Sudanlı muhalif aktivistler, güvenlik güçlerinin pazartesi günü başkentte göstericilere müdahalesinde yaşamını yitirenlerin sayısının 100'ün çok üzerinde olduğunu ileri sürdü.Muhalif Sudan Doktorlar Komitesinden yapılan yazılı açıklamada, "Sudan'daki şiddet olaylarında şehit sayısı 100'ü geçti, ancak gerçek rakam bunun çok üzerinde. Net rakamları tespit etmekte zorlanıyoruz." ifadesi kullanıldı.

Nil Nehri'nden 40 ceset çıkarıldığı öne sürüldü

Açıklamada, ordunun 2 gün önceki müdahalesi sonucu hayatını kaybeden 40 kişinin cansız bedenlerinin atıldıkları Nil Nehri'nden dün çıkarılarak, orduya bağlı Hızlı Destek Kuvvetleri tarafından bilinmeyen bir yere götürüldüğü, bununla birlikte şiddet olaylarındaki can kaybının 100'ü aştığı belirtildi.

Sürgünden dönen SPLM-N liderlerinden Arman gözaltına alındı

Sudan'da Ömer el-Beşir'in askeri darbeyle devrilmesinin ardından sürgünden dönen Sudan Halk Kurtuluş Hareketi-Kuzey (SPLM-N) liderlerinden muhalif Yasir Arman gözaltına alındı.

AA muhabirinin SPLM-N kaynaklarından aldığı bilgiye göre, hareketin lideri Malik Akar'ın yardımcısı Arman, bugün öğlen saatlerinde başkent Hartum'daki evinde güvenlik güçlerince gözaltına alınarak bilinmeyen bir yere götürüldü. 

Hareketin Facebook hesabından yapılan açıklamada, Arman'ın güvenlik güçleri ve Hızlı Destek Kuvvetleri tarafından gözaltına alındığı belirtildi.

Muhalif siyasetçi Arman, 2010 Cumhurbaşkanlığı seçimlerine adaylığını koymuş, ardından çekilmişti. Beşir'in en büyük muhaliflerinden Arman, devrik lider Beşir karşıtı isyan hareketlerine katıldığı gerekçesiyle 2014'te aldığı idam cezasına rağmen 8 yıllık sürgünün ardından geçen ayın sonlarında ülkesine dönmüştü. Arman, Sudan Askeri Geçiş Konseyi (AGK) ile müzakereler yürüten muhalif gruplarla temas halindeydi.

Sudan'ın Mavi Nil ile Kurdufan eyaletlerinde orduyla SPLM-N arasında çatışmalar yaşanıyordu. SPLM-N, Arman'ın ülkeye dönüşünden kısa süre önce savaşı sona erdirmek ve AGK ile müzakereler yürütmek üzere Hartum'a bir heyet göndermişti.

Sudan'da muhaliflerden "sivil itaatsizliğe bağlılık" vurgusu

Bu arada, Sudan'da Özgürlük ve Değişim Bildirgesi Güçleri (ÖDBG), sivil itaatsizliğe bağlı olduklarını vurgulayarak, Sudan Askeri Geçiş Konseyi (AGK) Başkanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan'ın sivil bir devlet kurulması önünde engel teşkil ettiğini bildirdi. 

Ülkede ordunun yönetimine el koymasının ardından sivil yönetime geçiş için eylem yapan protestoculara liderlik eden çatı oluşum ÖDBG'den yapılan yazılı açıklamada, sivil itaatsizliğe bağlı olunduğu vurgulandı. 

AGK Başkanı Burhan ve yardımcısı Muhammed Hamdan Daklu idaresindeki Ömer el-Beşir rejimi güvenlik konseyinin yönetimde kalmasının, halkın taleplerinin önünü kestiği ifade edilen açıklamada, bu kişilerin sivil bir devlet kurulmasına engel teşkil ettiği kaydedildi. 

Halka barışçıl devrimi koruma ve sivil itaatsizlik çağrısı yapılan açıklamada, bu kapsamda ana caddeler ve büyük köprülerin barikatlarla kapatılması, tüm kamu kurumlarında ve özel sektörde iş bırakma eylemi yapılması, insan hakları ihlallerinin belgelenmesi ve barışçıl gösterilere devam edilmesi istendi. 

