Meclis’te dün hükümetin baştan savma programı görüşüldü...

CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, “iki devletli çözüm” konusunda, hem vekillere, hem hükümete, hem de bu konuyla ilgili “zar zar eden” herkese enfes bir “federal çözüm dersi” verdi.

-*-*-

TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit’in, “jet krizi” konusundaki raporla ilgili yaklaşımı da harikaydı.

Özyiğit, Polis Genel Müdürü ve Başsavcı’nın bu dosya ile ilgili topu birbirlerine attıklarını söyledi ve “eğer açıklayamıyorlarsa, ikisi de istifa etsin” mesajını verdi.

Çok çarpıcıydı...

-*-*-

Bir çok vekil da performans açısından, başarılıydı...

-*-*-

Gelelim en çok dikkatimi çeken konuya...

En çok ilgimi çeken konu, HP Milletvekili Kudret Özersay tarafından gündeme getirildi.

Laiklik!

Konu bu!

Ve aklıma bazı sorular geldi bu konuşmayı dinlerken:

Mesela, “Tek dostumuz, anavatanımız laik mi?”

-*-*-

“Tartışmayalım bu konuyu” mu diyorsunuz?

Konuşmayalım mı?

Kapatalım mı?

-*-*-

UBP laik bir parti mi?

Mevcut hükümet, “Atatürkçü” bir hükümet olduğunu programında vurguladı!

Ama “laiklik” yok!

-*-*-

Dün bu konu Meclis’te gündeme geldi.

HP Milletvekili Kudret Özersay sordu; “... Atatürkçü olmak yetmez, laikliğe vurgu yapmak lazım” dedi...

Bence, bu ülke siyasetinde, öğretmen sendikalarının bazı açıklamaları, Avrupa gazetesinin yazıları ve TDP Genel Başkanı’nın bir kaç konuşması dışında, bu konuyu kimse gündeme getirmiyordu!

-*-*-

Özersay’ın dün bunu Meclis’te “hükümete” sorması, “laikliğin neresindesiniz?” noktasına getirmesi, bence son dönemlerdeki en cesur çıkıştır...

Ve HP’nin artık Türkiye’deki iktidarın büyük ortağı Ak Parti ile ipleri tamamen kopardığı anlamına gelmektedir.

Hatta şunu eklemekte fayda vardır; HP bundan böyle “bana göre”, Türkiye tarafından çözümsüzlüğü savunurken, çözüm istermiş gibi görünmek maksadı içeren “iki devletli çözüm” önerisini savunanlarla kesinlikle birlikte olmayacaktır.

-*-*-

UBP’li ağır abilerin şu andaki tavrı; “Girmeyelim bu laiklik konusuna” tavrıdır.

UBP’lilere sorarsanız, eminim laiklik konusunda “görüş” belirtmekten kesinlikle çekineceklerdir.

Ama belli ki HP, artık UBP’yi vuracağı noktayı gayet net bir şekilde seçmiştir.

-*-*-

Haaaa şunu bilelim; UBP’de “laiklik karşıtı” tek bir üyenin dahi olmadığı inancındayım.

UBP’nin “laiklik karşıtı” parti olmadığından eminim.

Ama asıl önemli olan da zaten budur.

UBP’nin, kesinlikle Ak Parti ile “uyuşmuyor” olmasıdır.

İstisnaları vardır eminim ama bazı UBP’li yetkililerin son dönemlerde “Cuma namazı” kılmaya başlaması, korkunç bir takiyedir!

-*-*-

Takiye; çok acı bir durumdur.

Şu anlama geldiğini söyleyebiliriz:

“... Kişinin canına veya malına yönelik bir tehlike karşısında inancını gizleyip gerektiğinde aksini söylemesi”...

-*-*-

UBP’li herhangi bir kişi veya yetkilinin canına veya malına yönelik bir tehlike olmadığı açıktır.

Dolayısıyla bizdeki “takiye” sebebi, can veya malın tehlikede olması değil; koltuğun tehlikede olması halidir!

Kısacası, bu yazının ana fikirlerinden biri; “laik UBP’liler, koltuk korkusuyla, laikliği ağzına almaktan çekiniyor”dur!

-*-*-

HP bitti iddiasına gelelim!

Bir çok kişi, üç vekilin istifası, bazı partililerin ayrılması, ciddi oy kaybı gibi “göstergeler” nedeniyle HP’nin biteceğini iddia etmektedir.

Ben tersini savunuyorum.

“Laiklik” konusuna UBP sahip çıkamaz.

Çıkamadığı sürece de bir çok “liberal” UBP’linin oy kullanım istikameti, farklı alternatiflere doğru olacaktır ve bu da, HP’ye bir miktar oy akışı anlamına gelecektir.

-*-*-

Benzer durum, YDP ve DP’li “Atatürkçü ve son derece laik” seçmenle, özellikle “Alevi” seçmenler için de söz konusu olacaktır.

-*-*-

Ve net görüntü, HP’nin, bundan böyle “merkez sağ” veya “merkez” duruşunu; sola doğru çekeceği görüntüsüdür.

-*-*-

Özersay, “hata yaptık, tecrübe kazandık” demesini beceren biridir.

Hatalarından ders çıkardığını söyleyebilmek, bir siyasetçi için çok zor bir şeydir ama Özersay bunu net ve gayet de rahat bir şekilde söylemiştir.

HP’nin Ocak ayında kurultayı vardır...

Özersay’ın bu kurultayda yeniden genel başkan adayı olmaktan kaçınma hakkı yoktur.

-*-*-

Bu toplum, sanal medyadaki küfür ve hakaret sevdalısı beş on kişi tarafından yönetilemez.

Bu toplumun sessiz çoğunluğu ve HP tabanının tamamının beklentisi, Özersay’ın “bırakma hakkı olmadığı” noktasındadır.

Laiklik çıkışı, müthiş bir çıkıştır ve bu çıkış, “iki devletli çözüm” diyerek aslında çözümsüzlüğü savunan ganimetçi – statükoculara da net cevap içermektedir...

 -*-*-

Aslında ne demek istiyorum biliyor musunuz?

Lütfen, olduğumuz gibi görünelim ya da göründüğümüz gibi olalım!

Koltuğu korumak ve üç beş kuruş için Türkiye’yi yönetenlere “takiye” yapmak, emin olun, aynı kişilere hakaret etmekle eşdeğerdir!