Halkın Partisi (HP) dün dokuz vekilinden üçünü kaybetti…

KKTC siyasetinde, bunun olabilirlik olasılığı çok yüksektir…

HP özelinde daha da yüksek…

Çünkü HP’nin “siyasal sosyalleşme süreci” diye tanımlayabileceğim “gelişmesi”, ideolojik ve ona bağlı disiplinli bir süreç ya da gelişme değildir.

-*-*-

HP, gerçekten bu ülke için ciddi gaylesi olan bir grup insanın, yine bu ülke için idealleri bulunan bir grup insan etrafında “bir araya gelmesi” ile oluşmuş bir partidir.

-*-*-

HP’den dün istifa eden üç vekil için “olumsuz” tek bir laf, tek bir lakırdıyı kabul edemem.

Paşa gönülleri öyle istemiş olabilir!

“Paşalar” öyle istemiş de olabilir!

-*-*-

Şöyle de düşünebilirsiniz; “Bravo be bu üç vekile, onlar olmasa, hükümetsiz kalacaktık!”

-*-*-

Mesut Genç’i tanımam.

Ama çok iyi bir ailenin çocuğu olduğunu bilirim…

Ama Hasan Büyükoğlu ile Dr. Hasan Topal’ı tanırım…

Dürüstlükleri – ülke sevgileri, çalışkanlıkları, adamlıkları konusunda endişem, şüphem olamaz.

-*-*-

Ortada, bir adet KKTC gerçeği vardır.

HP’de mutlu olmayan veya mutlu olmadıkları düşünülen ya da öyle veya böyle ikna edilen bu üç kişi, şu anda Hamza Ersan Saner (HES) hükümetinin “gollası”dır.

-*-*-

Bugün, yarın Hüseyin Özgürgün de dönecek; HES hükümeti göreve başlayacak.

Başımız göğe mi erecek?

Bilemem ama en azından “hayatta kalmayı başaralım” yeter yani!

-*-*-

HES hükümeti de içinde olduğumuz dönemle çok uygun bir isim oldu!

Biliyorsunuz Türkiye’de “HES kodu uygulaması” denen bir uygulama var.

Nedir bu?

Şöyle tarif ediliyor:

“… HES (Hayat Eve Sığar) Kodu, Kontrollü Sosyal Hayat kapsamında, ulaşım ya da ziyaret gibi işlemlerinizde kurumlarla ve kişilerle, Covid-19 hastalığı açısından herhangi bir risk taşıyıp taşımadığınızı güvenli şekilde paylaşmanıza yarayan bir koddur.”

-*-*-

Şimdi bizde de HES kodlu bir hükümet görevde olacak.

Bakanlar Kurulu kararlarının altında Başbakan’ın isminin kısaltmaları yer alacak ve bu kısaltmalar da Hayat Eve Sığar yerine Hamza Ersan Saner olacak!

İlginç bir rastlantı!

-*-*-

Peki HP biter mi?

HP’den daha önce de istifalar oldu.

Ancak, ilk kez “vekil istifası” yaşanıyor.

Tüm vekiller çok önemlidir.

Üstelik dokuz vekilin üçü ayrılırsa, bu ayrılış elbette sarsıcıdır.

-*-*-

Ancak, meseleye bir de şu açıdan bakmak lazımdır.

Bugüne kadar dökülen yapraklar dökülmüştür…

Kırılan dallar kırılmıştır.

Üç vekilin istifası, dokuz önemli daldan üçünün, birileri tarafından kesilmiş olması halidir.

Ama bunu, bir “budama” olarak da kabul edebilirsiniz.

-*-*-

Hasan Topal doktorum, aynı zamanda bir tarihçidir ve yine aynı zamanda bir zeytin üreticisidir.

En iyi o bilecek ki; iyi budanan bir zeytin ağacı, daha sağlıklı büyür. Daha güzel meyve verir.

-*-*-

Şahsi inancım odur ki; şu veya bu şekilde, üç vekilin istifa edip, HES hükümetinin Meclis’i açma rakamına katkı koyacak olması, kesinlikle HP’yi bitirmez.

HP, en kısa sürede olağanüstü kurultay yapar veya yetkili kurullarını toplar, bir kez daha “toparlanır”…

-*-*-

Biz insan linç etmeye bayılıyoruz…

Ama bu ülkeye bir kez daha Kudret Özersay diye biri gelemez…

Tolga Atakan’a güvenim o kadar fazladır ki; zaman zaman keşke bu adam kardeşim olsaydı diye düşünürüm ama sonra Mert’e üzülürüm… Tolga Atakan benim kardeşim olsaydı, Mert’in abisi olmayacaktı…

Şaka değil bu söylediklerim…

Ayşegül Baybars’ı yakından tanımam ama babasını tanırım ve o bile bana yeter…

Erdoğan Baybars, bu ülke için büyük bir değerdir…

Yenal Senin, Jale Refik Rogers, Erek Çağatay, Gülşah Sanver Manavoğlu; partinin genel başkan vekili ve öteki vekilleridir…

Her maddede, her oyunda, her buluşta, her insanda, her şeyde “hile” ararım; Yenal Senin’de aramam…

Öne çıkan isimlerin yanında, çok sayıda, bir birinden değerli insan doludur bu parti…

-*-*-

Önümüze bakalım…

Herkes mutlaka bir şeyler söyleyecektir…

Üç vekil eminim linç de edileceklerdir…

Buna gerek yok…

Yukarıda “paşalar” dedik; illa ki “üniformalı” olanlardan bahsettiğimiz yorumu çıkmasın…

Siyasetimize yön ve şekil veren “güçler”; böyle istemişlerdir…

1958’den beri de istediklerini yapmaktadırlar.

Artık HP de gerçeği, gerçekleri daha net görmektedir…

Kısa geçmişte, ciddi tecrübe kazandıklarından eminim.

Hem kazık atmak zorunda bırakılmışlardır; hem de dünkü üç istifa gibi, kazık yemeye maruz kalmışlardır.

Attıkları ve yedikleri kazıklar; bu ülkeyi cidden çok sevdiklerine inandığım bu insanlara müthiş tecrübe kazandırmıştır.

Senin başkanın dediği gibi; “Bence bu yolda başı dik yürümeye devam”…

-*-*-

Benzer siyasi gelişmeler, UBP’de defalarca yaşanmıştır…

CTP, bu şekilde kopuşlarla şimdiki pozisyonuna gelmeyi başarmıştır…

HP, evet ciddi kan kaybetmiştir…

Çok daha ciddi güven sıkıntısı çekmektedir…

Ama şahsi inancım şudur ki; siyasi hayatımızda sadece bir kaç yıl kalıp ortadan kaybolan “ara elemanlar partisi” olmayacaktır…