UBP’nin 21 vekili vardı; Ersin Tatar Cumhurbaşkanı oldu; Hüseyin Özgürgün İstanbul’da kaldı...

UBP’nin şu anda 19 vekili var...

Ortaklardan biri DP...

DP’nin de 3 vekili var...

Öteki ortak YDP...

YDP’nin 2 vekili var...

Ve 3 de HP’den ayrılan bağımsız vekil var...

Toplam; 19 + 3 + 2 + 3 = 27...

-*-*-

Bu rakamın, bugün Resmiye Canaltay’ı “Meclis Başkanı” seçmesine yeterli olduğunu söyleyebiliriz.

Ama, HP’den ayrılan 3 vekilden biri “Covid 19 temaslısı” ve “karantinada”...

Yani “mazeretli” olarak kabul edilecek ve bugün Meclis’e gelip oy veremeyecek!

Rakam oldu 26...

-*-*-

Bu rakam da, bugün Resmiye Canaltay’ı seçmek için yeterli...

Ama, UBP fire vermezse!

Verir mi?

-*-*-

Görüntüye bakılırsa “vermez”...

Bir tek fire bile olsa, Canaltay seçilmeyecek!

-*-*-

Fire ihtimali yüksek!

Peki neden?

“Aşırı KKTC sevgisi” diyebilir miyiz?

-*-*-

Neden mi bu soruyu sordum?

Kardeşim, aşırı Türk milliyetçisi bazı “gizli kişiler”, Canaltay’ın babasının soyadını kullanıp, herkese milliyetçilik dersi veriyor!

Canaltay’ın, CTP’li vekil Doğuş Derya ile ahbap olduğu yazılıyor!

-*-*-

Bu mudur vatan sevgisi?

Bu mudur devlet sevgisi?

-*-*-

Gerçekten “KKTC’ye inanıyorsanız” ve “Kıbrıs Adası üzerinde, Kıbrıs Cumhuriyeti kadar egemen ve de eşit bir devletimiz var” iddiasında çok dürüst ve yine gerçekten “milliyetçi” iseniz; parti grubunun kararına uyar bugün Canaltay’ı seçersiniz!

Değilse, “verin gazı, verin coşkuyu!”...

-*-*-

Haaaa, bu ülkede elbette daha önce de Meclis Başkanlığı seçimlerinde “ilk iki turda kazanan olmamış olabilir”...

Ama bu ülke veya bu ülkenin insanları, 1974’ten beri hiç bu kadar “olağanüstü” günler yaşamamıştı!

-*-*-

Hiç bir hükümetin işi, şu andaki kadar zor olmamıştı.

Ve bu ülkenin başbakanı ya da bu ülkede hiç bir UBP Genel Başkanı, bu kadar sıkıntı yaşamamıştı!

-*-*-

Ve bu sıkıntıların sebebi, “Türk milliyetçiliği” diyorsunuz!

Ve bu rezaletin sebebi, “Eroğlu’nun gücünü azaltmak” diye sallıyorsunuz!

-*-*-

Kesinlikle herkesin Meclis Başkanı olma hakkı vardır...

Kesinlikle, her vekilin, bakanlık veya Meclis Başkanlığı gibi hedefleri de olmalıdır...

Ama bu hak iddiası ve bu arzu; ülkenin ya da devletin acil durumu göz ardı edilerek, kişisel hırsa yenik düşmemelidir.

-*-*-

Her vekil, “Meclis Başkanlığı benim hakkımdır” demelidir.

Her UBP’li vekil, Derviş Eroğlu’nun parti iç işlerine müdahale ettiğinden şikayetçi de olabilir.

Ama hiç bir vekilin, halkın içine düştüğü acil durumu, kendi egosuna ezdirme hakkı olmamalıdır.

-*-*-

Normal bir zamanda olsak; tüm bu yaşadıklarımızı da “normal” karşılardık!

Ama normal bir zamanda değiliz!

-*-*-

Düşünün ki; “milliyetçilik” adına ortaya konulduğu iddia edilen “başkanlık benim hakkımdır ve Eroğlu ailesi bitmelidir” tavrı; ülkenin en sıkıntılı dönemine; daha da büyük sıkıntı yaşatacak boyuttadır ve ne yazık ki “hükümetin bekası”; tıpkı, hükümetin kurulduğu günlerde olduğu gibi, “26 rakamının sağlanması için”, Tufan Erhürman ve Kudret Özersay’a “muhtaç”tır!

-*-*-

Şunu soru aklıma geldi:

Bugün KKTC Meclisi’nde, UBP’den bir veya altı vekilin Resmiye Canaltay’ı yine desteklememesi ama CTP ve HP’nin bu adaya oy vermesine ne dersiniz?

-*-*-

Böyle bir durumda kim “KKTC’yi”; kim “kendi şeyini” daha çok düşünmüş olur?

“Milliyetçiliğin adresi UBP’nin bu bir veya altı vekili”; böyle bir olay yaşanırsa, kendileri gibi milliyetçi seçmenlerine ne der?

“Eroğlu’nu yiyecektik ama CTP ve HP engel oldu” mu der?

Bu mudur bizim sorunumuz?

-*-*-

Mevcut sıkıntılı hükümet kurulurken de yazdım şimdi de yazıyorum; bizim bu hükümetin acil işler yapmasına çok fazla ihtiyacımız bulunmaktadır.

Çok acil ve çok ciddi sorunlarımız söz konusudur ve bu sorun ve sıkıntılar; UBP’li bir veya altı vekilin kişisel egolarının tatmini sıkıntısının çok üzerinde olmalıdır!

-*-*-

İnsanımızın aşılanması, bir veya altı UBP’li vekilin egosunun çok ötesinde öneme sahiptir...

Bütçe, bir veya altı UBP’li vekilin kişisel hesaplarından daha önemlidir...

Kıbrıs Türk halkının geleceği; UBP’li bir veya altı vekilin koltuk sevdası veya kişisel geleceğinden de çok değerlidir.

-*-*-

Olmaz eminim...

Çok aykırı ve de acayip bir şey olduğunu biliyorum ama bugün CTP ve HP’liler Resmiye Canaltay’a oy verir; bir veya altı UBP’li vekil vermezse; UBP bu bir veya altı vekili partiden ihraç mı eder yoksa tümünü kahraman mı ilan eder?

Haliyle son bir soru; UBP bölündü mü?

Cevap veriyorum: UBP tarihi boyunca hep bölük pörçüktür; seçime beş kala toparlanır!

Bu da ayrı bir KKTC gerçeğidir ne yazık ki!

-*-*-

Şunu da eklemekte fayda vardır...

Başka ülkelerde benzer olaylar olmuyor mu?

Elbette oluyor!

Mesela İngiltere’de!

Bazı vekiller, bazen, partilerinin kararının hilafına hareket edebiliyor; oy kullanabiliyor!

Ama, normal zamanlarda!

Normal olmayan, salgının hem sağlığımızı hem ekonomiyi yerle bir ettiği dönemlerde değil!

Ülkenin insanları ve devletin her şeyi çok ciddi sıkıntılıyken bir veya altı vekilin ego tatmin ediyor olması; ülkeden kaçmalarını dahi gerektirebilir!