Mısırlı bazı seçmenlerin oy verme işleminin ilk gününde sabah saatlerinde sandık başına gittiği ve kısmi bir kalabalık oluşturduğu gözlendi. Seçim bölgelerinde ellerinde Mısır bayrakları ile sevinç gösterileri yapan gruplara ortaokul ve lise seviyesinde öğrencilerin de katılması dikkati çekti.

Ancak öğleden sonra kalabalıkların yavaş yavaş dağıldığı, seçmen sayısında düşüş yaşandığı dikkatlerden kaçmadı. Herhangi bir olumsuz olayın yaşanmadığı ilk günde sandık başına gidenlerin çoğunu yaşlı seçmenler oluşturdu.

Asker ve polisin yoğun güvenlik önemleri aldığı seçimlerde, cadde ve sokaklarda dans eden genç kızlar ve kadınlar 2014 seçimlerinde olduğu gibi dikkat çeken görüntüler sergiledi.

Mısır devlet gazeteleri ve yönetime yakınlığı ile bilinen Vatan gazetesi "Milyonlar sandık başına gitti" şeklinde başlık atarken, özel gazetelerin tamamına yakını mesafeli manşetler kullanmayı tercih etti. Mısır sokağındaki genel kanı "seçimlere katılımın beklenenden az olduğu" şeklinde olsa da yerel medya ülkede bir bayram havası estiriyor.

MISIR'IN DEMOKRASİ TECRÜBESİ 

Mısır'da Hür Subaylar'ın, Mehmet Ali Paşa'nın torunlarından Kral Faruk'u devirdiği Temmuz 1952'den bu yana elitler ve yöneticiler arasında "demokrasi tartışması" yaşanıyor.

Ülkenin ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Necib'in (18 Haziran 1953-14 Kasım 1954) askerler tarafından görevden alınmasının en önemli nedenlerinden biri bu demokrasi tartışmasıydı.

Necib, demokrasiye geçilmesi gerektiğini savunmuş, ancak Cemal Abdunnasır liderliğindeki Hür Subaylar buna karşı çıkmıştı.

Necib özgürlük ve demokrasiye geçiş ile ilgili düşüncelerinin bedelini, hayatını kaybettiği 28 Ağustos 1984 tarihine kadar 30 yıl ev hapsinde yaşayarak ödedi. Hüsnü Mübarek dönemine kadar, Mısır'ın ilk Cumhurbaşkanı olduğu ders kitaplarına bile yazılmadı.

Abdunnasır döneminde tamamen rafa kaldırılan demokrasi ve özgürlük ortamı, "dindar Cumhurbaşkanı" olarak da anılan Enver Sedat zamanında kısmen de olsa gündeme geldi ve tartışıldı.

Yaklaşık 60 yıl sonra 2012 yılında yine bir haziran ayında Muhammed Mursi, Mısır'ın demokratik yollarla seçilen ilk sivil Cumhurbaşkanı oldu. Ancak bir yıl sonra o da devrildi ve hapse atıldı. 

25 Ocak Devrimi'nde 30 yıllık iktidarı sona eren Hüsnü Mübarek döneminde üst düzey yetkililer her fırsatta, "Mısır halkının demokrasiye hazır olmadığını" vurgulardı.

"DEMOKRASİYE HAZIR DEĞİLİZ"

Cumhurbaşkanı Abdufettah es-Sisi, ulusal kanallara yaptığı bir açıklamada, Mübarek dönemini andıran bir ifade kullandı. Sisi, "Seçimlerde daha fazla adayın yarışmasını tercih ederdim. Ancak ülke olarak henüz buna hazır değiliz." dedi.

Sisi'nin sözleri demokrasi yanlısı liberal elit muhalifler tarafından eleştirildi. Şuruk gazetesi yazarı Muhammed SaadAbdulhafız, konuyla ilgili "Biz hazırız ey Reis" başlıklı bir yazı yazdı.

