Haftalardır yazıyoruz..

Şu sorun, bu sorun...

Çözüm bekliyorlar, hükümet lazım!

Tam 2 aydır hükümet yok.

Bir aç bakan, “hayır görevdeyiz” dese de, işler yürümüyor ve herkesin ekonomik dayanıksızlığına, moral anlamda çöküntü, tuz biber ekiyor...

-*-*-

Bir okuyucunun veya televizyon izleyicisinin mesajı aynen şöyle:

“... Bir kaç haftadır devletten radyoterapi almaktaydım. Bugün gittim ki 20-25 kişi hepimize Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi’ne sevk verdiler. Kiminin 5 seansı kalmıştı bitmesine kimimizin 15 -25. Devletteki iki teknisyenin ikisi de izinliymiş. Birinin babası hasta öteki niye geri çağrılmadı anlamadım gitti. 20 - 25 kişi resmen kurul çıkartmak için öğleye kadar hastane – sigortalar - sağlık bakanlığı, tekrar hastane, yollarda mekik dokuduk o sevk raporunu halledene kadar. Öğleyin de 13:30'da Yakın Doğu Hastanesi’ne gittik rapor teslim ettik. Tabii çağrılacakmışız en erken bir zamanda ama ne zaman bilmiyoruz. Neyse ki Yakın Doğu var da bir de bizi pandemi dolu Türkiye'ye yollamalarına gerek kalmadı. Sağlık bakanı göreve. Showlar bitsin artık. O radyoterapi bölümüne 2 teknisyen bir doktor gerçekten az. Tedavilerimiz gecikirse bunun sorumlusu kim? Tedavinin ortasında sokağa atıldık gibi hissediyorum kendimi…”

-*-*-

Bu kısa mesajdan çıkarılacak öyle dersler var ki!

Ama hepsinden önemlisi, mesajın sonuna eklenen ifade…

Bu ifadede diyor ki yazan kişi; “… Sakın adımı verme, benim daha tedavim sürecek, bana kötü davranmasınlar…”

-*-*-

Nasıl bir ülkede yaşıyoruz farkında mısınız?

Dünya’nın en kötü hastalıklarından birine yakalanmış insanlar ve devlet onlara tedavi veremiyor.

Neden?

Personel izinli veya hasta!

-*-*-

Yıllardır çözemediğimiz bir konu!

Personel eksik!

-*-*-

Ve bürokratk eziyet!

Oraya git, kağıt al, imzalat, geri dön, buraya git, başka kağıt al, imzalat geri dön...

Resmen devlet işkence yapıyor.

-*-*-

Bu küçük mesajda çok ders var!

Çooook!

-*-*-

Sağlık Bakanı’na çok güvendiğimi defalarca yazdım.

Baflı oluşu yeter.

İyi niyetinden hiç şüphe etmedim.

Konunun Sağlık Bakanı ile bir alakası olmadığından da eminim ama mesajdaki ifade bence dikkate alınmalı; “Sağlık Bakanı göreve!”.

-*-*-

Radyoterapi bölümüne iki teknisyen ve bir doktor çok az!

Sağlık bu!

Başka bir şeye benzemez!

-*-*-

Ve en önemli mesaj: “Showlar bitsin artık!”...

Evet, yeter artık!

Tamam, bin kez şükran, thousand times thanks ama biraz da hizmet lütfen!

-*-*-

Ne demiştik?

Kısa bir mesaj, ama ders çok!

-*-*-

İyi ki varsın Yakın Doğu Hastanesi!

Gerçekten iyi ki var!

-*-*-

Sadece bu aksaklıkta değil; bir çok durumda, imdada yetişiyor.

Parasıyla tabii ki!

Elbette parasıyla olacak!

Daha önce Türkiye veya İngiltere hastanelerine sevklerde para alınmıyor muydu?

-*-*-

bu kısacık mesajda ders çok!

Hem de çok!

-*-*-

Ne diyor arkadaş?

“...Tedavilerimiz gecikirse bunun sorumlusu kim?”

Evet, ben de sormak istiyorum; Sorumlu kim?

-*-*-

İşte bu yüzden, dörtlü veya ikili; lütfen outrun ve kurun gayrı bu hükümeti!

Kurun ve iş görelim!

-*-*-

Başka bir konudan da bahsetmek istiyorum!

Adam Pakistan’dan gelmiş; yıllarca eşinden ayrı kalmış…

Eşi de aynı ülkeden…

Adam, vatandaş olmuş…

KKTC vatandaşı…

20 yılı aşkın süredir KKTC’de yaşıyor…

18’miş geldiğinde…

Şimdi neredeyse 45…

Kadın da aynı yaşlarda…

15 yıl kadar önce kadın da gelmiş buralara…

Çocukları da var; iki tane…

18’den küçük çocukların yaşları…

Kadın KKTC vatandaşı değil.

Çocukları, 18’i geçince sınır dışı mı edilecek?

-*-*-

Çocukları vatandaş yapmadılar mı?

Yapmamışlar…

Nasıl olacağını bilmiyor bence insanlar…

Peki hükümet?

-*-*-

Ne yazık ki her koalisyonda, tüm pazarlıklar, İçişleri Bakanlığı üzerine yapılıyor…

En güçlü vekiller, bu bakanlığı talep ediyor…

Ediyor etmesine ama; bazı işlerin dönmediği gayet açık!

-*-*-

Geçenlerde ağır bir UBP’li abiye, “Özellikle son dönemde, bu bakanlığın, gözle görülür iyileşmeler yaşadığına tanıklık ettik; umarım böyle devam eder” dedim; “… HP’ci oldun” dedi…

-*-*-

Geçelim bu saçmalıkları!

Lütfen, artık iş görelim!

Sonuç görelim!

-*-*-

Bu satırlar yazılırken, hükümetin ne olacağı, nasıl kurulacağı, kurulup kurulmayacağı henüz belli olmamıştı.

HP’nin Parti Meclisi henüz toplanmamıştı.

-*-*-

Sonuç ne olursa olsun, daha fazla tahammülü kalmamıştır!

Sorunlar, hepimizi boğacak seviyeyi çoktan aşmıştır!