UBP’ye üye olsaydım

istifa ederdim!

KKTC çok küçük bir ülke...

Bir gazeteci olarak, Ünal Üstel ile çok söyleşi yaptım, çok sohbet ettim, yemek yedim, kahvaltı yaptım...

Nazım Çavuşoğlu, askerden tertibimdir; tıpkı Üstel gibi çok fazla söyleşi yaptığım bir siyasetçidir...

Faiz Sucuoğlu’nu çocukluktan bilirim, babasını – annesini ve ağabeyi Erhan Sucuoğlu hocamı çok iyi tanırım...

Dursun Oğuz’u, siyasete girmeden önce tanıdım ve bir Yeşilırmaklı olarak, köyümüze balıkçı barınağı yapılmasına harcadığı emekten dolayı ayrıca çok sevdiğimi hiç inkar etmem...

Hasan Taçoy belki de siyasi hayatta yer alan ama özel anlamda en çok yakınlık duyduğum kişilerden biridir...

-*-*-

Mesleğimiz gereği, siyasetçilerin tümünü yakından tanıma, Kıbrıslı Türk olmanın verdiği rahatlıkla da onlarla samimiyet kurma şansımız vardır...

-*-*-

Yukarıda isimlerini saydığım beş kişi, UBP’nin olağanüstü kurultayında genel başkan olmak için adaylıklarını açıkladı.

Geçtiğimiz Cumartesi günü sandıklar kuruldu.

Pandemi kısıtlamalarına rağmen, tükürük mesafesinde ve bir çok kural hiçe sayılarak, yani herkes hayatını da riske atarak sandığa gitti, oy kullandı.

-*-*-

Sucuoğlu ve Taçoy, ikinci tura kalan isimler oldu...

Aradaki oy farkından dolayı, “zor kapanır, hatta kapanması imkansızdır” diye düşünerek, “Hasan Taçoy kardeşim, çekil, Faiz Sucuoğlu  kardeşimiz derhal HP ile yeni hükümet kursun” diye, haddimizi de aşan yazılar yazdık...

-*-*-

Derken, Çarşamba günü Taçoy’un, “tüzük, müzük ne derse o yapılacak” diye bir açıklaması oldu.

Benim anladığım, “ikinci tura gidiyorum” demek istediğiydi.

“En doğal hakkıdır ama kesin kaybeder” diye düşüncem devam etti...

-*-*-

Derken, Çarşamba akşamı Başakşehir – Manchester United maçını izlerken, bir telefon geldi; “UBP’de önemli gelişmeler var” dedi biri...

“Kardeşim, ne türden önemli gelişmeler olabilir ki; Faiz bey neredeyse kabineyi açıklayacak” demeye kalktım ki; “... Hiç da öyle olmayacak, bu hafta kurultay murultay yok” dedi...

-*-*-

Murultayı bilemem ama olağanüstü kurultayın ikinci turu yok mu yani?

Sordum!

“Ağır bir haber bekle yarın” dedi...

Doğrusu, “sen delisin be, mümkün değil, durduk yere, gayet demokratik bir seçim yapılmışken, neden kurultayın ikinci turu ertelensin ki?” diyerek, bana telefon açan kardeşime saldırıya geçtim.

“Olmaz öyle şey, imkansızdır, mümkün değil, UBP’liler deli mi oldu?” noktasına kadar getirdim meseleyi.

-*-*-

Derken dün sabah kalktım...

UBP falan konuşmayacağım artık...

“Taçoy, ikinci tura katılacak” demiş; o kadar...

Ve o kadarla kaldım...

-*-*-

10.30’da DAÜ İletişim’de bir adet dersim var bu sene...

Bir adet de 13.30’da var...

Telefonu, bağlantıları kapattım, Medialife’ta, nefis bir odam var, oradan bağlandık, online derse başladık...

Öğrencilerimden biri Nijerya’da, biri de Mağusa’da...

-*-*-

Dersi bitirdim, telefonu açtım, eşim en az beş kez aramış!

Telefonda “olmaması gereken miktarda” “miss call” var!

Korktum, endişelendim!

Ne olabilir ki?

-*-*-

Yağmur yağmadı ki sel falan olsun; rüzgar yok tsunami falan olmaz!

Alo canım!

Duydun mu?

N’oldu?

Aç haberleri oku!

Ve açtım okudum; ağzım da açık kaldı!

-*-*-

“U banayiamu”!

İkinci tur ertelenmiş!

Tam anlamadım da!

İkinci tur seneye yapılacak ama Faiz beyle Hasan bey mi yarışacak?

Yoksa tamamen tu baştan mı alacağız?

-*-*-

Bu durumda, şu andaki “erteleme” Faiz beye karşı bir “darbe” midir?

Darbeyse kim yapmıştır?

Neden yapmıştır?

-*-*-

Ankara mı?

Bu darbeyi Ankara mı yaptı?

Neden yaptı?

Cumhurbaşkanlığı seçiminde UBP’nin sevineceği müdahale yaptık; bunlar şimdi çok sevinir, şımarır, bir de onları mı darbeleyelim dediler?

-*-*-

Şaka mı bu?

Yoksa Ankara’nın haberi bile mi yok?

UBP’yi yönetenler, “Hasancı” mı?

Bu bir oyun mu?

Sırf Faiz bey olmasın diye mi?

Faiz bey kzanırsa Hasan bey yine başka partiye kaçar korkusu mu?

E şimdi Faiz bey kaçarsa?

Bu korku yok mu?

-*-*-

Doğrusu çözemedim!

Gün boyunca çok dedikodu işittim!

Faiz beyle ilgili yığınla dedikodu işittim!

-*-*-

Faiz bey, vakt-ı zamanında benim için iki kez dedikodu yaptı...

Açıkça söyledi aslında; dedikodu da değildi... Ama söyledikleri, yalandı, neyse!

Milliyetçi horozlardan oy almak için yapmıştı!

“Acaba şimdi tam sırası, ben de O’nun için yapsam mı?”

Ne gereği var!

-*-*-

UBP, çok güçlenmişti...

Acaba, bunu bir miktar azaltmak isteyenler mi vardı?

-*-*-

Sahi, Hüseyin Özgürgün geliyor muydu?

Şimdi Ersan Saner, 10 ay başbakan mı olacak?

Bu bir çeşit piyango mu yoksa “ateşten gömlek giymek mi?”

-*-*-

Demokrasi mi?

Vallahi UBP ile organik bir bağım yok; üye falan değilim...

Ama ne isterse olsun; bu işe “hukuk dışı” ve “demokrasi ayıbı” olarak bakarım...

UBP’ye üye olsaydım; istifa ederdim...