Sisi'nin sözlerini eleştiren Abdulhafız, "Önceki cumhurbaşkanları da Mısır'ın demokrasiye hazır olmadığını söylerdi. Çünkü kimsenin kendilerine rakip olmasını istemiyorlardı. Özgürlüğü hep insanları kötülüklere sürükleyecek bir olgu gibi yorumladılar." ifadelerini kullandı.

"HALK DEMOKRASİ VE ÖZGÜRLÜKLERE HAZIR DEĞİLSE ONLARI HAZIRLAMAK YÖNETİMİN İŞİDİR"

Mübarek dönemi başbakanı Ahmed Nazif’in "Demokrasi Mısır halkına uygun değildir." sözlerine gönderme yapan Abdulhafız, Mübarek dönemi istihbarat şefi Ömer Süleyman'ın da ABD'de bir televizyon kanalına, "Mısırlılar demokrasiyi hayata geçiremez." dediğini hatırlattı.

Abdulhafiz, "Halklar demokrasiye her zaman hazırdır. Bir iki defa yanlış adayı seçebilirler. Ancak halk özgürlük yolunda devam ederse doğruyu bulur. Halklar yönetimin elinde satranç taşları değildir. Eğer halk demokrasi ve özgürlüklere hazır değilse onları hazırlamak yönetimin işidir. Mısırlılar yönetimde değişim mekanizmasını işletebilmek için kendi kanını dahi dökmüştür." ifadelerini kullandı.

İÇTE VE DIŞTA MEŞRUİYET İÇİN KATILIM ORANI ÖNEMLİ

Mısır'da başta Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi olmak üzere devlet erkinin seçmenleri sandık başına gitmeye davet ve teşvik ettiği gözleniyor.

AA muhabirine konuşan Kahire Amerikan Üniversitesi Siyaset Bilimi Öğretim Üyesi Said Sadık, seçim sonuçlarının şimdiden belli olduğunu, ancak yönetimin katılımın yüksek olmasını hedeflediğini söyledi.

Seçimlerin yönetime içeride ve dışarıda meşruiyet kazandırma gibi bir misyonu olduğuna dikkat çeken Sadık, "Bu nedenledir ki, seçimlere katılımın yüksek olması için medya aracılığı ile büyük bir propaganda yapılıyor. Katılımın yüksek olmasının hem ülke içinde ve hem de dışarıda rejime güven kazandıracağına inanılıyor. Çünkü katılımın az olması muhalefetin elinde iktidara karşı bir koz olacaktır." ifadelerini kullandı.

REFERANDUM ELEŞTİRİSİ

Bazı gözlemciler Sisi'nin karşısındaki aday Musa Mustafa Musa'nın son derece zayıf olmasından dolayı seçimleri Mübarek dönemindeki "referandumlara" benzetiyor.

Mübarek döneminde 2005 yılına kadar sadece referandum yapılmıştı. O dönemde halkın sandık başına gitmesi istenmez, oy vermek için gidenlere ise oradaki görevliler, "Neden geldin, yoksa Mübarek yönetiminden razı değil misin?" diye sorardı.

Seçimleri referanduma benzetenler, "bu seçimlerin Mübarek döneminden bir adım daha ileride olduğunu, en azından halkın sandık başına gitmeye teşvik edildiğini" söylüyor.  

SİSİ'NİN KAZANMASINA KESİN GÖZÜYLE BAKILIYOR

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde oy verme işlemi 3 gün sürecek. Seçmenler, ikinci günde sandığa gitmeye devam ediyor. Muhalif parti ve grupların tamamına yakını seçimi boykot ediyor.

Muhalefet tarafından "göstermelik aday” olarak nitelendirilen Yarın Partisi Başkanı Musa Mustafa Musa'ya hiç şans verilmiyor. Seçimi Sisi'nin kazanmasına kesin gözüyle bakılıyor.