ABD Başkanı Barack Obama, Haziran'da Birleşik Krallık'ta yapılacak Avrupa Birliği (AB) üyeliği referandumuna ilişkin, "ABD, Avrupa'da sesinizin ne kadar güçlü olduğunu görüyor.  Bu nedenle hem ABD, hem de dünya, AB üyeliğiyle pekişmiş gücünüzün devam etmesine ihtiyaç duyuyor" dedi.

Dün gece Londra'ya gelen Obama, İngiliz Daily Telegraph gazetesi için "Sizin dostunuz olarak, 'AB'nin Britanya'yı daha da büyüttüğünü' söylememe izin verin" başlıklı bir makale kaleme aldı.     

Makalesinde, yaklaşık 80 yıldır, Birleşik Krallık'ın ABD'nin en iyi dostu dostu ve müttefiki olduğunu bildiren Obama, şöyle devam etti:     

"Aramızdaki özel ilişki, savaş alanında birlikte döktüğümüz kanla biçimlenmişti. Bu (ilişki), savaş sonrasında Avrupa'da istikrarı ve refahı, küresel anlamda da demokratik değerleri artıracak yapıyı oluştururken daha da güçlendi. Bizden önce ülkelerimizi yönetenler, savaşın küllerinden kalıcı bir müreffeh barışı sağlayacak uluslararası kurumları ve girişimleri inşa etme öngörüsünü göstermişti. Birleşmiş Milletler (BM), NATO, BrettonWoods, Marshall Planı ve Avrupa Birliği bu öngörünün sonucu ortaya çıktı. Çabaları, demokrasinin, açık pazarın ve hukukun üstünlüğünün temellerini attı. Bu çabaların sonucunda, Avrupa'da 70 yıldan fazla süregelen barış ve refah ortamı oldu."     

Mevcut düzende, bugün çeşitli testlere tabi tutulduklarını kaydeden Obama, "(Bunlar) Terör ve göç, göç  ve ekonomik dalgalanmalar. Ancak bu zorlukların üstesinden gelmek sadece ABD ile Birleşik Krallık'ın bir araya gelerek, birbirlerine güvenmesiyle mümkün olur. Aramızdaki özel ilişki ve ortaklıklar, gelişme sürecinin önünü açacaktır." ifadelerini kullandı.     

Obama, İngiltere'deki temasları kapsamında Başbakan David Cameron ile bir araya geleceğini hatırlatarak, bu zorlukları İngiliz liderle ele alacaklarını aktardı. Obama, İngiltere ve ABD halklarına yönelik terörist saldırıları önleme konusunda kararlı olunması ve gelişmelere yönelik de uyum sağlanması gerektiğini belirterek, şunları kaydetti:     

"Ayrıca DAEŞ tehditine karşı elde ettiğimiz kazanımlara devam edip, örgüt yok edilene kadar mücadelemizi sürdürmeliyiz. Yemen'den Suriye'ye, Libya'ya kadar Ortadoğu'da yaşanan siyasi çatışmaları çözmek için çalışmalıyız ki istikrar beklentileri tekrar güç kazanabilsin. NATO'ya yatırım yapmaya devam etmeliyiz ki, Afganistan'dan Ege Denizi'ne kadar yurt dışındaki sorumluluklarımızı yerine getirebilelim ve Rusya'nın agresifliğinden haklı olarak endişe duyan müttefiklerimize güven verebilelim. Küresel büyümeyi de desteklemeye devam etmeliyiz ki, genç halklarımız daha fazla fırsat ve refah elde edebilsin."     

"BİZ BİRBİRİNDEN KORKMAYAN İKİ DOSTUZ"     

Ziyaretinin zamanlamasının pek çok spekülasyona yol açtığının farkında olduğunu belirten ABD Başkanı, "İtiraf ediyorum, Majestelerinin (İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth) doğumgününü kendim şahsen kutlamak istiyorum." ifadesini kullandı.     

