İsrail'in, işgal altında tuttuğu Filistin topraklarında kurulduğu 1948'den bu yana hayatını kaybeden Yahudi asker ve polislerin anıldığı etkinlikler, 20.00'de ülke genelinde çalan sirenlerle başladı.

Kudüs'te bulunan Burak Duvarı'ndaki (Ağlama Duvarı) törende, "anma ateşi"ni yakan İsrail Cumhurbaşkanı Reuven Rivlin, Yahudiler olarak "yeniden küllerinden doğduklarını" söyledi.

Rivlin, "Varlığımız için mücadele etmek bir tercih meselesi değil. Kendimize, çocuklarımıza ve torunlarımıza karşı olan yükümlülüğümüz, bir sonraki savaşı önlemek için elimizden geleni yapmaktır. Kaybettiğimiz sevdiklerimiz ve hayattaki çocuklarımız için yaşamayı sürdürme mecburiyetimiz var" ifadelerini kullandı.

İsrai Genelkurmay Başkanı Gadi Eizenkot da "Savaşlarda kaybettiklerimizin hatıraları bize yol gösteriyor" ifadesini kullandı.

"SAVAŞMAYA DEVAM ETMELİYİZ"

İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu ise Kudüs'teki Yad Leban'im Anıtın'da yaptığı konuşmada, geçen yıl İsrail'in Gazze saldırısında verdiği kayıpları hatırlatarak, "Savaş ve Terör Kurbanlarını Anma Günü'nde, İsrail devleti için canlarını feda edenlerin kahramanlıklarını hatırlıyoruz. Ortadoğu'daki mevcut durumda varlığımız için savaşmaya devam etmeliyiz" yorumunda bulundu.

İsrail'de "Bağımsızlık Günü" olarak kutlanan 23 Nisan'dan bir önceki gün, "Savaş ve Terör Kurbanlarını Anma Günü" adıyla çeşitli etkinlikler düzenleniyor.

İsrail'in 7 Temmuz'da Gazze'ye başlattığı 51 gün süren saldırılarda, 2 bin 145 Filistinli hayatını kaybetmiş, 11 binden fazla kişi yaralanmıştı. İsrail'in saldırılarda verdiği kayıp ise 66 asker ve 7 sivil olarak açıklanmıştı. Mısır'ın arabuluculuğunda Kahire'de yürütülen ateşkes görüşmelerinde Filistinli gruplarla varılan ateşkes çerçevesinde İsrail, 26 Ağustos'ta saldırılarını durdurmuştu.

FİLİSTİNLİLERİN YARIDAN FAZLASI VATANLARINDAN SÜRÜLDÜ

Filistinliler ise 14 Mayıs 1948'de İsrail'in, işgal ettiği Filistin topraklarında bağımsızlığını ilan etmesi ve Filistinlileri zorunlu göçe tabi tutulması nedeniyle 15 Mayıs'ı Nakba (Büyük Felaket) olarak anıyor.

BM'nin 1950 yılında yayımladığı rapora göre, dönemin Filistin nüfusunun yarıdan fazlası (957 bin kişi) vatanını terk etmek zorunda kalarak sığınmacı konumuna düştü.

Filistin Merkezi İstatistik Bürosu'nun verilerine göre, tarihi Filistin topraklarının yüzde 85'i bugün İsrail kontrolü altında. Filistin halkının ise topraklarının ancak yüzde 15'ini kullanabiliyor. İsrail, 1967 yılında işgal ettiği Doğu Kudüs ve Batı Şeria'da da Yahudi yerleşim yeri inşaatların devam ediyor.

İsrail güçleri ayrıca Batı Şeria'nın çeşitli kentleri ile Doğu Kudüs'te sık sık baskınlar düzenleyerek, çeşitli iddialarla Filistinlileri gözaltına alıyor.