Ülkesinin Avrupa Birliği’nden (AB)   ayrılması gerektiğini savunan eski Londra Belediye Başkanı Boris Johnson, Birleşik Krallık'ın AB'den ayrılma kararının kişileri endişelendirmemesi gerektiğini belirterek, "Bu, Birleşik Krallık'ın bölündüğü ya da daha az Avrupalı olduğu anlamına gelmiyor. Sırtımızı Avrupa'ya dönemeyiz, Avrupa'nın bir parçasıyız." dedi.

Referandum sürecinde Birleşik Krallık'ın AB'den ayrılması gerektiğini savunan ve "Ayrılığa Oy Ver" kampanyasının başını çeken Muhafazakar Partili siyasiler, eski Londra Belediye Başkanı Boris Johnson ve İngiltere Adalet Bakanı Michael Gove, referandum sonucuna ilişkin basın toplantısı düzenledi.

Basın toplantısındaki konuşmasına, ekimdeki Muhafazakar partin kongresinde görevi bırakacağını açıklayan Başbakan David Cameron'a saygılarını sunarak başlayan Johnson, başbakanın aldığı istifa kararını üzücü bulduğunu söyledi.

Cameron için, "Neslimizin en fevkalade siyasilerinden oldu, cesur ve prensipli bir adam" diyen Johnson, Birleşik Krallık halkına referandum seçeneği vermesinden dolayı Cameron'ı övdü.

Johnson, birlikten ayrılma kararının halkın kararı olduğuna işaret ederek, AB'den ayrılma sürecinin başlaması dışında, kısa vadede hiçbir değişikliğin yaşanmayacağını vurguladı.

Johnson, hiçbir şeyin aceleye getirilmemesi gerektiğini belirterek, "(AB'ye üye ülkelerin birlikten çıkışını düzenleyen) Lizbon Antlaşmasının 50. maddesinin yürürlüğe girmesine gerek yok. AB'den çıkmak için oy verilmesiyle, acele karar verilmesine ihtiyaç olmadığını vurgulamak hayati önem taşıyor. Yurt içinde ya da yurt dışında olanlar endişelenmesin, bu, Birleşik Krallık'ın  bölündüğü ya da daha az Avrupalı olduğu anlamına gelmiyor. Sırtımızı Avrupa'ya dönemeyiz, Avrupa'nın bir parçasıyız." dedi.

Ülkenin sınır kontrollerini, vergilendirmesini ve yasalarını artık kendi yapabileceğini bildiren Johnson, "Artık mükemmel bir fırsatımız olduğuna inanıyorum. Bu ülkenin, bu kıtaya verdiği en kıymetli şey, parlamento demokrasisi fikri. İnanıyorum ki Britanya halkı, Britanya ve Avrupa genelinde demokrasi için sesini çıkardı. Britanya halkının bununla gurur duyacağına inanıyorum. Kontrolü geri kazanmak için halk birlikten çıkma yönünde oy verdi. Her şeyden önce artık sesimizi dünyada tekrardan çıkarabileceğiz. Britanya halkı dün demokrasi için sesini yükseltti. Seçmen, kontrolü AB'den geri almanın vaktinin geldiğine karar verdi." diye konuştu.

JOHNSON YUHALANDI

Bu arada Johnson, kampanyanın merkezine gitmek üzere Londra'daki evinden çıktığı sırada bazı vatandaşlar tarafından yuhalandı. Bazı bisikletli eylemciler de yolda Johnson'ın aracının etrafını sararak, ilerlemesini engelledi.

Johnson'ın ardından aynı basın toplantısında konuşan İngiltere Adalet Bakanı Michael Gove da Başbakan Cameron'ın istifa açıklamasına değinerek, "Başbakan Cameron, harika bir başbakan olarak hatırlanmayı hak ediyor." dedi.

AB ile müzakereler devam ederken, ticaret ilişkilerinin mevcut durumunu koruyacağını öne süren Gove, "Biz her zaman açık, kapsayıcı, hoşgörülü ve eli açık bir ulus olduk. Şimdi bu açıklığı daha ileri taşımak için yeni bir şansımız var. Serbest ticarete ve işbirliğine dayalı olarak Avrupalı komşularımızla daha pozitif ve güçlü ilişki kurabiliriz." dedi.

