Fazla yaptığım bir iş değil ama; dün yaptım ve “köşe yazım” dışında, bir de “merağımı” Facebook üzerinden paylaştım…

Son kelimesi Facebook’ta “bekliyor” olmalıydı, “ekliyor” diye çıktı ama gerisi aynen şöyleydi:

“… Cidden meraktayım:

… Görev Saner’deyken, “Başbakan CTP’li olsun” diyen CTP’lilerdi… Üstelik vekil sayısındaki ciddi farka rağmen…

Görev Erhürman’dayken, aynı CTP’li arkadaşlar, “Başbakan CTP’li olsun” demeye devam ettiler…

HP, “Tamam başbakan sizden olsun ama genel başkanlar kabinede bulunmasın” deyince de kıyamet kopardılar.

“Yerim dar oynayamam” değil midir bunun adı?

Açıktır ki, CTP, hükümette olmak istemiyor…

İstese, tıpkı Sibel Siber’in başbakanlığındaki gibi bir teknokrat oluşumu kesinlikle kabul ederdi…

Eğer olay “yerim dar oynayamam” değilse; o zaman CTP’nin derdi “başbakanlık koltuğu” mudur?

O zaman UBP ve HP neyi bekliyor?”

-*-*-

Birileri hükümet kurmalı…

İstekli olan, en istekli görülen Ersan Saner ve Fikri Ataoğlu’dur.

Yukarıda yazdığım da, bana göre, CTP’nin istekli olmadığıyla alakalı bir “yorum” veya saptamadır!

-*-*-

Görev Saner’deyken, CTP’liler, “Başbakan UBP’den olmasın, CTP’den olsun” dedi mi demedi mi?

Bu tartışma yapıldı mı yapılmadı mı?

-*-*-

Gazetelerde bu haberler yayınlandı ve o yayınlar üzerine bir yorum yaptım!

Amacım birini kırmak değil; sadece CTP’nin hükümette olmak istemediğini vurgulamaktı.

-*-*-

Çünkü meselemiz, güllük gülistanlık ortamda, koalisyon tartışması yapmak değildi!

Meselemiz, bu acil durumda çok erken bir hükümet kurmaktı.

Bu hükümetin en idealinin UBP – CTP – HP koalisyonu olduğunu defalarca yazdım.

Olmadı!

O zaman en mantıklı olanın, mevcut hükümetin devamı olduğunu da dile getirdim.

-*-*-

CTP’nin hükümette olmak istememesi elbette en doğal hakkıdır; en doğru taktiğidir.

Bu şartlarda, bu enkazın içine dalmayı hangi aklı başında insan ister ki?

-*-*-

CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, dün akşam üzeri görevi iade etti ve koalisyon hükümeti kurma çalışmaları yürüttükleri partilerle yaşadıkları güven sorunu nedeniyle hükümeti kuramadıklarını söyledi...

Güven sorunu!

En doğrusu bu!

-*-*-

Şimdi yeniden UBP Genel Başkan Vekili Hamza Ersan Saner, hükümeti kurma görevini alacak...

Ve tahminimdir, aldığım koku ve istihbarattır ki, HP ile bu hükümet kurulacak...

Kabine değişir mi?

Yine aldığım istihbarata göre, “ben bakan olmak istemem” diyen yok!

Tarihte olmadı zaten!

-*-*-

Yeni bir kriz olur mu?

“Anlaşamadık” denir mi?

Saner’in başbakan, HP Genel Sekreteri Jale Refik Rogers’ın da “Başbakan Yardımcısı” olduğu, olacağı, olabileceği bir “teknokrat kabine” kurulur mu?

Bu da bir görüş!

Ama yukarıda dediğim gibi, imkansız!

Çünkü vekillerin hepsi, bakanlık “har har”ındadır!

-*-*-

Haftaya Cumartesi; bilemediniz bir sonraki Cumartesi günü de UBP, Olağanüstü 12’nci Kurultayı yapılacak...

Saner, bu kurultaya tek aday olarak girecek ve UBP Genel Başkanı olacak...

-*-*-

15 Ocak itibarıyla da “kim bakan olacaktı” meselesi kapanır, bütçeydi, 13’üncü maaştı, TC ile protokollerdi, para geldiydi, gelmediydi tartışmalarını yaşarız...

Ve tabii ki korona!

Aşı geldi mi gelecek mi?

Hangi aşıyla aşılanacağız?

Türkiye mi gönderecek yoksa, Güney’de mi olacağız?

Bizim aşımız yok!

-*-*-

Akabinde erken seçim gündeme gelir mi bilemem!

UBP’nin “asıl kurultayı”, yani “olağan” olanı, seneye yapılacak...

Aynı günlerde veya haftalarda erken genel seçim de olur mu?

Yoksa UBP – HP gül gibi, normal seçim gününe kadar gider mi?

-*-*-

UBP’de kim genel başkan olmalı?

UBP artık “Güney Kıbrıs Hükümeti” gibi, orta yaş üzeri hafif andropoz görünümündeki erkekler sultanlığı modundan çıkmalı...

Mevcut adaylara göre ya daha genç veya bir kadın aday öne çıkmalı; çıkarılmalı...

Aynı şeyi CTP için de söylemiştim...

Çünkü Tufan Erhürman, beş yıl sonrasının cumhurbaşkanı adayıdır.

Erhürman cumhurbaşkanı olsa da olmasa da, beş yıl; bilemediniz yedi yıl sonra bırakmalı...

Bunu öğrenmeliyiz...

Yani, bir kaç dönemden sonra, gitmeyi.

Geriden gelen daha genç ve daha sağlıklı düşünebilenlere destek olmayı.

-*-*-

Yaşla derdim yok.

Cinsiyetle hiç yok.

Ama mevcut yapı değişmeli.

Mevcut görüntü değişmeli.

Parlamenter sistemle devam edeceksek, 20’li yaşlarda, 30’lu yaşlarda, kadın – erkek eşit; bizim nesillerin yaşadığı ilkel travmaları yaşamamış daha sağlıklı beyinler iktidarlara gelebilmeli.

-*-*-

Korkutulmamış.

Tehdit edilmemiş.

Kandırılmamış.

Hamasetle aşılanmamış.

Kör kütük milliyetçi yapılmamış.

Kör kütük solculaştırılmamış.

-*-*-

Daha çok sorgulayan, daha çok eleştiren, yanlış yaptığını akıllı özeleştirilerle kabul edebilen, her şeyi bildiğini sanmayan yeni nesiller.

UBP’nin buna; CTP’den daha çok ihtiyacı var...

-*-*-

Ötekiler mi?

YDP’nin, ayrılıkçı ve de sorry ama ırkçı görüntüsü ve yapısı çok sırıtıyor...

TDP ve TKP’nin kesinlikle yine gençler, kadınlı – erkekli güler yüzlü sosyal demokrat birleştiricilikle çiçeklendirilmesi ve canlandırılması gerekiyor...

HP mi?

En zor görüntü de sanki orada!

Hükümete girmek şart...

Daha önce de yazdım; bu kötü ortamdan başarıyla çıkmak, HP’nin geleceğinin belirleyicisi olacak.