Kanada'da, kamuoyunu günlerdir meşgul eden Anti-Terör Yasa Tasarısı, ülkenin 100'e yakın kentinde düzenlenen gösterilerle protesto edildi.

Toronto Belediye Başkanlığı binasının bulunduğu Nathan Phillips Meydanı'nda toplanan binlerce Kanadalı, taşıdıkları pankartlar ve attıkları sloganlarla Harper Hükümeti'ni ve çıkarılmak istenilen yasayı protesto etti. Her görüş ve gruptan insanın toplandığı protesto mitinginde, Bill C-51 sayılı Anti-Terör Yasa tasarısının bizzat kendisinin "terör ruhlu" olduğu ileri sürüldü.

Mitingde konuşma yapan anamuhalefetteki Yeni Demokrat Parti'nin (NDP) Milletvekili Peggy Nash, "Bu yasanın çıkmasına izin vermeyeceğiz. İslamofobiyi reddediyoruz ve buna karşıyız. Biz gıdasıyla, yoluyla, işiyle güvenli bir ülkeden yanayız ama bunu demokrasi ile yapmak zorundayız" dedi.

Yeşil Parti Lideri Elizabeth May de kendisini en çok hayrete düşüren şeyin, Liberal Parti'nin tasarıyı destekleme kararı alması olduğunu söyledi. May, gizli servis ve polise daha fazla yetki verilmeye çalışılmasının altında, çevreci faaliyetlerin engellenmesi fikrinin yattığını söyledi.

"TASARI, MÜSLÜMANLARI ÖCÜ GİBİ GÖSTERMEYE ÇALIŞIYOR"

Ontario İşçi Federasyonu Başkanı Sid Ryan da yaptığı konuşmada, tasarının Müslümanların haklarını kısıtlamayı hedeflediğini belirterek, "Harper'ın bizi bölmesine ve Müslümanların haklarını yok etmesine izin veremeyiz. Onlar bu toplumun bir parçası, bizim komşularımız ve arkadaşlarımız. Bu tasarı Müslümanları öcü gibi göstermeye çalışıyor. Buna izin vermemeliyiz. Müslümanların ve Müslüman kadınların haklarının ellerinden alınmasına karşı çıkmalıyız" diye konuştu.

Konuşmaların ardından yürüyüşe geçen göstericiler, şehir merkezinde polis kontrolünde tur attıktan sonra olaysız şekilde dağıldı.

Anti-Terör Yasa Tasarısı gösterileri, Ottawa, Montreal, Edmonton, Calgary, Vancouver, Halifax ve Regina başta olmak üzere irili ufaklı 100'e yakın şehirde eşzamanlı olarak gerçekleştirildi.

Harper Hükümeti'nce federal parlamentoya sunulan ve görüşmeleri devam eden yasa tasarısı, polis ve gizli servis görevlileri başta olmak üzere güvenlik güçlerine aşırı yetkiler verdiği ve özgürlükleri kısıtlayıcı unsurlar taşıdığı gerekçesiyle eleştirilere neden oluyor.