Aklımda bazı sorular var; okuyanlarla ve belki okurlar diyerekten, yönetenlerle paylaşmak istiyorum...

Mesela, bu yıl eğitimleri aksayan çocukların ne düşündüğünü, kafalarında ne türden sorunlar veya sıkıntılar bulunduğunu merak ediyor musunuz?

Bu konuda, elinizde her hangi bir veri var mı?

Rakam?

Oran?

Hastalık endişeleri?

Mesela çocukların ruh sağlığı hakkında elinizde araştırma sonuçlarına dayalı bir bilgi olması sizce önemli değil mi?

-*-*-

Uyuşturucu ile ilgili en son araştırmayı ne zaman, hangi kurumunuz yapmıştı?

Var mı elinizde bu konuda bilgi?

Kullanım oranı?

Kullanım yaşı?

Sizce bu konu önemli mi?

-*-*-

Nerede, ne kadar, ne üretiyoruz?

Nereye satıyoruz?

Nereye satabiliriz?

Var mı bir rakam, analiz, hesap, kitap elinizde?

Plan yapma gereği hissettiniz mi?

-*-*-

Turizmle ilgili her hangi bir program yaptınız mı?

Zarar var mı?

Varsa ne kadardır?

Hangi otel, ne kadar vergi ödedi?

Ne kadar borçludur?

Yoksa pandemi nedeniyle uğranılan zarar nedeniyle alacaklı mı?

Var mı elinizde bir çalışma?

Araştırdınız mı?

Kaç çalışan vardı, şimdi kaç tane var?

Önemli mi sizce bu bilgiler?

-*-*-

Tamir isteyen yol, liman, telefon direği, elektrik trafosu, kaldırım, kamu binası konusunda ne tür bilgileriniz var?

-*-*-

Sahi, dün açıkladınız, 24 kişiye Pfizer BioNtech aşısı yapmışsınız?

Neye göre, kime yaptınız?

Açıklama gereği duyar mısınız?

İsim değil istediğim!

Haşaaa, elalemin özeline girmenin gereği yok, gerçi herkes sosyal medyayla aşılanıyor ne gerekse ki o da ayrı bir mesele!

“Ben de aşılandım!”

“İşte kuyruktayım!”...

Tamam da niye bileyim ki senin aşılandığını?

-*-*-

Üst düzey yetkililer, bakanlar, başbakan, başkan da aşılandı!

Bana ne!

Gerçekten, niye bilmem gerekiyor ki başbakan veya cumhurbaşkanının aşılandığını?

Teşvik açısından mı?

Cesaret bulup biz de aşılanalım diye mi?

Sorry ama niye siyasilerden cesaret alayım?

“Bravo onlar korkmuyor” diye düşünmem mi gerekiyor?

Yoksa, “bir göreyim, (Allah göstermesin) onlara bir şey olursa ben olmayayım diye mi?

“Ya da bak bu korkaklar bile aşılandı, haydi canım sen de ol” düşüncesiyle mi?

Bunların hiç birine gerek yok!

-*-*-

Sahi, aşılama ne zaman biter?

AB neden sadece bin 80 adet ya da doz aşı verdi?

Türkiye’den gelen aşı en fazla 10 bin kişiye yetecek; bir sonraki koli ne zaman gelecek?

Bu konuda bilgi var mı?

Çünkü Türkiye’nin kendi ihtiyacı en az 170 milyon dozdur!

Daha ne kadar bizim de yükümüzü çekecek?

Bir çare üretemez miyiz?

AB’ye, “bizim de hakkımızdır” diyemez miyiz?

Bunu dersek, vatana ihanet mi ederiz?

Yoksa toplumu aşısız bırakırsak mı ihanet etmiş oluruz?

-*-*-

Veya ne bileyim, geçen defaki gibi, Ercan’a uçak indiği anda mı öğreneceksiniz?

Bu konuda gerçekten bir plan var mı?

Bu güne kadar aşılamayla ilgili pek de plan var gibi durmuyor da!

“Şu bir gerçektir ki, kesin rakamını asla bilemediğimiz nüfusumuzun ne kadar aşı ihtiyacı olduğunu da bilmiyoruz” dersem, yine vatana ihanet suçu işler miyim?

-*-*-

Araya bir de şu soruyu eklemek istiyorum; ey sevgili yönetenler; gerçekten hepimizi salak mı sanıyorsunuz?

-*-*-

Türkiye’deki üniversite öğrencilerini aşılayıp da mı getireceksiniz yoksa aşılamadan getirip, burada mı aşılayacaksınız?

Bu konuda bir plan yapıldı mı?

Var mı bir çalışma?

Yoksa, “açtım ellerimi yüce Allah’a” durumunda mısınız?

-*-*-

Meseleyi duayla çözmek gibi bir hedefiniz elbette olabilir ve buna hafif gülümsemeyle birlikte yani dalga geçermiş gibi yaparak saygı da duyuyorum ama yine de sormak istiyorum: Aşı konusunu duayla çözmek gibi bir hedefiniz gerçekten var mı?

Bol duayla ülkeye aşı gelir mi?

Yoksa, AB ile Güney Kıbrıs’la bir konuşmakta fayda var mı?

Tercihiniz hangisidir, dua mı yoksa konuşma mı?

-*-*-

Makam otomobili mi daha önemlidir yoksa ambulans mı?

Makam otomobili mi daha önemlidir yoksa geçtiğimiz gün rezil olduğumuz ilaç taşıma aracı mı?

O araç kaç yıllıktır?

Seyrüseferi var mı?

Muayeneyi geçti mi?

Cidden araç muayenesi yapıldı mı?

Cidden araç muayenesi yapılmış olsaydı, sefer etmesi yani yollarda seyretmesi gerçekten onaylanır mıydı?

-*-*-

O ahristo van araç nedeniyle, eşit olduğumuzu iddia ettiğiniz devlete rezil olduğumuzu düşünüyor musunuz?

O van araç Şener Levent’in veya Şener Elcil’in olsaydı, her ikisini de vatana ihanetten taşlatır mıydınız?

-*-*-

Aşı ile ilgili gidiş, beni endişelendiriyor...

Acaba diyorum, toplumun en az yüzde 70 hatta 80’i aşılanabilecek mi yoksa “yıka oğlum ellerini ve yüzünü sabunlu suyla da tamamdır” mı diyorsunuz?

-*-*-

Kısacası, hiç bir şey bilmediğinizi kabul ediyor musunuz?

Ve yine kısacası, Türkiye verirse aşılanacağız iddiasında benimle hemfikir misiniz?

-*-*-

Tümünüzün “İnşallah aşı gelir” dediğinizi işitir gibiyim; bunda haksız mıyım?

İnşallah ne demektir biliyor musunuz?

“İnşallah” kelimesinin, “Allah uygun görürse” anlamına geldiğinden haberdar mısınız?!

Ve son bir soru: İşimiz Allah’a veya Türkiye’ye kalmışsa, “sizin işiniz nedir?”