Savaşın dördüncü yılının başlarında Suudi Arabistan önderliğindeki koalisyon güçleri tarafından desteklenen hükümet güçleri, batı kıyılarında büyük alanları çok hızlı bir şekilde kontrolü altına almayı başardı. 

Bu güçler, Kızıldeniz'de başarı kazanırken ülkenin orta kesimindeki Beyda, kuzeybatıdaki Hacce ve hatta İran desteğini almakla suçlanan Husilerin merkezi olan kuzeydeki Saada vilayetlerinde hafif ilerleme kaydetti. 

Savaşın dördüncü yılının son çeyreği sonunda zirveye çıkan askeri alandaki tırmanış ışığında, Yemen’deki silahlı mücadelede yeni bir kontrol ve etkinlik haritasını da görmek mümkün oluyor. 

BATI SAHİLİNDE ÖNEMLİ KAZANIMLAR

Hükümet güçleri 2017 başlarında Muha kenti ve limanını Bab el-Mendeb ilçesinin sahil şeridinden Husileri çevreledikten sonra ele geçirirken, sahil şeridindeki en büyük alana sahip Taiz, Lahic ve Hudeyde vilayetleri Husilerin kontrolünde kaldı.

Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) tarafından desteklenen "vurucu askeri güç", geçen nisan ayı ortasında Taiz'in batı kıyısında Husilerin güçlü olduğu bölgelere karşı operasyonlar başlatmış ve operasyonlar Vaziiyye, Muza ve idari olarak Taiz'e bağlı Bab el-Mendeb ve Zubab ilçeleri kontrol altına alınarak taçlandırılmıştı.

Hükümet güçleri, Husilerin Batı Sahilinde kaybettiği yerleri geri almak hedefiyle herhangi bir saldırısına karşı stratejik Vaziiyye kavşağının güvenliğini sağlamak amacıyla Taiz'in batısındaki Barh kenti önlerinde durdu. 

Yemen ordusundaki Amalika sancaklarından oluşan güçler, eski Devlet Başkanı Ali Abdullah Salih'in kardeşi Tarık Muhammed Salih'e bağlı güçler ve Tuhamiyye Direniş Birlikleri, geçen Mayıs ayı ortalarında Hudeyde vilayeti ve sahilinin kurtarılması için askeri operasyonun ikinci ayağını başlatmışlardı. 

Hükümete bağlı güçler, koalisyon güçlerinin büyük desteğiyle Hudeyde'ye bağlı Huha kentini kısa süre içinde ele geçirdi. 

Askeri kuvvetler Hayme ve Faze bölgelerine yönelip, Husilerin Ekim 2014'ten bu yana ellerinde tuttuğu Hudeyde kenti önlerindeki Tahtita'dan Dureyhimi ilçesine kadar uzanan geniş arazileri güvenli hale getirdi.

Hükümete bağlı güçlerin Hudeyde limanı önlerine ulaşmasının ardından uluslararası platformlardan operasyonlara karşı önceden hiç görülmemiş sesler yükselmeye başladı.

Askeri operasyonlara karşı çıkan uluslararası merkezlerin, sivil can kaybının olmamasını, Suleyf ve Hudeyde limanlarının açık tutulmasının garanti altında tutulmasını istediği gözleniyordu.

Birleşmiş Milletler (BM) temsilcilerinin mekik diplomasisi uygulayarak Sana ve Aden'de yürüttükleri görüşmeler sonucunda Husilerin Hudeyde'den çıkmayı reddettikleri anlaşıldı.

Ancak Husiler Hudeyde limanında teknik ve lojistik işlemlerin BM tarafından yürütülmesine izin verdiklerini açıkladı.

BM Yemen Özel Temsilcisi Martin Grifits'in bölgede savaşın durdurulması için gösterdiği gayretlerinin başarısız olması durumunda Hudeyde vilayeti ve limanının kontrolü için operasyonlar üçüncü aşamasına girmiş olacak. 

Bunun gerçekleşmesi durumunda Husiler Kızıldeniz'deki tüm su geçiş yollarındaki hakimiyetlerini kaybetmiş olacak.

DİĞER VİLAYETLER

Batı Sahilinde yaşanan bu nitelikli dönüşüm, ülkenin diğer vilayetlerinde geçen yılın sonlarının aksine bu yıl görülmedi.

Beyda vilayetindeki Kaniye ilçesini ele geçiren hükümet güçleri, savaş sıra dağlar boyunca yoğun olmasına rağmen Sevadiye bölgelerine sızmayı başardı. 

Hükümet güçleri, son haftalara Hacce vilayetindeki Harad ilçesinde ilerleme kaydettiklerini duyurdu.

Bunun yanı sıra, hükümet güçleri, kendilerine Suudi Arabistan'ın güney sınırındaki Midi ve Harad ilçelerini kontrol altında tutma imkanı veren Hayran ilçesinde ilerleme kaydetti. 

Hükümet güçleri, Husilerin merkezi sayılan Saada vilayetinde, koalisyonun desteğiyle askeri cepheler açıldığını duyurdu. 

Hükümet güçleri, bununla savaşı Husilerin kalesi durumundaki Saada'ya taşımayı hedefliyor.

Suudi Arabistan, Yemen güçlerinin kendi toprakları içinden ilerlemesini sağlayarak Husilerin ülkeye sızmalarını önlemek ve sınır bölgelerinde füze platformları kurmalarını engellemek istiyor.

BELİRSİZ GELECEK

Gözlemciler, Hudeyde savaşının kontrol altına alınması ve tüm tarafların görüşme masasına oturtulması çabalarının başarısız kalması durumunda Hudeyde'yi geri alma savaşının üç yıldan fazladır süren mücadelede belirleyici bir savaş olacağını belirtiyor.

Askeri gözlemcilere göre, Husilerin batı sahillerinde yürütülen savaşta neredeyse her gün onlarca kayıp vermesi ve Hudeyde'nin ellerinden alınması Husileri büyük bir moral bozukluğuna ve ekonomik çöküntüye sokacak.

Hudeyde'nin kaybedilmesi, Husilerin ellerindeki en önemli kart olan bölge sularının kaybedilmesi demek olacağı için hiçbir halk desteğinin olmadığı Hudeyde çevresindeki bölgelerin Husilerin ellerinden alınmasını oldukça kolaylaştıracak görünüyor. 

Hudeyde'nin kontrol altına alınmasıyla elbette önemli bir adım atılmış olacak ancak Husilerin Sana, Umran, Hacce, Sade, Rima, İbb, Beyda, Taiz ve Cevf gibi vilayetleri ellerinde tutuyor olmaları henüz yapılacak işin çok olduğunu gösteriyor.

Uluslararası toplum tarafından ulaşılmaya çalışılan siyasi çözüm, belki de Husiler için can simidi teşkil edebilir.

Ancak Husilerin kentlerden çıkmaları ve ağır silahları teslim etmeleri gibi askeri tartışmaların, Husilerin ülkede taraf olarak kabul edilebileceği ulusal birlik hükümetinin oluşturulması yönündeki siyasi tartışmaların önüne geçmesi konusundaki anlaşmazlık hala devam ediyor.