Panama'daki hukuk firması Mossack Fonseca'nın, farklı ülkelerin istihbarat örgütleri yöneticileri, ajanlar ve CIA'nin işbirliği yaptığı kişilerin off-shore şirketleri kurmasına yardımcı olduğu ortaya çıktı.

Uluslararası Araştırmacı Gazeteciler Konsorsiyumunun  (ICIJ) internet sitesinde yer alan habere göre, ICIJ tarafından paylaşılan, Panama merkezli hukuk firması Mossack Fonseca’ya ait yaklaşık 11,5 milyon belgede, off-shore şirketler kuran istihbaratçılar arasında İranlı Ferhad Azima ve Hoşhang Hüseyinpur'ın isimleri geçiyor.

New York Times, ABD'de Demokrat Parti ve Cumhuriyetçi Partiye cömert bağışlarda bulunan, İran-Kontra skandalında adı geçen Ferhad Azima'nın hava yolu şirketine ait Boeing 707 kargo uçağının, Ronald Reagan'ın başkanlığı sırasında 23 ton askeri mühimmatın Tahran'a naklinde kullanıldığını yazmıştı.

Uçuştan haberi olmadığını savunan Azima, Uluslararası Araştırmacı Gazeteciler Konsorsiyumuna (ICIJ), "Neredeyse ABD'deki tüm kuruluşlar tarafından araştırıldım ve yanlış bir şey yapmadığına karar verildi" açıklamasını yaptı.

Hoşhang Hüseyinpur'un isminin de 2011'de Gürcistan'da otel satın almayı planlayan bir şirkete ait dokümanda geçtiğini görülüyor. Hüseyinpur'un 2013'te CIA ile bağlantısı olduğu ortaya çıkmış, bir yıl sonra ABD Hazine Bakanlığı, Hüseyinpur'un, ekonomik yaptırım uygulanan İran'daki farklı şirketlere 2011'den bu yana milyonlarda dolar aktarılmasına yardımcı olduğunu açıklamıştı.

ICIJ'nin ulaşamadığı Hüseyinpur, kendisine yönelik yaptırımlar 2013'te yürürlüğe girmeden önce Wall Street Journal'a yaptığı açıklamada, İran ile hiçbir bağlantısı olmadığını savunmuştu.

Belgeler, Suudi milyarder Adnan Kaşıkçı'nın off-shore anlaşmalarını da gün yüzüne çıkarıyor.

Belgelerde adı ilk olarak 1978'de geçen Kaşıkçı'nın, 1980'ler ve 2000'lerde en az 4 diğer şirketle ilgisi olduğu görülüyor.

ABD Senatosunun 1992 yılındaki raporuna göre 1970'lerde Suudi Arabistan'a silah satışında milyarlarca dolarlık müzakereler yapan Kaşıkçı, CIA'nın İran'a silah satmasında önemli bir rol oynadı. Belgelerde, Fonseca'nın 2003 yılında Kaşıkçı ile olan tüm ilişkilerini kestiği görülüyor.

Belgelere göre, Fonseca'nın müşterileri arasında, Suudi Arabistan'ın ilk istihbarat şefi Şeyh Kemal Adham da bulunuyor. CIA'nın "1960'ların ortasından 1979'a kadar Ortadoğu'daki en önemli bağlantımız" şeklinde tanımladığı Adham'ın adı daha sonra ABD'de bir bankacılık skandalına karışmıştı. Adham, 1999 yılında hayatını kaybetti.

Kolombiya'nın eski havacılık istihbarat şefi Tümgeneral Ricardo Rubianogroot ve Ruanda Devlet Başkanı Paul Kagame'nin istihbarat şefi Emmanuel Ndahiro'nun adları da sızdırılan belgelerde geçiyor.

JAMES BOND'DAN ALINAN ŞİRKET İSİMLERİ 

Panama belgelerinde, kurgusal şirketlerin isimleri de yer alıyor.

Belgelerde, Fonseca'nın James Bond romanlarında yer alan World Insurance Services Limited, Universal Exports gibi kurgusal şirketler; Goldfinger, SkyFall, GoldenEye, Moonraker, Spectre, Blofeld ve Octopussy gibi James Bond filmlerinin isimlerinden esinlenen şirketler de kurduğu dikkati çekiyor.

