Küresel pay piyasaları geçen hafta ABD-Çin arasında Tayvan üzerinden yaşanan gerilim ile beklentilerden iyi gelen makroekonomik veriler ve şirket finansal sonuçlarıyla yön buldu. Haftanın son günü açıklanan ABD'nin tarım dışı istihdam raporundaki verilerin beklentilerden oldukça iyi gelmesi ile Fed'in gelecek ay faizlerde 75 baz puanlık artırıma gideceğine yönelik beklentiler güçlenirken, tahvil piyasasında satışlar hızlandı, dolara olan talep arttı. Bugün ise piyasaların odağında ABD’de açıklanacak enflasyon verisi bulunuyor.

FED, EYLÜL İÇİN 75 BAZ PUANLIK SİNYALLER VERİYOR

Piyasaların beklentisi yıllık bazda 8,7 ve alık bazda yüzde 0,2 olarak ağırlık kazanmış durumda. Önceki ay rekor kıran ABD enflasyon verisinde Ağustos ayı için daha düşük bir beklenti söz konusu. Analistler veri ile birlikte küresel bazda volatilite oldukça artacağını ve piyasaların ABD Merkez Bankası Fed’in Eylül’de atacağı adımlar hakkında ipuçları arayacağını ifade etti. Buna göre, Fed'in Eylül toplantısında yüzde 65 ihtimalle 75 baz puan faiz artırması beklenirken, Kasım toplantısında yüzde 53 ihtimalle 25 baz puan faiz artırılacağı tahmin ediliyor.

HSBC’DEN DOLAR TAHMİNİ

Son çeyrekte turizm gelirlerinin desteğinin azalmasıyla cari açığın daha da genişleyebileceğine işaret eden HSBC, Dolar/TL tahminini 2022 yıl sonu için 17,5’ten 19,5’e, 2023 ikinci çeyrek sonu için de 18,2’den 21’e yükseltti.

Orta ve Doğu Avrupa, Ortadoğu ve Afrika Kur Stratejisti Murat Toprak imzalı notta, Türk lirasının son aylarda yükselen enflasyonun reel faizleri daha da baskılaması, liralaşma stratejisinin ilk coşkusunun kalmaması ve cari açığın genişlemesiyle birlikte değer kaybettiğine işaret edildi.

“RESESYON BASKISI AZALACAK, TL DEĞER KAYBEDECEK”

Para politikası duruşunda önümüzdeki dönemde değişiklik olacağına dair bir işaret bulunmadığı belirtilen notta, kur korumalı mevduatın yurt içi yerleşiklerin büyük döviz alımlarını önlemede rol oynamaya devam ettiği değerlendirmesi yapıldı.
Notta, “Tabii ki destekleyici para politikası ile dolarizasyon arasındaki etkileşim Türk lirası için risk faktörü olmayı sürdürecek ama en azından şimdilik bize göre ana endişe kaynağı değil. Bize göre, Türk lirası için temel makro risk, bozulmanın beklentilerin üzerinde gerçekleştiği ödemeler dengesi dinamikleri ile ilgili. Rekor seviyelere yakın olan dış ticaret açığı, cari açığı, turizm sektörünün en güçlü olması gereken bir dönemde dahi genişletiyor. Mevsimsel turizm gelirlerinin daha az destekleyici olması ve Avrupa’da resesyon baskısı ile ihracatın zayıflamaya devam etmesiyle Türk lirasının sonbaharda daha belirgin şekilde değer kaybedeceğine inanıyoruz” denildi.