Nükleer santrallerdeki elektrik üretimi sonrasında açığa çıkan radyoaktif atıkların depolanması sorunu, dünya çapında çözüme kavuşmayı bekliyor. Gün geçtikçe daha da artan nükleer atık sorunu ile ilgili yapılan bir çalışma işlerin daha da kötü olacağını gösterdi.

Çalışma, atıkların dokuz kat fazla olduğunu gösteriyor

Fosil yakıtlarda olduğu gibi nükleer atıklar, atmosfere yayılmıyor. Ancak, bu atıkların uzun süreli olarak depolanması gerekiyor. Bunlara rağmen pek çok kişi nükleerin düşük emisyonlu bir enerji üretim geleceğinin çözümü olduğunu iddia ediyor.

440 nükleer reaktör şu anda küresel enerji isteğinin yaklaşık yüzde 10’unu sağlıyor. Ancak, bunların çoğunluğu oldukça eski ve başarısız olması bakımından değiştirilme ihtiyacı duyuyor. Çalışma ise atıkların dokuz kat fazla olduğunu ve toksisitenin en az iki katına çıktığını gösteriyor.

Genel olarak çalışma, küçük modüler tasarımların, radyoaktif atık üretimi ve yönetim ihtiyacı bakımından geleneksel reaktörlerden daha düşük olduğu sonucuna vardı. Asıl sorun, kullanılmış nükleer yakıttan kaynaklı uzun süreli radyasyon. Araştırma ekibi, 10 bin yıl sonra, kullanılmış plütonyumun radyotoksisitesinin, geleneksel kullanılmış yakıttaki plütonyumdan en az yüzde 50 daha fazla olacağını iddia ediyor.