Panama belgelerinde adı geçen bir diğer CIA bağlantısı ise Loftur Johannesson. "İzlandalı" olarak bilinen 85 yaşındaki Johannesson'un, 1970 ve 1980'lerde CIA ile çalıştığı ve Afganistan'da komünizm karşıtı militanlara silah sağladığı belirtiliyor. Johannesson'un CIA'dan aldığı paralarla son olarak Barbados'da bir ev, Fransa'da bir üzüm bağı satın aldığı iddia ediliyor.

Mossack Fonseca belgelerinde ilk olarak Eylül 2002'de adı geçen Johannesson'un, Virjin Adaları ve Panama'da 4 off-shore şirketiyle bağlantısı olduğu belirtiliyor. Belgelere göre, Johannesson, son olarak 2015 yılı ocak ayında Fonseca'ya hizmetleri için binlerce dolar ödedi.

Johannesson'ın sözcüsü, ICIJ'e Johannesson'un bir iş adamı olduğunu ve hiçbir gizli şirket için çalışmadığı açıklaması yaptı.

Soğuk Savaş döneminde Doğu Almanya için Agent Rocco adıyla casusluk yapmakla suçlanan Yunan Sokratis Kokkalis'in de Monseca'nın müşterilerinden olduğu ortaya çıktı. 

2010'a kadar Olympiakos futbol kulübünün sahibi olan 76 yaşındaki Kokkalis, şu anda Yunanistan'daki en büyük telekomünikasyon şirketini kontrol ediyor. Almanya'da bir meclis araştırması, Kokkalis'in 1960'larda Almanya'da ve Rusya'da yaşadığı süre içinde casusluk yaptığını ortaya koymuştu.

Panama belgelerinde, ünlü İspanyol ajan Francisco Paesa Sanchez'in de şirketin müşterisi olduğu görülüyor. Fonseca'nın kurduğu 7 şirketin müdürü olan Sanchez, ülkede ayrılıkçıların ve yolsuzluk yapan bir emniyet müdürünün yakalamasının ardından İspanya'dan milyonlarca dolarla kaçtı.

Ailesi, iki yanlı ajanlık yapan Sanchez'in 1998'de öldüğünü duyurmuştu. Öte yandan 2004 yılında ajanın, Lüksemburg'ta olduğu ve ölmediği ortaya çıkmıştı. 

Şirketin “Claus Mollner” isimli 30 yıllık müşterisinin de Werner Mauss adlı Alman gizli ajanı olduğu ortaya çıktı. Ajan 008 ve 9 parmaklı adam olarak da bilinen Mauss, 1996'da Kolombiya'da gerillalarla işbirliği yaparak bir kadını kaçırmak ve istenen fidye parasının bir kısmını almak suçlamasından kısa süre tutuklu kalmıştı. Hakkındaki suçlamalar daha sonra düşürülen Mauss, kadını kaçıranların gerilla olmadığını ve asla fidye almadığını söylemişti.

Gerçek ismi Fonseca belgelerinde yer almayan Mauss'a ait en az iki şirketin Almanya'da taşınmaz sahibi olduğu biliniyor.

Mauss'un avukatı, ICIJ'nin Alman ortakları Suddeutsche Zeitung ve NDR televizyonuna, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, müvekkilinin bizzat off-shore şirketi olmadığını, bağlantısı bulunan tüm şirketlerin gerekli vergileri ödeyen, şeffaf firmalar olduğunu belirtti. Avukat, sızdırılan belgelerde adı geçen bazı şirketlerin barış ve rehine müzakerelerinde, hastanelerin ihtiyaçlarını karşılamak için insani operasyonlarda kullanıldığını sözlerine ekledi. Mauss'a ait şirketler Fonseca'nın kayıtlarında 2015'e kadar yer aldı.

“Panama belgeleri" olarak basına sızdırılan belgelerde çok sayıda kişi ve şirketin uluslararası vergi kaçakçılığı, kara para aklama, uluslararası yaptırımları delmek gibi amaçlarla off-shore şirketler ve hesaplar üzerinden finansal işlem yaptığı öne sürülüyor. 

Genellikle vergi ödememek ya da düşük vergi ödemek için yurtdışında kurulan ve "vergi cenneti" olarak adlandırılan bazı ülkelerdeki off-shore şirketlere dünyadaki mevcut finansal varlıklar, vergi sistemlerinin dışına kaçırılarak yönlendiriliyor.

Sızdırılan belgelerde aralarında devlet başkanlarının da olduğu 100'den fazla politikacının yanı sıra birçok küresel şirket ve ünlü simanın da adı geçiyor.