Panama Belgeleri sızıntısının odak noktası haline gelen hukuki danışmanlık firması Mossack Fonseca'nın, uluslararası yaptırımlara tabi olan müşteriler için gizli kayıtlar tuttuğu ve yaptırımlara rağmen kara listedeki şahıslar ve şirketler için paravan şirketler işlettiği ortaya çıktı.

BBC’nin haberine göre, Mossack Fonseca'nın ABD Hazine Bakanlığı tarafından yaptırım listesine alınmış olan 33 kişi ya da şirketle çalışmayı sürdürdüğü ifade ediliyor. Adı geçen firma ve şahısların bir kısmının İran, Kuzey Kore ve Zimbabve'den olduğu da sızan belgelerde görünüyor.

Mossack Fonseca kayıtları, yaptırımlara tabi olan bir şirketin Kuzey Kore'nin nükleer silah programıyla doğrudan bağlantılı bir firma olduğu da anlaşılıyor.

Panama merkezli hukuki danışmanlık firmasına ait 11 milyonun üzerindeki belgenin sızmasıyla ortaya çıkan detaylara göre, Mossack Fonseca, söz konusu şirketler ve bireylerle yaptırımlar uygulamaya konmadan önce çalışmaya başlıyor.

Ancak yaptırımların devreye girmesinin ardından firmanın bu müşterilerle yürüttüğü ilişkileri sonlandırmadığı da belgelerde dikkat çekiyor.

Bu firmalardan birisi Kuzey Koreli DCB Finans adlı şirket. 2006 yılında kurulan şirketin ortakları Kuzey Kore'nin başkenti Pyongyang'da yerleşik olan kişiler.

ABD'nin Kuzey Kore'nin nükleer silah programıyla bağlantılı olduğu gerekçesiyle DCB Finans'ı kara listeye alıp yaptırım uygulamaya başlamasına rağmen, şirketin ortakları ile Mossack Fonseca arasındaki ilişki devam ediyor.

Sızan belgeler, Mossack Fonseca yetkililerinin DCB yönetiminin Kuzey Kore'de yerleşik olduğu gerçeğini gözardı ettiğini gösteriyor.

2010 yılında 'vergi cenneti' olarak kabul edilen Virgin Adaları yönetiminin Mossack Fonseca'yla temasa geçip yetkilileri DCB hakkında uyarmasına kadar ticari ilişkinin yaptırımlara rağmen devam ettiği görülüyor.

Mossack Fonseca ve DCB arasındaki ticari ilişki Eylül 2010 itibarıyla son buluyor. 2013 yılında yine Virgin Adaları'nın bir sorgulaması sonucu Mossack Fonseca'ya Kuzey Koreli DCB firması adına hangi faaliyetlerin gerçekleştirildiği soruluyor.

9 Ağustos 2013'te Mossack Fonseca'dan gönderilen e-posta yanıtında ise "Kuzey Kore'nin kara listede olmasına karşın ve DCB'nin bu ülkeyle ilişkilerini bilmemize ya da bilmemiz gerekliliğine rağmen neden ilişkilerin devam ettirildiği konusuna henüz detaylı olarak bakmadık" deniyor.

Yine aynı mektupta, "Bu şirketin yüksek riskli bir firma olduğunu daha başlangıçta belirlemiş olmalıydık" ifadeleri yer alıyor.

ESAD'IN KUZENİ

Panama Belgeleri'nin bir başka bölümündeyse Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın kuzeni Rami Makluf hakkında bir dizi doküman bulunuyor.

ABD Hazine Bakanlığı Makluf'u 2008 yılında kara listesine alarak yaptırımlar uygulamaya başlamıştı. Gerekçe ise Makluf'un "Yargı sistemini manipüle etmesi ve ülkenin istihbaratını kullanarak ticari rakiplerini caydırmaya çalışması" olarak açıklanmıştı.

Ancak yaptırımların devreye girmesinden sonra dahi Mossack Fonseca'nın Makluf adına 6 paravan şirket işletmeye devam ettiği anlaşılıyor.

Küresel bankacılık devi HSBC'nin de Makluf'un firmalarından Drex Technologies'e finansal hizmetler vermeye devam ettiği görülüyor.

Yaptırımların yürürlüğe girmesinden 2 yıl sonra HSBC'den Mossack Fonseca'ya yazılan bir mektupta Drex Technologies için 'itibarlı bir şirket' deniyor.

Mossack Fonseca'nın şirket içi yazışmalarından ise HSBC'nin Drex Technologies'in asıl sahibinin kim olduğunu bildiği ve Rami Makluf'un kara listede olduğundan haberdar olduğu anlaşılıyor.

17 Şubat 2013 tarihli bir e-postada, "HSBC ile temasa geçtik ve bize Makluf'un Suriye Devlet Başkanı'nın kuzeni olduğunu çok iyi bildiklerini ifade ettiler. Bu konuda rahat olduklarını söylüyorlar" deniyor.

Panama Belgeleri konusunda HSBC'den yapılan açıklamadaysa, "Finansal suçlarla ve yaptırımların uygulanması konusunda yetkililerle yakın işbirliği içerisinde çalışmaya devam ediyoruz" deniyor.

Rami Makluf ve Mossack Fonseca arasındaki ticari ilişkiler Eylül 2011'de son buluyor.

Ancak Panamalı firmanın 2014 yılında yine ABD'nin kara listesinde olan bir başka şirketle çalışmayı sürdürdüğü de görülüyor.

ABD Hazine Bakanlığı'nın 'Suriye hükümetine jet yakıtı sağladığı gerekçesiyle' kara listeye aldığı Pangates International Corporation Limited ile Mossack Fonseca'nın yolları ilk olarak 1999'da kesişiyor.

Pangates'e yönelik yaptırımların devreye girmesinden 9 ay sonra dahi Mossack Fonseca'nın şirketle temasını koruduğu anlaşılıyor.

Mossack Fonseca'nın ancak Ağustos 2015'te Pangates'in yaptırım listesinde bulunduğunu teyit ettiği ve Seyşeller'deki yetkililere durumu bildirdiği görülüyor.

Şirketten yapılan açıklamalarda, "Şirketimizin hizmetlerinin Kuzey Kore ya da Suriye ile bağlantılı kişiler tarafından kullanılmasına bilinçli biçimde asla izin verilmemiştir. Bu şahısları teşhis etmek için kendi şirket içi prosedürlerimiz bulunmaktadır" ifadesi yer aldı.