İngiltere İçişleri Bakanı Theresa May, ülkesinin Avrupa Birliği’nin (AB) Türkiye’yi de içine alacak şeklide genişlemesi perspektifinin sorgulanması gerektiğini savunarak, "AB'nin İran, Irak ve Suriye gibi ülkelerin karada sınırdaşı olmasını düşünmenin zamanı mı diye sormalıyız kendimize?" dedi.

AB üyeliğini 23 Haziran’da referanduma götürmeye hazırlanan İngiltere’de, İçişleri Bakanı May, Londra’da Makine Mühendisleri Enstitüsü’nde yaptığı konuşmada, konuyla ilgili pozisyonunu ilan etti.

AB üyesi kalmanın İngiltere’nin çıkarına olduğuna inandığını ifade eden May, "AB içinde kalmak doğru olur çünkü ben İngiltere’nin sadece takipçi olmadığına, lider rolü oynama yeteneğinde olduğuna inanıyorum." diye konuştu.

TÜRKİYE'NİN AB ÜYELİĞİ

Avrupa Birliği’nin "tedrici bütünleşme" ilkesinin yanı sıra "tedrici genişleme" ilkesini de sorgulamak gerektiğini savunan May, sözlerini şöyle sürdürdü:

"AB ile üyelik müzakeresi yürüten ülkeler arasında Arnavutluk, Sırbistan ve Türkiye de var. Bunlar nüfusu yoksul ve örgütlü suç, yolsuzluk, bazen de hatta terör gibi ciddi sorunları olan ülkeler. AB’nin bütün yeni üyelerine aynı hakları vererek genişlemeye devam etmesi gerçekten doğru mu diye kendimize sormamız lazım. AB'nin İran, Irak ve Suriye gibi ülkelerin karada sınırdaşı olmasını düşünmenin zamanı mı diye sormalıyız kendimize?"

"SORUN AB DEĞİL, AİHM"

İçişleri Bakanı May, İngiltere’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ndeki imzasını da çekmesi gerektiği görüşünü dile getirdi.

İngiltere’nin bu sözleşme nedeniyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) kararlarına tabi olduğunu hatırlatan May, "AİHM parlamentonun elini kolunu bağlayabiliyor, refahımıza ise hiçbir katkısı yok, tehlikeli yabancıları sınır dışı etmemizi engelleyerek de güvenliğimizi zayıflatıyor. AB referandumundan ayrı bir bahis olarak benim görüşüm şu ki, ülkemizdeki insan hakları yasalarını reforme etmek istiyorsak, yapmamız gereken AB’den değil, AİHM’den ayrılmaktır." ifadesini kullandı.

İngiltere'nin 1973 yılından beri sürdürdüğü AB üyeliğini 23 Haziran'da referanduma götürmeye hazırlanıyor. Referandumda halka "İngiltere AB üyesi olarak kalmalı mı, yoksa AB'den ayrılmalı mı?" sorusu yöneltilecek.

Hükümetteki Muhafazakar Parti, AB üyeliği konusunda ikiye bölünmüş durumda. Başbakan David Cameron bakanları referandum konusunda kişisel görüş açıklamakta serbest bırakırken, hükümet politikasını AB üyeliğini sürdürmekten yana belirledi. Ana muhalefet konumundaki İşçi Partisi de ülkenin AB üyeliğini sürdürmekten yana tavır alırken, aşırı sağdaki Birleşik Krallık Bağımsızlık Partisi (UKIP) AB üyeliğine karşı pozisyon almış durumda.

Referandum sürecinde Türkiye'nin AB üyelik müzakereleri muhafazakar siyasetçiler için malzeme oluşturuyor. İngiltere'nin AB'den çıkmasını savunan muhafazakar ve aşırı sağ gruplar zaman zaman Türkiye'yi karalayan ve AB üyeliğiyle ilgili kuşku yaratan mesajlar veriyor.