Eserler Kurumu’ndan mücevher uzmanı Dr. Amir Golani, "Yüzüğe sahip olan kişi varlıklıydı ve mücevherin takılması onların statüsünü ve zenginliğini gösteriyordu" dedi:

Bu tür yüzükleri hem erkekler hem de kadınlar takabiliyordu.

"İncil'de ametist taşlarının tapınağın baş rahibinin tören sırasında göğsüne taktığı 12 değerli taştan biri olduğu söylenir" diyen Dr. Golani, sözlerini şöyle sürdürdü:

Bu mücevher, pek çok erdemle ilişkilendirildi. Buna içkinin yan etkisinin, yani akşamdan kalmalığın önlenmesi de dahil.

Arkeolog, taşa atfedilen bu özelliğin, yüzüğün şarap fabrikasında bulunmasıyla ilişkili olabileceğini belirtti.

Kazıyı yürüten arkeologlardan Dr. Elie Haddad, "Yüzüğü takan kişi çok şarap içtiği için sarhoşluktan kurtulmak mı istedi? Bunu muhtemelen hiç bilemeyeceğiz" ifadelerini kullandı:

Bu muhteşem yüzüğün muhteşem deponun sahibine, bir ustabaşına ya da sadece değerli yüzüğü düşürüp kaybeden şanssız bir ziyaretçiye ait olması mümkün.

Yüzüğün tam olarak hangi tarihten kaldığı bilinmiyor. Ancak ametist taşının yer aldığı benzer altın yüzüklerin Roma devrinde yaygın olduğu ifade ediliyor.

Bu nedenle uzmanlar, mücevherin MS. üçüncü yüzyılda yaşamış birine ait olabileceğini düşünüyor.