Yeni Bakış gazetesinden Eniz Orakcıoğlu'nun haberine göre; Patates ihracatı, her geçen yıl biraz daha düşüyor. Ticaret Dairesi raporlarına göre, 2016 yılında 1,4 milyon dolar olan patates ihracatı, 2017 yılında 424 bin dolara kadar geliriledi. Yüzde 69’luk bu düşüş, patates üreticisinin üretimden kopmasına neden oldu.

Bicen; “Esas engel çözümsüzlük”

Doğancı (Elye) Üreticiler Birliği Başkanı Mehmet Bicen, ihracatta düşüşün başlıca sebeplerinden birinin plansız üretim olduğunu vurgulayarak, “Bunun yanında patates pazarının olmaması da ihracattaki düşüşün bir diğer sebebidir.  Geçmiş yıllarda Türkiye’ye ihraç ettiğimiz patatesin önünü, sıfır limitasyon uygulaması kapatmış, Güney Kıbrıs’a sattığımız patatese de oradaki üreticiler ayaklanarak engel olmuştur. Ama esas ve başlıca ihracatın önünde duran engel, Kıbrıs Sorununun çözümsüzlüğüdür” şeklinde konuştu.

“Hükümet elini taşın altına koymuyor”

Bicen, “Limiti yüzde 1 yapsalar Türkiye’ye ihracat konusunda hiçbir sıkıntı yaşanmayacaktır. Ama biz üreticilerin bütün taleplerine rağmen ne Tarım Bakanı, ne de hükümetten herhangi biri elini taşın altına koyarak böyle bir girişimde bulunmuyor. Türkiye KKTC’ye kendi dış ticaret mevzuatını uygulamakta, hâlbuki Türkiye ile KKTC’nin birde Kıyı Ticareti anlaşması vardır” dedi.

“Patateslerimiz organiktir”

Bicen, sözlerine şu şekilde devam etti; “Sıfır limitasyondan ilaç kalıntısından, pestisitten değil, haşere kalıntısından bahsedilmektedir. Böcek ve kurtçuk gibi haşereler patateslerde bulunabilmektedir, bu da patatesin tamamen organik yetiştirildiğini göstermektedir. Ama nedense Türkiye Cumhuriyeti yetkilileri bize haşerede sıfır limit uygulamaktadır. KKTC’de laboratuvarlarımız bu analizleri ve kontrolleri yapmaktadır. Havaların 20 derecenin üzerine çıktığı dönemlerde güvenin popülasyonu artar. Burada yumurta şeklindeyken, Türkiye’ye gidinceye kadar, limanda da analiz için 1 hafta beklettikleri takdirde bu yumurtalar açılır ve kurtçuk olur, dolayısıyla da patatesler geri gönderilir.”

“Yılda 7 bin - 8 bin ton üretmekteyiz”

Üreticinin üretim yapmakta hiçbir sıkıntısı olmadığını anlatan Bicen, “Güney Kıbrıs 150 bin ton üretirken biz yılda 7 bin - 8 bin ton üretmekteyiz. Üretim fazlamız bile 3 bin 4 bin civarında bir miktardır.  Biz güneyin ürettiği patatesi 16-17 yılda ancak üretebilmekteyiz. Kısacası biz çok üretiyoruz ve satamıyoruz mantığı doğru değildir. Güney Kıbrıs Avrupa Birliğinde olduğu için çok üretip, ihracat yapabiliyor, eğer bizde Avrupa Birliğine girebilseydik, daha çok üretip daha çok satabilirdik. Ama hem Türkiye tarafından hem de Avrupa’ya direkt yollayamadığımızdan dolayı bu sıkıntıları çekiyoruz” diye konuştu.

“Parmak patatesi ithal ediyoruz”

3 bin – 4 bin civarında patates fazlası olduğu halde donmuş parmak patatesin ithal edildiğine dikkat çeken  Bicen, “Bu durum da büyük bir çelişkidir. Madem ki iskonto patatesimizi satamıyoruz. Toprak ürünlerinin bu konuda ısrarı nedendir. Yapılması gereken ise, Sanayi tipi tohumluları artırarak, sanayiciyi üretici ile sözleşmeli üretim politikası çerçevesine sokup, iç piyasadaki parmak patates ihtiyacımızı bu şekilde karşılamakla birlikte, dıştan gelenin önünü fon ve kotalarla kesmeniz gerekir. Dolayısıyla o para dışarı çıkmayarak, içerde kalacak ve biz de üretim fazlamızı en azından bu geçiş döneminde çözmüş olacağız” dedi.

“Hangisi sağ, hangisi sol görüşlü”

Bicen, sözlerine şu şekilde devam etti; “Meclisteki milletvekilleri kürsüde bu konularda konuşurken, sol görüşlü vekil fon ve kotaların kaldırılmasını savunmakta, sağ görüşlü başka bir vekil ise çıkıp üreticiyi desteklemek için kotaların ve fonların olması gerektiğini savunur. Bu noktada sağ ve sol siyaset anlamında da kafamız karışmaktadır.”

“30 bin tondan 8 bin tona düştük”

30 bin ton patates üretiminden 7-8 bin ton üretime düştüklerini vurgulayan Bicen, “Bir zaman 30 bin ton patatesi rahatlıkla satarken, şimdi 7-8 bini bile satmakta zorlanıyoruz. Patates elde kaldıkça üretici de üretimi azaltmakta ve üretimden kopmaktadır” şeklinde konuştu.