Antalya'da düzenlenen Onkoloji'de İz Bırakanlar Zirvesi, kanser uzmanlarını bir araya getirdi. Prof. Dr. Mustafa Samur anısına düzenlenen zirvede, Türkiye'de ve dünyada kanser alanında yaptığı çalışmalarla adını duyurmuş uzmanlar, teşhis ve tedavilerinde gelinen son durumu tartıştı.

Kongereye katılan Medical University of South California’da Biyokimya ve Moleküler Biyoloji alanında çalışan Prof. Besim Öğretmen, yaşlılık ve kanser ilişkisi üzerine ilgi çekici açıklamalarda bulundu:

YAŞLILIĞI ÖNLEYİNCE KANSER, KANSERİ ÖNLEYİNCE YAŞLILIK ARTACAK

Yaşlılarda kanser riski daha fazla. Şu an yapılan çalışmalar çok ilginç çünkü kanseri etkilediğiniz zaman yaşlılığı daha fazla artırıyorsunuz, yaşlılığı engellemeye çalıştığınızda kanser daha fazla artıyor. Çalışmalarımızda bu ikisini bir anda daha iyi tedavi etmeyi amaçlıyoruz; hem kanseri önlemek ya da tedavi etmek, hem de yaşlanan ya da yaşlanmaya başlamış dokuları biraz daha gençleştirebilmek. Dolayısıyla kanserle yaşlılık arasındaki ilişkinin ne olduğunu daha iyi anladığımız zaman, iki ilaç kullanarak, hem kanser hücrelerini öldürmeyi hem de yaşlanmaya başlamış hücreleri yenilemeyi başarabiliriz. Bizim yaptığımız çalışmalarda amacımız insanlığı sonsuza kadar yaşatmak değil. Bizim amacımız yaşlılığı biraz daha yavaşlatmak ve yaşlı hastaların daha sağlıklı yaşam sürdürebilmelerini sağlamak.

Şu anda bir tane ilacı bulduk; bu hem yaşlılıkta hem de kanserli hücrelerde görev yapan bir ilaç. İlacın ilk safhasında, sadece kanserli hastaları tedavi etmek üzerinde çalışıyoruz. İnsan hastalar üzerinde birinci safhayı geçtik, şimdi ikinci safhadayız. İlacın bütün kanser türleri üzerinde son evre hastalarda başka şeylere yol açıyor mu diye bakılıyor. İkinci safhada ise belli bir kanseri, prostat kanserini tedavi etmeye çalışılıyor.

Hayata geçmesi ve uygulanması için bizim gibi bir sürü laboratuvar ve ilaç firmaları çalışıyor. Tıp bir seçim yapmak zorunda; yaşlılık üzerine mi kanser üzerine mi çalışmamız gerekiyor? Kanser hastalarının ilaca ihtiyacı var. Bütün çalışmalar buna yönelmiş durumda. Yaşlılıkta en çok riskin artırdığı kanser, prostat kanseri, cilt kanseri ve kadınlarda meme kanseri.

ALZHEİMER HASTALARINDA KANSER RİSKİ DAHA AZ

Mesela Alzheimerlı hastalarda kanser riski daha az. Bunun neden olduğunu anlamaya çalışıyoruz; Alzheimer’da kanseri yok eden mekanizmayı, Alzheimerli olmayan hastalarda, onları Alzheimer yapmadan nasıl kullanabiliriz? Ya da belki de kansere etki eden mekanizma Alzheimer hastasını iyileştirebilir. Bu konuda çok sayıda çalışma var.

KANSERİ ANLAMAYA NE KADAR YAKINIZ?

Kanser yakında neredeyse nezle gibi bir hastalık olarak görülecek. Eskiden kanser ölümle eşleştiriliyordu ama şimdi öyle değil. Her kanserin belli aşamasında kullanılan belli ilaçlar var. Radyasyon tedavisinde ve immünoterapide önemli gelişmeler oldu. Dolayısıyla artık çoğu kanser araştırmasının amacı kanseri tamamen yok etmek değil ama bir vürüsü tedavi eder gibi, hastanın kanserli olarak ama normal bir şekilde yaşamına devam etmesini sağlamak; tıpkı bir diyabet hastası gibi. Bu konuda da çok önemli ilerlemeler oldu.

Günümüzde tedavi süreçlerinde immünoterapi çok önemli bir noktada. Şu anda ilaçlarla ilgili yapılan çalışmaların  yüzde 90’ı immünoterapiyle ilgili. Çok iyi sonuçlar alınıyor ama etkisi çok fazla sürmüyor. Yine de birçok kanser türü için elimizde eskisinden daha etkili bir yöntem var. İmmünoterapide önümüz açık; bunu başka ilaçlarla birlikte kullanıp daha uzun ömürlü tedaviler elde etmeye çalışıyoruz.