Ülke siyasetinin etkin isimlerinden Muhafazakar Partili Johnson ve Gove, Muhafazakar Parti liderliği için en kuvvetli adaylar arasında gösteriliyor.

ANA MUHALEFET LİDERİ HAKKINDA GÜVEN OYLAMASI TALEBİ

Öte yandan İngiltere'de ana muhalefetteki İşçi Partisi lideri Jeremy Corbyn, AB karşıtlığıyla bilinmesine rağmen, referandum süresince ülkenin AB'de kalması için kampanya yürütmüştü. Kampanya çalışmalarında etkisiz kalmakla eleştirilen Corbyn, referandum sonucunun duyurulmasını takiben yaptığı açıklamada, istifa etmeyeceğini bildirdi.

Corbyn, bir gazetecinin, "İstifa edecek misiniz?" sorusuna, "Hayır. AB ile ilgili birçok eleştiriye maruz kaldım. Sonucu kabul ediyoruz, yolumuza devam edeceğiz." dedi.

Bu arada, İşçi Partili bazı muhalif vekiller de liderleri Corbyn hakkında güven oylaması teklifinde bulundu. İşçi Partili vekiller Margaret Hodge ile Ann Coffey, İşçi Partisi'nin Parlamento Başkanı John Cryer'a gönderdikleri mektupta, önümüzdeki hafta Jeremy Corbyn hakkında güven oylamasına gidilmesi taleplerini iletti.

DONALD TRUMP İSKOÇYA'DA

Bu arada 200 milyon sterlin yatırım yaptığı otel ve golf tesisinin açılışını gerçekleştirmek üzere İskoçya'da bulunan, ABD'de yapılacak başkanlık seçimlerinde Cumhuriyetçi Parti'nin muhtemel adayı Donald Trump da açılış için geldiği alanda gazetecilere konuştu.

Trump, Birleşik Krallık'ın AB'den ayrılma kararını, "harika" ifadesiyle tanımlayarak, "Birleşik Krallık'ın "geri kazanıldığı" yorumunu yaptı.

Birleşik Krallık'taki halkın kızgın olduğu için ayrılık yönünde oy verdiğini söyleyen Trump, "Dünyanın geri kalanı da kızgın. (Ülkenin AB'den ayrılma kararı almasına ilişkin olarak) Bence bunun olması harika bir şey. Çok tarihi. Çok mutluyuz. Temelde ABD'de de aynı şey yaşanıyor. Halk sınırlar konusunda sinirli. Halk, insanların kimse farkına varmadan, ülkeye gelerek, ülkeyi ele geçirmesinden dolayı sinirli. Birleşik Krallık'ta, ABD'de ve daha birçok yerde insanlar birçok şeyden dolayı kızgınlar. Bu bir son olmayacak. Bunun yaşanacağını söylemiştim. Bence harika bir şey. Öncelikli olarak, ülkelerini geri kazandılar." diye konuştu.

TRUMP PROTESTO EDİLİYOR

Öte yandan Trump'ın İskoçya ziyareti kapsamında, golf tesisleri yakınlarında protesto gösterileri düzenleniyor.

Trump'ı ırkçılık ve bağnazlıkla suçlayan göstericiler, Trump'ın özellikle göçmenlere ilişkin görüşlerini eleştiriyor.

ABD'li iş adamının Aberdeenshire'daki bir diğer golf tesisine komşu bazı İskoç sakinler de bu hafta başında, Trump'tan hoşnut olmadıklarını belirtmek üzere Trump'ın mülkünün etrafına Meksika bayrakları yerleştirmişti. Göstericiler, Trump'ın ABD-Meksika sınırına duvar örme ve göçmenlerin kısıtlanmasına ilişkin açıklamalarını eleştirerek, Meksika halkına dayanışma göstermek üzere bayrakları astıklarını bildirmişti.

Birleşik Krallık'ta dün düzenlenen referandumda halkın yüzde 52'si AB'den çıkılması, yüzde 48'i AB'de kalınması yönünde oy verdi.