AGK Başkanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan, bugün muhalif göstericilere liderlik eden ÖDBG ile müzakerelere başlamaya ve yeni bir sayfa açmaya hazır olduklarını belirtmişti. 

Burhan, dün devlet televizyonunda yayımlanan konuşmasında ise ÖDBG ile müzakereleri durdurduklarını, 9 ay içinde genel seçimlere gitme kararı aldıklarını açıklamıştı.

Sudan'da sivillerin katledilmesi Avusturya'da protesto edildi

Avusturya'nın başkenti Viyana'da bir grup gösterici, önceki gün Sudan'da güvenlik güçleri tarafından 60'tan fazla sivilin katledilmesini protesto etti.

Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE) Viyana Büyükelçiliği önünde toplanan göstericiler, Sudan bayraklarının yanı sıra askeri yönetim karşıtı pankartlar açtı.

Gösteride konuşan Avusturyalı aktivist Michael Pröbsting, son 2 günde Sudan'ın başkenti Hartum'da 60'ın üzerinde sivilin acımasızca katledildiğini hatırlattı.

Pröbsting, Sudan'da ordu tarafından insanlar hunharca katledilirken, dünyanın ise yaşananları seyretmenin dışında somut bir adım atmadığına dikkati çekerek, "Bu katliamlar, Suudi Arabistan, BAE ve Mısır'ın diktatörlerinin Sudan Askeri Geçiş Konseyi (AGK) Başkanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan'ı askeri ve mali açıdan desteklemesiyle mümkün oldu." dedi.

Sudan'da katliamların sonlandırılması için askeri yönetime karşı uluslararası baskıların arttırılması gerektiğini vurgulayan Michael Pröbsting, Sudan'da askeri otoritenin bertaraf edilmesi için sivil direnişin her platformda desteklenmesi gerektiğinin altını çizdi.

"Sudan'da askeri rejim boykot edilmeli"

Irkçılık karşıtı sivil toplum örgütü Linkswende'nin sözcüsü Karin Wilflingseder de askeri cunta tarafından özgür ve demokratik bir Sudan talebinde bulunan sivillerin katledilmesinin en sert şekilde kınanarak, boykot edilmesi gerektiğini söyledi.

Wilflingseder, "Uluslararası toplum bu kanlı rejimle bütün ilişkilerini sonlandırmalıdır. Avrupa Birliği (AB), Avusturya, özgürlükleri için mücadele yürüten Sudanlıları desteklemesi gerekiyor. Avrupa'nın sıklıkla şikayet ettiği göçmen sorunu bu tür rejimler yüzünden yaşanıyor. Kimse ülkesini terk ederek mülteci olmayı arzulamıyor." değerlendirmesinde bulundu.

Sudanlı yazar Dr. Ishraga Mustafa Hamid ise Sudanlıların, seçimlerin yapılması için sivil bir geçiş hükümeti talep ettiklerini, İslam dünyasının Ramazan Bayramı'nı yaşadığı bugünlerde Sudanlıların büyük bir hüzün içinde olduğunu dile getirdi.

Hamid, katliamlardan sorumlu tuttukları Suudi Arabistan, BAE ve Mısır'ın Viyana'daki büyükelçilikleri önünde ilerleyen günlerde yeni gösterilerin yapılacağı bilgisini de paylaştı.

Sudan'daki olaylar

Sudan güvenlik güçleri, pazartesi sabahı başkentte gösterilerin odağındaki ordu karargahı önündeki göstericileri gerçek mermi ve göz yaşartıcı gaz kullanarak dağıtmış, Sudan Doktorlar Komitesine göre en az 60 kişi hayatını kaybetmişti.

Ülkede 19 Aralık 2018'de ekonomik kriz nedeniyle başlayan gösterilerin hızla rejim karşıtı eylemlere dönüşmesinin ardından ordu 11 Nisan'da yönetime el koyduğunu açıklamış ve 30 yıllık Ömer el-Beşir dönemi sona ermişti.

Ordunun ülke yönetimine el koymasının ardından sivil yönetime geçiş için eylem yapan protestocular, geçiş hükümetinin nasıl oluşması gerektiğine dair askeri yetkililerle müzakere yürütüyordu.