Lübnan'da Hristiyan Ketaib Partisi'nin hükümetten çekilme kararına rağmen görevine devam eden Çalışma Bakanı Sican Azzi partisinden ihraç edildi.

Partiden yapılan yazılı açıklamada, "Lübnan hükümeti, Lübnan'ın karşı karşıya olduğu zorlukları karşılamaktan uzaktır. Bu da bizim emanetçi yetkisindeki hükümetten istifa kararımızı doğrulamaktadır. Partinin sekretaryası, Çalışma Bakanı Sican Azzi'nin işlediği ihlaller karşısında, Azzi'nin partiden ihracını kararlaştırmıştır." ifadelerine yer verildi.

Bakan Azzi ise yerel basına yaptığı açıklamada "keyfi" olarak nitelendirdiği kararın, "partinin hükümetten çekilme kararından çok öncesinde alındığını" ileri sürdü. 50 yıldır parti üyesi olduğunu belirten Azzi, hem hükümetten ayrılma hem de ihraç kararını yanlış bulduğunu söyledi.

KETAİB'İN HÜKÜMETTEN İSTİFA KARARI

Ketaib Partisi Genel Başkanı Sami el-Cemayel, 14 Haziran'da Çalışma Bakanı Azzi ve Ekonomi Bakanı Alan Hakim ile düzenlediği basın toplantısında partisindeki iki bakanın hükümetten istifa ettiğini açıklamıştı.

Bununla birlikte Azzi, Başbakan Temmam Selam ile gerçekleştirdiği görüşmenin ardından, partisinin kararı çerçevesinde kabine toplantılarına katılmayacağını ancak ülkede cumhurbaşkanı olmadığı için istifasının "sadece sözlü olduğunu" ve "vekaleten" bakanlık görevine devam edeceğini söylemişti.

Söz konusu açıklamaları üzerine partisinden gelen eleştirilerin ardından Azzi, pazar günü, hükümetteki görevine "tam yetki" ile devam edeceğini belirtmişti.

ÜÇÜNCÜ YILINA GİREN CUMHURBAŞKANLIĞI KRİZİ

Suriye savaşının yol açtığı bölgesel kutuplaşmadan etkilenen Lübnan'da parlamento üç yıldır cumhurbaşkanını seçemiyor.

Temmam Selam başbakanlığındaki uzlaşı hükümeti de içerisindeki değişik fraksiyonlardan gelen partilerin görüş farklılıkları nedeniyle karar almakta zorluk çekiyor.

Bakanlar kurulunun, cumhurbaşkanının imzası olmadan karar almak için oy birliğine ihtiyacı var. Bu fiili durum hükümetteki tüm bakanlara cumhurbaşkanı düzeyinde veto hakkı sağlıyor. Hükümette oy birliğinin sağlanamaması ise yasama ve yürütmeyi kilitleyerek, parlamento ve hükümetin meşruiyetine gölge düşürüyor.

Öte yandan, cumhurbaşkanı seçilememesi ülkedeki genelkurmay başkanlığı, emniyet genel müdürlüğü, Merkez Bankası Başkanlığı gibi kritik görevlere yeni isimlerin atanmasını bile imkansız hale getiriyor.

Eski Adalet Bakanı Eşref Rifi'nin şubat ayındaki istifasının ardından ülkede cumhurbaşkanı koltuğunun boş olması ve yeni bakan atanamaması nedeniyle ortaya çıkan sorun, kabine içindeki bakanlardan birinin vekaleten bu göreve getirilmesiyle çözülmüştü.