Öte yandan, AB referandumu tartışmalarına ilişkin ülke gündeminde hareketli bir kampanyanın yürütüldüğünü de anladığını kaydeden Obama, "Benim ülkemde de benzer bir tartışma söz konusu. Birleşik Krallık'ın AB'de kalıp kalmaması, Britanya seçmenlerin oylarıyla vereceği bir karar." dedi.      
Kral IV. George'un 1939 yılında Beyaz Saray ziyaretinde, dönemin ABD Başkanı Franklin Roosevelt'in, "biz birbirinden korkmayan iki dostuz" dediğini aktaran Obama, makalesine şöyle devam etti:     

"Yani vereceğiniz kararın sonucu, ABD'yi de çok yakından ilgilendiriyor. Avrupa'daki mezarlarda yatan on binlerce Amerikalı, aramızdaki güvenlik ve refahın ne kadar iç içe geçmiş olduğunun sessiz göstergeleridir. Birleşik Krallık vatandaşları, bugüne kadar AB ile ilişkinin sağladıklarından faydalanırken, AB'nin de demokrasi, hukukun üstünlüğü, açık pazar gibi Britanya'nın değerlerinin yayılmasına yardımcı olmasından ötürü gururlanmalı. AB, Britanya'nın etki alanını azaltmıyor, aksine artırıyor. Güçlü bir Avrupa da ülkenin küresel liderliği için bir tehdit oluşturmuyor, aksine bu liderliği zenginleştiriyor. ABD, Avrupa'da sesinizin ne kadar güçlü olduğunu görüyor. ABD olarak, güçlü sesiniz sayesinde Avrupa'nın dünya sahnesinde nasıl güçlü bir duruş sergileyebildiğini izliyoruz. Bu nedenle hem ABD hem de dünya, AB üyeliğiyle pekişmiş gücünüzün devam etmesine ihtiyaç duyuyor.     

Bu karmaşık ve bağlantılı dünyada, AB'nin karşı karşıya olduğu güçlükler olan, göç, ekonomik eşitsizlik, terör tehdidi ve iklim değişikliği, ABD ile diğer ülkelerin de karşı karşıya olduğu aynı zorluklar. Günümüz dünyasında sözü geçen ülkeler de bir yandan bağımsızlığını koruyup diğer yandan birlikte hareket etme yeteneğini gösteren ülkelerdir. İran'ı nükleer silah üretmekten vazgeçirme gibi tarihi bir anlaşmada, birlikte hareket ettik. O görüşmelerde AB'nin masadaki varlığı İngiltere'nin sesini artırmıştı. Paris'teki iklim değişikliği anlaşmasında, baskıya ihtiyaç doğarken, İngiltere'nin desteğini de arkasına almış olan AB'nin etkinliği anlaşmayı getirmişti. Değerlerimize bağlı kalarak, iş, istihdam, ticaret yaratmaya ve ekonomik büyümeye gelince, Birleşik Krallık, AB ile üyeliğinden faydalandı. AB'nin tek pazarı, Britanya halkı için dev fırsatlar sunuyor. ABD ve AB arasında imzalanacak Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (TTIP) da değerlerimiz ve çıkarlarımızı yeni bir boyuta taşıyacak. Bu tür bir işbirliği, istihbarat paylaşımından terörle mücadeleye, istihdam yaratma ve ekonomik büyüme alanında anlaşmalara kadar şekil verecek bir işbirliği, Avrupa genelini kapsarsa, çok daha etkili olacaktır. Gün, dostların ve müttefiklerin bir araya gelme günüdür."     

ABD Başkanı Obama, ülkesi, Birleşik Krallık ve AB'nin, birlikte çalışarak Avrupa'da yüzyıllardır devam eden savaşlara son vererek, on yıllardır devam eden barışı getirmeyi başardığını vurgulayarak, böylece Avrupa'nın dünyanın en güvenli yerlerinden biri haline geldiğini bildirdi. Obama, bunu dikkate değer bir miras olarak nitelendirdi.     

ABD Başkanı Barack Obama, İngiltere temasları çerçevesinde bugün eşi Michelle Obama ile dün 90. yaş gününü kutlayan İngiltere Kraliçesi 2'nci Elizabeth ve eşi Edinburgh Dükü Prens Philip ile Windsor Sarayı'nda öğle yemeğinde bir araya gelecek.     

Obama ayrıca, Başbakan David Cameron ile Londra'da görüşerek, ardından ortak basın toplantısı düzenleyecek.     

Birleşik Krallık'ta AB referandumu 23 Haziran'da yapılacak ve halka "Birleşik Krallık AB üyesi olarak kalmalı mı, yoksa AB'den ayrılmalı mı?" sorusu yöneltilecek.